Boşanmada Nafaka ve Tazminat Miktarlarının Birbirini Etkilememesi

Yargıtay HGK. 2009/2-500 E., 2009/557 K.

\”İçtihat Metni\”

MAHKEMESİ : Kadıköy 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2009
NUMARASI : 2009/111-2009/349

Taraflar arasındaki “Boşanma, Yoksulluk Nafakası, Maddi ve Manevi Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 1.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 9.10.2007 gün ve 2007/290 E., 2007/672 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 15.07.2008 gün ve 2008/6424 E., 2008/10579 K. sayılı ilamı ile; (…1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacının, emekli olup sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bozmadan sonra yapılan inceleme ve araştırma, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğini kabule yeterli değildir. Türk Medeni Kanununun 175’nci maddesi koşulları davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde davacının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır…) gerekçesiyle kısmen bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

  HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; boşanma, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup yoksulluk nafakası dışındaki hususlar kesinleşmiştir.
Yerel mahkemece boşanma davasının kabulüne, maddi –manevi tazminat ve nafaka davasının kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine özel dairece yukarıda açıklanan nedenle yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş, yerel mahkeme kararında direnmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174.maddesine göre, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği öngörülmüştür.
Yine aynı kanunun 175.maddesinde ise, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı açıklanmıştır.
Görüleceği üzere davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatların hukuksal dayanağı ile yoksulluk nafakasının hukuksal dayanağı birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine ikame edilemeyeceği gibi, birini alanın diğerini alamayacağının ileri sürülmesi yasal mevzuat karşısında mümkün görülmemektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş içtihatlarında da kabul edildiği gibi; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 16.5.2007 gün 2007/2-275 E.,2007/275 sayılı kararında da benimsendiği gibi yaşlılık aylığı alınması nafakaya hükmedilmesine engel teşkil eden bir durum değildir.
 Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir.
İlkeler bu olmakla birlekte, tüm dosya kapsamından davalının %98 oranında özürlü olmakla birlikte boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu ve her iki tarafın emekli oldukları anlaşılmaktadır. Somut olayın açıklanan özelliği dikkate alındığında tarafların ekonomik sosyal durumuna, karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici  nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA,  istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.11.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.

İletişime Geç
Whatsapp'tan Yaz
Merhaba 👋
Okuduğunuz konuyla ilgili veya başka bir konuda avukat tutmanız gerektiğini düşünüyorsanız aşağıdaki butona basarak kısaca yaşadığınız durumu anlatabilirsiniz. İstanbul içinde faaliyet göstermekteyiz.
Av. Oğuzhan Yazıcı | İstanbul