Dernek üyeliğinden ihraç edilen kişinin, kararın iptali için dava açarak üyeliğini geçmişe etkili olarak geri kazanması mümkündür.
Dernek Üyeliğinden İhraç Kararını Hangi Organ Verir?
TMK m. 80 uyarınca, dernek üyeliğinden ihraç hakkındaki son kararları genel kurul vermektedir.
Üyelikten çıkarma yönetim kurulu kararıyla yapılmışsa, bu karar genel kurul tarafından onaylanmadığı müddetçe üyelik devam edecektir.
- “…Dava, genel … yönetim kurulu kararı ile ihraç edilen davacının ihracının görüşülerek karara bağlandığı 12-13.06.2010 günlü genel kurulun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davacı … Derneğinin üyesi ve … Şubesi başkanı iken, …… genel merkezinin 14.11.2009 günlü kararı ile ihracına karar verildiği, davacının bu ihraca genel kurulun yapıldığı 13.06.2010 günü itiraz ettiği, davacının genel kurula alınmaması nedeni ile bir kısım şube üyeleri tarafından tutanak tutulduğu, aynı günlü genel kurulda davacının ihracının oybirliği ile kabul edildiği anlaşılmıştır. Bu arada 14.05.2010 günlü yönetim kurulu kararı ile … Şubesinin 20.03.2010 günlü genel kurulu iptal edilmiş, eldeki davada iptali istenen genel kurulda da … Şubesinin kapatılmasına karar verilmiştir…. Davacının genel kurul kararından önce …… üyesi olduğu tartışma konusu değildir. …… genel … yönetiminin 14.11.2009 günlü kararı ile davacının ihracına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu 80. maddesi 1.fıkrasına göre Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı vereceğinden, genel kurul tarafından üyelikten çıkarma kararı verilip kesinleşinceye kadar davacının üyeliğinin kabulü gerekir.Bu durumda, davacı iptali istenilen genel kurul sırasında derneğin üyesidir ve genel kurula katılma hakkı bulunduğu gibi, genel kurul kararının iptalini de isteyebilecektir. Mahkemece davacının davada taraf sıfatının bulunduğunun kabulü ile davacının genel kurula katılımının engellenmesi hususu da dikkate alınarak işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir…” Y. 8. Hukuk Dairesi 2017/17293 E. , 2019/2394 K.
Mahkeme, dernek genel kurulu tarafından onaylanmayan üyelikten ihraç kararınının iptali davasını esasa dahi girmeden reddedecektir. Zira TMK 83/2 uyarınca diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz.
- “…Dava dilekçesinde; davalı derneğin üyesi olan davacının dernek yönetim kurulu kararı ile üyelikten çıkarıldığını ileri sürülerek buna ilişkin 18.08.2014 tarihli dernek yönetim kurulu kararının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 73. maddesinde, dernek genel kurulunun derneğin en yetkili karar organı olduğu ve kayıtlı üyelerden oluştuğu; 83. maddesinde ise, ancak dernek genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceği, diğer organlarının kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davalı derneğin asıl üyesi davacının, benzer nitelikteki bir başka derneğe üye olma ve tüzüğe aykırı davranma gerekçe gösterilmek suretiyle dernek üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin 18.08.2014 tarihli dernek yönetim kurulu kararının iptalini istediği; davacının davalı derneğin genel kuruluna bu hususta itirazda bulunmadan yani iç denetim yollarını tüketmeden doğrudan bu davayı açtığı ve davalı derneğin tüzüğünde de yönetim kurulu kararının kesin olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, dava şartı gerçekleşmeyen davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kabulü doğru görülmemiştir…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2016/338 E. , 2016/2537 K.
Üyelikten çıkarma kararının genel kurul haricindeki zorunlu organlara da devredilebileceği ve bu organın verdiği kararın kesin olabileceğinin düzenlenebileceği yönünde de görüşler vardır. Fakat bu görüşlere göre de, eğer tüzükte çıkarmaya ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmuyorsa yine genel kurulun yetkili olacağı kabul edilir. Bizse, kanunun açık hükmünden dolayı dernekten ihraç kararının mutlaka genel kurul tarafından alınması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi durum kanunun açık hükmüne aykırı olacak ve hak kayıplarına yol açacaktır. Örneğin, uygulamada dernek tüzüklerinde yönetim kuruluna ihraç yetkisi verildiği durumlarda, bu karara karşı genel kurula itiraz için de tüzükte belli bir süre öngörülebilmektedir. Bu sürenin ne kadar olacağını belirleyense kanun koyucu değil, tüzüğü hazırlayan dernektir. Peki tüzükte belirlenen süre kaçırılırsa, ihraç edilen kişi iç hukuk yollarını süresinde tüketemediği için iptal davası ret mi edilecektir? Biz, ihraç kararının mutlaka genel kurul tarafından onaylanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, davanın esasına girilmesi gerektiği görüşündeyiz. Aksi düşünce ihraç edilen kişinin daha aleyhine olacağından kanunun amacına aykırı olacaktır.
Dernek Üyeliğinin Devam Ettiğine İlişkin Tespit Davası
Yönetim kurulu tarafından karar verilmesine rağmen bu karar genel kurul tarafından onaylanmamışsa, dernek üyeliğinin devam ettiğine dair tespit davası açılabilir.
- “…Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının davalı derneğin üyesiyken 11.02.2013 tarihli dernek onur kurulu kararı ile hakkında dernek üyeliğinden on ay süre ile uzaklaştırma cezası verildiği, cezaya karşı genel kurul nezdinde itirazda bulunulduğu, genel kurulun itirazı değerlendirilmesinden önce, bu ceza henüz kesinleşmeden davacının dernek ve eklentilerine giriş ve çıkışının, dernek tesislerinden yararlanmasının engellenmesi üzerine eldeki davacının, davalı dernek üyeliğinin devam ettiğinin ve üyelik haklarından yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi istemli davanın açıldığı, mahkemece olayda genel kurul kararının bulunmadığı, disiplin kurulu kararlarına karşı da dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemenin kabul ettiği şekilde davada dernek yönetim kurulu veya dernek onur kurulu kararlarının iptali istenmemektedir. Davacı hakkında verilen disiplin cezası henüz kesinleşmemiştir. Şahıs hukukuna ilişkin karar ve işlemler kesinleşmeden uygulanamaz. Kesin nitelikte olmayan kararların üyelik ilişkisi üzerinde olumsuz bir etkisi de söz konusu değildir. Dernek üyeliğinden geçici uzaklaştırma veya çıkarmaya ilişkin dernek yönetim kurulu veya onur kurulu kararı henüz kesinleşmediğinden, bunun bir sonucu olarak çıkarmaya ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üyelik ilişkisi devam eder. Dolayısıyla dernek içi denetim yollarının kullanıldığı safhada bu yolları kullanan üyenin, dernek üyeliği devam etmektedir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ile yapılan açıklamalar dikkate alındığında davacıya, dernek üyeliğinin tespiti konusunda yargı organına başvurma olanağı tanımamak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesinde yer alan hak arama hürriyetinin ihlali sonucunu doğurur. Davacının üyelik haklarını kullanmasının engellenmesi nedeniyle hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunduğundan dernek üyeliğinin devam ettiğinin tespiti istemli davada, taraf delillerinin toplanması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2014/21848 E. , 2015/36 K.
Dernekten İhraç Kararının İptali Davasında Süre
Üyelikten çıkarılan kişi, ihraç kararının alındığı genel kurul toplantısına katılmışsa, dernekten ihraç kararının verilme tarihinden itibaren bir ay içinde iptal davasını açmalıdır. Toplantıda hazır bulunmamışsa da bir aylık süresi kararı öğrenme tarihinde başlar. Fakat bu süre her halde karar tarihinden itibaren üç ayı aşamaz. Bu süre hak düşürücü olup, def’i değil itiraz niteliğindedir.
- “…davacının davalı birlik aleyhine faaliyet gösterdiği gerekçesiyle ihraç edildiği, ihraç kararının davacıya tebliğ edilmediği, davalı birliğe vekili vasıtasıyla 13/03/2015 tarihinde dilekçe ile başvuran davacının süt desteğinden yararlanması için gerekli belgelerinin neden düzenlenmediğini sorduğu, birlik tarafından verilen 17/03/2015 tarihli cevapta, birlik yönetim kurulunun 03/12/2014 tarihinde verdiği kararla davacının üçüncü kişiler yanında birlik aleyhinde çalışması, aşağılayıcı gerçeği yansımayan olayları gerçek gibi anlatması gerekçesiyle üyelikten ihraç edildiği ve 08/02/2015 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu kararının onaylandığının bildirildiği, dolayısıyla davalı birliğin 08/02/2015 tarihli ihraç kararını davacının 17/03/2015 tarihinde öğrendiği, eldeki iptal istemli davayı ise 04/06/2015 tarihinde açtığı, yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında; karar iptali için TMK’nun 83. maddesinde öngörülen 1 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle def’i değil bir itiraz olup, sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir ve bu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Şu halde, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken…” Y. 4. Hukuk Dairesi 2019/516 E. , 2019/2766 K.
Durum böyle olmakla beraber Yargıtay, toplantı veya karar nisabının sağlanmamasını da yokluk kapsamında değerlendirmektedir. Dolayısıyla yeter sayı olmadan toplantı yapma veya karar alma durumlarında her zaman dava açılabilir.
Benzer olarak, ihraç kararı ilk başlıkta belirttiğimizin aksine yetkili olmayan bir organ tarafından verilmişse, üyeliğin devam ettiğine ilişkin tespit davası her zaman açılabilmelidir.
Üyelikten Çıkarmanın Hukuka Aykırı Olduğu Haller
TMK 67 uyarınca, dernek tüzüğünde üyelikten çıkarma sebepleri sayılmamışsa, üyeler sadece haklı sebeple ihraç edilebilecektir. Bu haklı sebeplerin neler olduğu kanunda sayılmadığından, her olay için ayrı değerlendirme yapmak gerekecektir. Örneğin Yargıtay, önüne gelen bir olayda dernek dışındaki davranışların ihraca haklı sebep olmayacağı görüşünde bulunmuştur.
- “…TMK’nin 67.maddesi kapsamında dernek tüzüğünde ihraç sebeplerinin düzenlenmemesi sebebi ile ihraç edilen üyenin ihraç sebebinin haksız olduğunu ileri sürerek bu kararın kaldırılması için dava açabilir. İhraca sebep olduğu ileri sürülen maddi vakıanın “9. Boğaz Komutanlığı Yat Yarışları”nda başhakem olarak görev yapan davacı …’nın yarış esnasında umuma açık alanda idrarını yapmasının davacının dernekten çıkarılması noktasında haklı neden olup olmayacağının üzerinde durulması gerekmektedir. Davacının yaptığı iddia edilen eylem yürürlükteki mevzuata göre suç olmayıp, genel ahlak ve görgü kurallarına aykırılık oluşturmaktadır. İşlendiği iddia edilen fiil, dernek içinde değil, bir yarış esnasında umuma açık alanda meydana gelmiş ve yarışlar esnasında başhakem olarak görev yapan davacı, dernek tüzel kişiliğini temsil etmemektedir. İşlediği eylemin derneğin veya dernek üyelerinin onurunu kırıcı ve manevi şahsiyetine açıkca zarar verdiği şeklinde nitelendirilemeyeceğinden dernekten çıkarılma yönü itibari ile haklı neden kabul edilemeyeceği gözetilerek ihraca dair kararın iptali istemine dair davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru görülmemiştir…” Y. 8. Hukuk Dairesi 2018/1777 E. , 2018/15345 K.
Bir başka karara konu olayda ise, dernek aleyhine mahkemede tanıklık yapmanın ihraca haklı sebep olmayacağı vurgulanmıştır.
- “…Dava dilekçesinde, dernek üyeliğinden çıkarma kararının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir… ONANMASINA… KARŞI OY… Davacının, üyelikten çıkarılmasına sebep olan olay, “dernek tüzel kişiliği ile derneğe ait lokal işletmecisi arasındaki yargıya intikal etmiş olan uyuşmazlıkta, işletmeci lehine, dernek aleyhine tanıklık ederek meslektaşlarını diğer meslek grubu karşısında küçük düşürmek” olarak gösterilmiştir. Dava ile, davacının, eyleminin, mahiyeti bakımından üyelikten çıkarmayı gerektirmediği iddia edilmektedir. Başka bir ifade ile, çıkarmanın haklı sebebe dayanmadığı ileri sürülmektedir…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2016/7398 E. , 2016/9975 K.
Haklı sebep olmaksızın dernekten çıkarılan kişi, ihraç kararının iptalini isteyebilecektir.
- “…Tüzükte ihraç sebebi olarak gösterilmeyen hallerde, verilen ihraç kararının, hakkın kötüye kullanıldığından dolayı iptali için dava açılabilir…” Y. 20.9.1950 tarihli ve 4/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı
Ayrıca belirtelim ki, dernek tüzüğünde üyelikten çıkarma sebepleri sayılmışsa, ihraç kararına bu sebeplerin haklı sayılamayacağından bahisle itiraz edilemez. Fakat yine de söz konusu sebeplerin gerçekleşmediği iddiasıyla iptal davası açılması mümkündür.
Dernekten İhraç Kararının İptalinde Yetkili Mahkeme
HMK 14/2 uyarınca, ihraç kararının iptali davasında kesin yetkili mahkeme, derneğin merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir.
- “…Dava, davacıların davalı dernek yönetim kurulu kararı ile dernek üyeliğinden ihraç edilmelerine dair kararların mutlak butlan ile batıl olduğunun saptanması ile hükmen iptali istemine ilişkindir… 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 51. maddesinde; tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 2. maddesinde ise, bu Kanunun uygulanmasında, derneğin yerleşim yerinin, yönetim faaliyetlerinin yürütüldüğü yeri, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçeyi ifade ettiği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, dernek üyeliğinden ihraç kararının iptali istenilen derneğin tüzüğünde merkezinin İstanbul (İstanbul Adliyesi yargı çevresinde) olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece re’sen gözönüne alınması gerekir…”