Y. 12. CD. 2019/1554 E., 2020/5223 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında beraat kararı verilmesi nedeniyle CMK’nın 232/2-c madde, fıkra ve bendi gereğince suçun işlendiği tarihin gerekçeli karar başlığına yazılması zorunluluğu bulunmamasına rağmen şikayet dilekçesinin kapsamına ve taraflar arasındaki boşanma davasının açılış tarihine göre 02.04.2015 olan suç tarihinin, şikayet tarihi olan 07.05.2015 tarihi olarak gerekçeli karar başlığında gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.
Sanığın aksi kanıtlanamayan savunmasına, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden tespit edilip incelenen taraflar arasındaki boşanma davasına ilişkin …Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 04.10.2016 tarihli, 2015/126-2016/375 sayılı ve 07.03.2018 tarihinde kesinleşen karar örneğine, soruşturma evresinde …Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/126 esasına kayıtlı dosyadan temin edilip, zarf içerisine konulan şikayete konu günlük sayfalarına ve dosyada mevcut diğer delillere göre; 04.02.2014 tarihinde evlendiği resmi nikahlı eşi olan katılan … ile … isimli bir şahsın whatsapp uygulaması üzerinden 06.02.2015 tarihinde birbirlerine gönderdikleri mesajları görüp, eşinin sadakatinden kuşkulanan sanık …’in, bu tarihten itibaren katılanla fiilen ayrı yaşamaya başladığı ve aynı dönemde ortak konuttaki gardıropta kalan katılana ait günlüğü fark edip, katılanın evlenmeden önce el yazısı ile yazdığı ve 22.10.2011 01:27 ibarelerinin yazılı olduğu sayfada; “…Mehmet bugün beni yıktı geçti, bana belki de ilk defa bu kadar acımasız oldu. Ona bir şey diyemem… Çok kızgın, haklı, ben onu aldattım. Ona hep kendimi savundum. Benim hakkımda çok şey duydu, öğrendi…”; 17.08.2012 02:46 ibarelerinin yazılı olduğu sayfada; “…..’yla …’in doğum günümü hatırlamamasına acayip bozuldum.” açıklamalarının da yer aldığı günlüğü okuyarak, … isimli şahsın katılanın üniversite yıllarından beri arkadaşı olduğunu öğrendiği, daha sonra gerek katılan … ile … isimli şahsın whatsapp uygulaması üzerinden gönderdikleri mesajları gerek katılanın günlüğünü avukatına teslim edip, katılan aleyhine 02.04.2015 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davası açtığı ve söz konusu günlükteki yaklaşık 24 sayfanın “Ek-3” başlığıyla ve diğer delillerle beraber boşanma davasına sunulmasının ardından, 07.05.2015 tarihinde karşı boşanma davası açan katılanın, aynı tarihte, günlüğünü mahkemeye vererek özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği iddiasıyla sanıktan şikayetçi olduğu ve bu nedenle sanık hakkında TCK’nın 134/1. madde ve fıkrası gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, taraflar arasındaki boşanma davasının ise “…Davalı karşı davacı kadının dosya içerisinde bulunan whatsapp görüşmelerinde başka erkekle görüştüğü ve buluştuğu böylelikle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacı karşı davalı kocanın eşine şiddet uyguladığı… kusur kıyaslaması yapıldığında davalı karşı davacı kadın mahkememizce ağır kusurlu eş, davacı karşı davalı koca ise az kusurlu eş olarak kabul edilmiştir…” gerekçelerine dayalı olarak 04.10.2016 tarihinde sonuçlandığı ve boşanma kararının 07.03.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla;
Katılana ait günlüğün ilgili sayfalarını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın güven sarsıcı ve olumsuz davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmamasından dolayı sanık hakkında CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi uyarınca beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş; tebliğnamedeki “… Katılanın izni olmaksızın yasa dışı yöntemle elde ettiği katılana ait günlükleri boşanma davasında lehine kanıt olarak değerlendirilmesi için mahkemeye sunan; katılanın özel yaşam dünyasının bir parçası olan günlüklerindeki duygu ve düşüncelerin deşifre olmasına neden olan sanığın özel yaşamın gizliğini ihlal etmek biçiminde sabit olan eyleminden ötürü cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken; süreçte toplanmış kanıt durumuyla örtüşmeyen; yanılgılı hukuksal değerlendirmeyle sanığın beraatine karar verilmesi…” nedenine dayalı olarak hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 14.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.