Boşanma davasında ileri sürülebilen vakıalar içerisinde aldatma en çok kullanılan kusurlu davranışlardan birisidir. Fakat halk arasında aldatma diyebileceğimiz davranışlar Yargıtay uygulamasında farklı kategorilerde incelenir. Bu kategoriler:
- Güven sarsıcı davranışlar,
- Sadakatsizlik,
- Zina
Olmak üzere üçe ayrılır. Aslında bu üç kategori de sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış niteliğinde olsa da Yargıtay uygulamasında ayrı değerlendirmeye tabi tutulmaları haklı bir sebebe dayanmaktadır. Öyle ki aldatmanın farklı çeşitlerde kendisini göstermesi hem kusur kıyasına hem de boşanmanın sonuçlarına etki eder.
Güven sarsıcı davranışlar, en başta cinsel ilişki seviyesine varmayan gönül ilişkileri olmak üzere eşin güvenini zedeleyen eylemleri ifade etmektedir. Eşin internette tanıştığı birisiyle sık sık telefonda görüşmesi buna örnektir.
Zinanın ispatı için ise cinsel ilişkiye şahit olunması gerekmese de, güçlü bir delille ortaya konulması şarttır. Kocanın başka bir kadınla aynı otelde kalması, kadının bir başka adamı gece vakti evine alması zinayı kanıtlayabilir. Zina eden eşin mal paylaşımındaki oranı azaltılabilecek veya tamamen kaldırılabilecektir.
Yargıtay dilindeki sadakatsizlik kavramı ise güven sarsıcı davranış boyutunu aşan eylemler için kullanılmaktadır. Bunların içine zinaya varan hareketler de girse de boşanma davası evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı olarak açılmışsa artık değere katılma oranı bundan etkilenmez. Fakat yine de güven sarsıcı davranış seviyesinin üstüne çıkıldığından kusur kıyasında önemli farklılık doğacaktır. Dolayısıyla boşanmanın fer\’isi niteliğindeki nafaka ve tazminat talepleri hakkında sadakatsiz eş aleyhine karar verilmesi olasılığı büyük oranda artar.
\”…ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmiş, hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince erkeğin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı kadına “güven sarsıcı davranışta bulunma” kusuru yüklenmiş ise de; tanık anlatımları ve HTS kayıtları ile dosya içeriğine kazandırılan Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/1252 E. ve 2018/451 K. sayılı kararındaki dava dışı ’in, kadının sadakatsizliğine ilişkin beyanlarının birbiri ile örtüşmesi durumu dikkate alındığında kadının kusurunun sadakatsizlik boyutunda olduğu anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, mahkemece belirlenen diğer kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir…\” Y. 2. HD. 2022/1226 E., 2022/3861 K., 20.04.2022 T. |