Görevli ve Yetkili Mahkeme
- “…Dava, davacının cinsiyetinin kadın olarak değiştirilmesi için gerekli ameliyata ve kişisel durum sicilinin de “kadın” olarak değiştirilmesine izin verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, HMK’nın 382. maddesine göre çekişmesiz yargı niteliğinde olan uyuşmazlığa bakmakta sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın nüfus davası olup asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda; davacı anatomik olarak erkek olmasına rağmen kendisini kadın gibi hissettiğini belirterek, cinsiyetinin değiştirilmesi için gerekli ameliyata ve cinsiyet değişikline ve nüfus kaydındaki cinsiyet kaydının değiştirilmesine izin verilmesini mahkemeden talep etmektedir. Bu durumda nüfus kaydına ilişkin düzeltme kapsamında kalan ve çekişmeli olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir…” Y. 17. Hukuk Dairesi 2014/14556 E. , 2014/15420 K.
- “…Dava, davacının nüfus kaydındaki cinsiyet kısmının değiştirilmesi istemine ilişkindir. …. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının nüfusa dayalı yerleşim yeri adresinin Kırklareli olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ….Asliye Hukuk Mahkemesi ise, yapılan kolluk gücü araştırması sonucu davacının …. adresinde ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından, ilgilinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, … Merkez Jandarma Komutanlığının 02.10.2013 tarihli yaptığı adres araştırmasında davacının yerleşim yerinin …. adresi olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın …. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir…” Y. 17. Hukuk Dairesi 2014/1989 E. , 2014/3596 K.
Aktif Dava Ehliyeti
- “…Mahkemece davalının cinsiyet değişikliği isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olan cinsiyet değişikliğinde aktif dava ehliyetinin bizzat cinsiyeti değişecek kişiye ait olduğundan davanın aktif husumet ehliyeti yönünden reddi yerine esasa girilerek kabulü doğru görülmemiştir…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2015/6208 E. , 2016/1374 K.
Raporun Heyet Raporu Niteliğinde Olma Şartı
- “…Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davacı T.. K..’ün 01.12.1978 doğumlu, kadın cinsiyetinde ve bekar olduğu, E.. Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin değişik anabilim dallarınca verilen bazı raporlara dayanılarak davanın reddedildiği görülmektedir. Mahkemece yukarıda yazılı yasanın emredici hükmü dikkate alınarak tam teşekküllü bir hastaneden veya adlı tıp kurumundan davacının ‘transseksüel yapıda olup ve cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olup olmadığı ile üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunup bulunmadığına’ ilişkin hususları bir arada inceleyip değerlendirmede bulunan bir heyet tarafından verilecek resmi sağlık kurulu raporu alınmasından sonra oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, heyet raporu niteliğinde olmayan anabilim dalı raporu esas alınarak eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2013/19541 E. , 2014/5550 K.
Üreme Yeteneğinden Yoksun Olma Şartının Aranmaması
Önceleri aranmakta olan bu şart uluslararası antlaşmalara aykırı olduğundan uygulanmamaya başlamıştı. Daha sonra bu hüküm AYM tarafından iptal de edilmiştir.
- “…Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; “Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transeksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.” biçimindeki hükmün “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.” kısmının sözleşmenin 8. maddesinde ifade edilen özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğini ve sözleşmeye aykırı olduğunu belirtmiştir. Anayasanın 90. maddesindeki emredici kural son derece açık ve nettir. Ulusal mevzuatla usulüne uygun yürürlüğe konulan bir uluslararası sözleşme hükmü çelişmiştir ve burada uluslararası sözleşme hükmünün uygulanacağı duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıktır…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2014/18452 E. , 2015/7159 K.
Cinsiyet Değişiminde Dava Süreci
Cinsiyet değiştirme için iki ayrı dava gerekmektedir. İlk dava ameliyat için izin alınmasına ilişkin iken, ikinci dava ise bu ameliyatın yapıldığının doğrulanmasıyla nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir.
- “…Dava dilekçesinde, cinsiyet değişikliğine izin verilmesi, yasal koşullar gerçekleştiğinde de nüfus kaydında buna uygun cinsiyet ve isim düzeltiminin yapılması istenmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi kapsamında cinsiyet değişikliği için izin verilmesi ve cinsiyet değişikliğinin nüfusa tescili istemine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 40.maddesinde cinsiyet değiştirme ve cinsiyet değiştirme için aranan şartlar düzenlenmiş olup buna göre; cinsiyet değiştirmek isteyen kimse mahkemeye şahsen başvurarak cinsiyetinin değiştirilmesini talep edebilecektir. Mahkeme bu istem karşısında cinsiyet değişikliğine izin verebilmek için istem sahibinin 18 yaşını doldurmuş olması, evli olmaması, transseksüel yapıda olup cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemiş olması şartlarını arayacaktır. Bu şartların yerine gelmesiyle cinsiyet değişikliği için izin kararı verilecek ve verilen izin kararı doğrultusunda kişi cinsiyet değişikliği ameliyatı olabilecektir. Cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde ise bu defa mahkemeden nüfus kaydının düzeltilmesi talebinde bulunularak yeni durum nüfus siciline işlenebilecektir. Cinsiyet değiştirme kanundaki düzenlemeye göre iki aşamadan oluşmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasında tahdidi olarak sayılan şartların varlığı halinde mahkemece cinsiyet değişikliği için izin kararı verilecek, maddenin ikinci fıkrasında ise; birinci fıkra gereği verilen ve kesinleşen cinsiyet değişikliğine izin kararına bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilecektir. Yani cinsiyet değişikliği için; ilk önce cinsiyet değişikliğine dair mahkemece izin kararı verilmeli ve bu izin kararına istinaden gerekli cinsiyet değişikliği ameliyatı yapılmalıdır. Daha sonra açılacak davada ise mahkemece, cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilecektir. Özetle; TMK 40. maddesine göre, iki ayrı dava mevcut olup, birinci fıkrada cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası, ikinci fıkrada ise cinsiyet yönünden nüfus kütüğünde düzeltme davası düzenlenmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerledirildiğinde; davacının iddiası Almanya’da cinsiyet değişikliği için ameliyat olduğu ve bu ameliyatlara dair rapor suretlerinin tercümelerini dosyaya sunmuştur. Ancak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 29.01.2016 tarih ve 242 sayılı raporuna göre davacının sunulan belgelere göre cinsel değişiklik ile ilgili bir cerrahi işlem uygulanmadığı bildirilmiştir. Dolayısı ile Kanunun 40. maddesindeki cinsiyet değişikliği için ameliyat aşamasının geçildiği kabul edilemez. Ancak mahkemece davacının durumu ile ilgili iki ayrı sağlık kurulu raporu alınmış, sunulan raporlar Kanunun aradığı hususları ihtiva etmemektedir. Şöyle ki; cinsiyet değişikliğine izin için ilk raporda olması gereken husular; cinsiyet değişikliği talep eden kişinin transseksüel yapıda olup olmadığı, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olup olmadığı hususları açıkça raporda belirtilmelidir. İlk aşama yani cinsiyet değişikliği ameliyatı tamamlandıktan sonra ikinci aşamada ise, nüfus kaydında düzeltme yapılabilmesi için cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması gerekmektedir. Buna göre mahkemece yapılacak iş; cinsiyet yönünden nüfus kütüğünde düzeltme davasının eldeki dosyadan tefrik edilip ayrı bir esasa kaydı yapılarak cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası ve izin verilecekse tıbbi yöntemlere uygun cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin “Resmi Sağlık Kurulu Raporu” sunması için imkan tanınıp, bunun sonucuna göre karar verilmesi; cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası yönünden ise, davacının bizzat yurt dışı tedavi belgeleri ile birlikte bir eğitim araştırma hastanesine sevki sağlanarak; 1-Transseksüel yapıda olup olmadığı, 2-Cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olup olmadığı, 3-Üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınıp oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermekten ibarettir…” Y. 8. Hukuk Dairesi 2017/7453 E. , 2018/2260 K.
Davalar birlikte açıldıklarında tefrik edilmeleri gerekecektir. İzin davası, nüfus kaydının düzeltilmesi için bekletici mesele yapılacaktır.
- “…Mahkemece TMK’nin 40. maddesine aykırı olarak cinsiyet değişikliğine izin davası görülüp sonuçlandırılmadan, eldeki davanın cinsiyet değişikliği davası olarak görülmesi ve nüfus kayıtlarında düzeltmeye karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” Y. 8. Hukuk Dairesi 2018/753 E. , 2019/5588 K.
Cinsel Gelişim Bozukluğu Durumu
- “…Davacılar dava dilekçesinde; 10.09.2011 tarihinde … Devlet Hastanesinde doğan … isimli çocuklarında cinsel kimlik bozukluğu olduğunu, hastanede cinsiyetinin “kız’’ olduğu yönünde teşhis konulduğunu, nüfusa da “kız” olarak tescil edilip kimlik çıkartıldığını, daha sonra … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde ve … Hastanesinde tedavi gördüğünü, cinsel gelişmesinin “erkek” yönünde ilerdiğini, ameliyatlar sonucunda cinsiyetinin “erkek” olarak tespit edildiğini ileri sürerek, çocukları …’in nüfus kaydında “kız” olan cinsiyetinin “erkek” olarak düzeltilmesini istemişler; mahkemece, dava cinsiyet değişikliği olarak nitelendirilip “çocuğun onsekiz yaşından küçük olduğu; bu sebeple Türk Medeni Kanununun 40’ncı maddesinde düzenlenenen cinsiyet değişikliğinin yasal şartlarının mevcut bulunmadığı” gerekçesiyle reddedilmiş, kararı davacılar temyiz etmiştir. Dosyaya sunulan belgelere göre; doğum 10.09.2011 tarihinde … Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde gerçekleşmiştir. Doğum olayına ilişkin tescile esas aynı tarihli belgede, doğan çocuğun cinsiyeti “kız” olarak bildirilmiştir. Çocuğun doğumdan dört gün sonra 14.09.2011 tarihinde “doğuştan beri kuşkulu dış genital yapısı olduğu” şikayetiyle yapılan başvuruda … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümündeki klinik değerlendirmesinde; baskın cinsiyetinin “kuşkulu” olduğu yönünde ön tanı konulmuş, muayene ve tetkikler sonucu aynı hastanece düzenlenen epikrizde ise, “cinsel gelişim bozukluğu” tanısı konulmuş, yapılan cerrahi operasyonla “hipospadias onarım (erkek yönünde düzeltici operasyon) ameliyatı” gerçekleştirildiği belirtilmiş, cerrahi müdahale sonrasında “cinsiyet belirleme kurulu” 07.06.2013 tarihinde çocuğun belirlenen cinsiyetini “erkek” olarak tespit etmiştir. Bu tıbbi belgelerden anlaşıldığına göre doğan çocuğun cinsiyetini tayinde anatomik ve fizyolojik sebeplere bağlı olarak doğum belgesini düzenleyen görevlilerce hataya düşülmüş olması ihtimal dahilindedir. Bu olasılık ortadan kaldırılmadıkça ve sonradan uygulanan tedavi süreci gözetildiğinde davanın hukuki vasfının Türk Medeni Kanununun 40.maddesi kapsamında cinsiyet değiştirme olarak tayini doğru olmayacaktır. Böyle bir olasılığın olabilirliği veya dışlanması ise tıbbi araştırmayı gerektirmektedir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme bu bakımdan hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir. O halde, mahkemece; çocuğun hormon tetkikleri yapılarak, hastanedeki doğum belgeleri, varsa doğum öncesi (gebelik dönemi) tetkiklerine ilişkin tıbbi evraklar, … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi ve … Üniversitesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü ve … Hastanesi raporları ve epikriz belgeleri ve tüm tedavi evrakları ve hasta dosyaları adli tıbba gönderilerek, çocuğun “kız” olarak mı, yoksa “erkek” olarak mı doğduğu konusunda rapor alınmak suretiyle doğumdaki cinsiyeti kesin olarak belirlenmeli, genital sisteminde farklılaşma olup olmadığı araştırılmalı, genital sistemi normal olarak dünyaya gelmiş ise, cinsiyetinin sonradan değiştirilip değiştirilmediği, değiştirilmemiş ise doğumdan sonra genital organlara ne gibi bir cerrahi müdahale uygulandığı araştırılmalı, yapılan cerrahi müdahalenin “cinsiyet değiştirme” mi, yoksa genital organlardaki anatomik bozukluğun düzeltilmesi” mi olduğu tıbben belirlenmeli, açıklanan hususlarda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra davanın hukuki vasfının Türk Medeni Kanununun 40.maddesi kapsamında bir cinsiyet değişikliği mi yoksa, cinsiyetini tayinde yapılan bir hataya dayalı olarak kişisel durum sicilinin düzeltilmesine ilişkin bir dava mı olduğu belirlenmeli, sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm tesis doğru bulunmamıştır…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2015/10507 E. , 2016/6528 K.
Erkek Dış Genital Organının Takılması
- “…Davacı Türk Medeni Kanununun 40. maddesi uyarınca kadın olan biyolojik cinsiyetin erkek olarak değiştirilmesine izin verilmesini, yasal koşullar gerçekleştiğinde de nüfus kaydında buna uygun cinsiyet ve isim düzeltiminin yapılmasını istemiştir. Yerel mahkeme bu isteği; dosyada bulunan raporda davacının ürolojik olarak erkek dış genital organlarına sahip bulunmadığı gerekçesiyle reddetmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının dava tarihinde onsekiz yaşından büyük, bekâr, kadın olarak nüfusta kayıtlı bulunduğu, transseksüel yapıda olup Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğinde dört yıllık izleme sonucunda cinsiyetinin erkek olarak değiştirilmesinin ruh sağlığı açısından zorunlu bulunduğu dosyadaki tıbbi belge ve raporlardan anlaşılmaktadır. Mahkeme Türk Medeni Kanununun madde 40/1 uyarınca davacıya kadın olan cinsiyetinin erkek olarak değiştirmesi için 23.11.2004 tarihinde izin vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacının, izin kararından sonra geçirdiği tıbbi operasyon sonucu düzenlenen raporda: “Labium minuslarının” çıkartıldığı, vajinanın kapalı olduğu, ürolojik olarak erkek dış genital organlarına sahip olmadığı, bununla birlikte kadın cinsel organlarına da sahip olmadığı, üreme fonksiyonlarının bulunmadığı, genital bölgesinin kadın görünümüne sahip olmadığı, biyolojik cinsiyetinin psikolojik cinsel kimliğine uygun olarak değiştirilmesinin ruh sağlığı açısından gerekli olduğu açıklanmıştır. Dosyadaki raporlar Türk Medeni Kanununun madde 40’a uygun nüfus sicilinde cinsiyet değişikliği yapılması için yeterli değildir. Ancak davacının sunduğu Şişli Eftal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Doktoru imzalı yazıda: “Davacının kadın cinsiyetinden erkek cinsiyetine geçebilmesi için gerekli ameliyatlardan birincisini olduğu, kadınlık iç ve dış organlarının alınarak fiziksel kadın kimliğinin sonlandırıldığı, kadından erkeğe ‘ cinsiyet dönüşümünün ikinci aşama ameliyatının hastaya erkek cinsel organının takılması olduğu, bunun da tıbbi açıdan mümkün bulunduğu” ifade edilmiştir. Davacıya, cinsiyet değişikliğinin ikinci aşamasının da yapılıp Türk Medeni Kanununun 40/2. madde uyarınca tıbbi yöntemlere uygun “Resmi Sağlık Kurulu Raporu” sunması için imkân tanınıp, bunun sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gerekçeyle davanın reddi doğru bulunmamıştır…” Y. 2. Hukuk Dairesi 2005/17485 E., 2006/1343 K.
Yabancı Mahkeme Kararının Tanınması
- “…Davacı, cinsiyetinin “kadın” olarak kabul edilmesine ve Levent olan isminin de “Dilara” olarak değiştirilmesine dair yabancı mahkemece verilen kararların tanınmasına karar verilmesini istemiştir. Davacının izinle Türk Vatandaşlığından çıktığı, çıkma belgesini aldığı 1.10.2004 tarihi itibariyle Türk Vatandaşlığını kaybetmiş olup, yabancı durumunda bulunduğu, cinsiyet değişikliğine ilişkin kararın, 24.2.2005 tarihinde gerçekleştirilen ameliyat sonrasında Alman (Heidelberg) Sulh Hukuk Mahkemesince 1.6.2005 tarihinde, isim değişikliğine ilişkin kararın da aynı yer mahkemesince 4.4.2005 tarihinde verildiği, her iki kararın da , 13.6.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacının erkek iken gerçekleştirilen ameliyat sonucu kadın cinsiyetine geçtiği tarihte, davacı Türk Vatandaşı olmayıp …vatandaşıdır. İsim ve cinsiyet değişikliği, vatandaşı olduğu devletin hukukuna göre karara bağlanmıştır. Buna ilişkin yabancı ilamın tanınmasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. Cinsiyet değişikliğinin Türk Medeni Kanununun 40. maddesinde gösterilen prosedür izlenmeden yapılmış bulunması ve kararın dayandığı doktor raporunun, bu maddede sayılan hususları ihtiva etmiyor olması tek başına Türk kamu düzenine aykırılık oluşturmaz. O halde koşulları oluştuğundan her iki kararın tanınmasına (5718 s. MÖHUK. md. 58) karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır…” Y. 2. Hukuk Dairesi 2009/9678 E. , 2009/22090 K.
Avukat Oğuzhan Yazıcı, 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra stajını tamamlamış ve ruhsatını aldığından beri İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık yapmaktadır. Özel hukuk alanındaki yüksek lisansını da İstanbul Üniversitesinde tamamlamıştır. (ORCID ID: 0009-0005-8249-8432)
Kurumsal icra (para tahsili) işleri yapmamaktayız. Dolayısıyla lütfen kendisini adımızla tanıtıp çeşitli nedenlerle sizden para isteyenlere para göndermeyin. Sahte hesaplarla iletişime geçenlere karşılık dahi vermeyin.