Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası – TCK 132

Haberleşmenin gizliliğini ihlal, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin hukuka aykırı olarak öğrenilmesiyle işlenen suçtur. Söz konusu haberleşmenin yazılı veya sesli olmasının ya da hangi yolla yapıldığının bir önemi yoktur.

Dinleme ve Okuma Suretiyle Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu

Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar arasında düzenlenen bu suç, TCK m. 132’de düzenlenmiştir. Cezayı artıran nitelikli bir hal yoksa, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun cezası 1-3 yıl arası hapistir. Suçun temel hali ise sadece dinlemek veya okumak suretiyle işlenmektedir. Kayda alınması ve ifşa edilmesi durumlarında verilecek ceza artacaktır.

  • “…Sanığın aynı iş yerinde birlikte çalıştıkları katılan ile kız arkadaşı arasındaki Facebook adlı paylaşım sitesinde yer alan yazışmaları, siteden çıkış yapılmaması nedeniyle hesabın açık kalmasından faydalanarak okuması şeklindeki eyleminin, TCK’nın 132/1. maddesinde belirtilen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması…” Y. 8. Ceza Dairesi 2021/7280 E. , 2021/19303 K.

Mağdurun Sosyal Medya Hesabına Girilmesi

Yargıtay, mağdurun sosyal medya şifresini kendisinin verdiği kabul edilse dahi, mesaj içeriklerine her zaman ulaşabilmesine izin verdiği anlamına gelmediğini ifade etmektedir.

  • “…kaldı ki katılanın bir şekilde facebook hesabının şifresini katılana vermiş olduğu kabul edilmiş olsa dahi bu durumun katılanın facebook mesaj içeriklerine her zaman ulaşılmasına rıza gösterdiği şeklinde yorumlanamaması ve sanığın suça konu mesaj içeriklerinden haberdar olması konusunda katılan ve annesinin birlikte rıza göstermemeleri nedeniyle somut olayda bir hukuka uygunluk sebebinin bulunmaması, öte yandan sanığın söz konusu mesajları boşanma davasına ilişkin yargılamada delil olarak sunduğuna ilişkin dosyaya yansıyan bilgi ve belge bulunmadığı gibi sanığın da bu yönde bir savunmasının bulunmaması, sanığın mesajları delil olarak kullanması halinde dahi, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 21.06.2011 tarihli ve 187-131 sayılı kararında da belirtildiği üzere sanığın kendisine karşı işlenmekte olan bir şuçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen bir olaydan da söz edilememesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığa atılı TCK’nın 132. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen nitelikli haberleşme gizliliğini ihlal suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu kabul edilmelidir…” Y. Ceza Genel Kurulu 2016/868 E. , 2020/442 K.

Mağdurun sosyal medya hesabına girilmişse, aynı zamanda TCK m. 243/1’de yer alan bilişim sistemine girme suçu da oluşacaktır.

  • “…Sanığın, eski eşi olan mağdura ait facebook şifresini bildiğini ve şifre kırma gibi bir eyleminin olmadığını beyan etmesi, mağdurun, şifresinin kırılarak facebook hesabına giriş yapıldığına dair iddialarını doğrulayan herhangi bir delil bulunmaması karşısında, sanığın sübut bulan bilişim sistemindeki mağdura özel kısma girip, hakkı olmadığı halde sistemde kalmaya devam etme eyleminin TCK’nın 243/1. madde ve fıkrasındaki bilişim sistemine girme ve mağdura ait içeriği özel mesajları okuyup, tarafı olmadığı haberleşme içeriklerini kaydetmesi eyleminin TCK’nın 132/1. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı gözetilmeden, delillerin takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında TCK’nın 244/2. madde ve fıkrasındaki sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ve TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/577 E. , 2019/12248 K.

Haberleşme İçeriğinin Kayda Alınması

Konuşma içerikleri kayda alınmışsa, verilecek ceza bir kat artırılacaktır. Dolayısıyla alt ve üst sınırlar 2-6 yıl olacaktır.

  • “…Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlâl edilmesi, bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Ancak, bu gizlilik ihlâlinin, haberleşme içeriklerinin yani konuşulanların veya yazılanların kayda alınması suretiyle yapılması, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Örneğin telefon konuşmalarının ses kayıt cihazıyla kayda alınması hâlinde, suçun bu nitelikli hâli gerçekleşmektedir…” Y. Ceza Genel Kurulu 2016/868 E. , 2020/442 K.

Haberleşme İçeriğinin İfşa Edilmesi – TCK 132/2

Haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa etmenin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapistir. Üçüncü fıkranın aksine, buradaki ifşanın alenen olması aranmamıştır.

  • “…Oluşa ve dosya kapsamına göre; katılanın erkek arkadaşı ile yapmış olduğu içeriği özel mesajlarını ele geçiren sanığın, bu mesajları katılana göndermek yerine yetkisiz üçüncü kişi olan tanık …’ya göndermesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyete hükmedilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan beraate karar verilmesi…” Y. 12. Ceza Dairesi 2018/4806 E. , 2018/10736 K.
  • “…İkrar içeren savunmaya göre; sanığın, katılanın üçüncü kişiler ile yaptığı ve içeriği itibariyle özel olan telefon görüşmelerine ilişkin kayıtları, rızası dışında katılanın annesine, babasına ve kardeşine dinlettirmesi şeklinde sübutu kabul edilen eyleminin TCK’nın 132/2, 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, delillerin takdirinde hataya düşülerek, “katılanın anne ve babasına dinletmesinin ise aile mahremiyeti sınırlarını aşan bir durum olmayıp geniş aile üyelerinin maddedeki “başkaları” kavramına dahil olmayacağı” şeklinde yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde beraate karar verilmesi, Kanuna aykırı olup…” Y. 12. Ceza Dairesi 2018/1437 E. , 2018/7028 K.

Tarafı Olunan Haberleşmenin Gizliliğini İhlal – TCK 132/3

Fail, haberleşmenin tarafıysa, suçun işlenmiş sayılması için alenen ifşanın varlığı aranır. Tarafı olunan haberleşmenin gizliliğinin ihlalinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapistir. Haberleşmeyi basın ve yayın yoluyla yayımlama halinde de bu hüküm uygulanacaktır. Dolayısıyla örneğin, kendisine atılan bir mesajı sosyal medyada paylaşan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılacaktır.

  • “…Sanık …’nin, mağdur … tarafından twitter hesabına gönderilen mesajları, aynı sitede, belirsiz sayıdaki birden fazla kişinin okuyup, öğrenebileceği şekilde paylaşarak, kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini mağdurun rızası olmaksızın alenen ifşa etmesi ve yayımlaması biçiminde sübut bulan eyleminin, TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğuna dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/971 E. , 2020/214 K.
  • “…Sanık …’ın, ayrıldığı kız arkadaşı olan mağdur … ile yeğeni olan diğer mağdur …’ın evlenmelerine tepki olarak, daha önce mağdur … ile yaptıkları cinsel içerikli telefon görüşmelerini, yakın akrabalarına dinletip, kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini mağdur …’nın rızası olmaksızın alenen ifşa etmek suretiyle TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/10739 E. , 2019/11704 K.

Tarafı Olunan Haberleşmeyi Alenen İfşa Etmeksizin Bir Başkasına Gösterme

Yukarıda da belirttiğimiz üzere, suçun oluşması için alenen ifşa edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla konuşma içeriğinin belli bir kişiye gösterilmesi TCK 132/3’deki suçu oluşturmaz.

  • “…Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, babası olan katılan ile yapmış olduğu telefon konuşmasını kaydedip, yapmış olduğu kaydı annesine vermesi şeklinde gerçekleşen olayın TCK’nın 132. maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesinin gerekeceği, ancak; sanığın, telefonla yapılan görüşmenin, tarafı olması nedeniyle TCK’nın 132/1-2. cümlesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği gibi tarafı olduğu haberleşme içeriğini annesine vermesi eyleminde de TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasında aranan aleniyet unsurunun gerçekleşmediği, konuşma içeriği incelendiğinde katılanın konuşmalarda geçen kendisinin başka bir bayan ile gayri resmi yaşadığına dair durumdan sanığın annesine bahsedebileceğini belirtmesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun da yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK’nın 132. maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan beraate karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek dosya kapsamına göre uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 133/3. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan yazılı şekilde mahkumiyete karar verilmesi…” Y. 12. Ceza Dairesi 2018/8157 E. , 2019/7462 K.

Haberleşmenin mahkemeye sunulması da aynı şekilde cezalandırılmaz.

  • “…Dosya kapsamına göre; sanığın boşanma aşamasındaki eşinin kardeşi olan katılan ile yapmış olduğu telefon konuşmasını kaydedip, katılan ile arasında devam eden ceza davasına delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın kendisi ile yapılan ve içeriği özel olmayan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmadığı gibi, katılanın tarafı olduğu haberleşme içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, katılan ile arasındaki davada iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı gözetildiğinden yerel mahkemenin beraate ilişkin kabulünde bir isabatsizlik görülmemiş…” Y. 12. Ceza Dairesi 2018/8201 E. , 2019/5460 K.
  • “…Dosya kapsamına göre; müşterek çocuklarının velayetinin eski eşi olan katılan …’den alınarak kendisine verilmesi istemiyle katılan aleyhine velayetin değiştirilmesi davası açan sanık …’in, söz konusu dava süreci ile ilgili katılanla yaptıkları telefon görüşmesini gizlice kaydedip, elde ettiği ses kaydını, katılanın rızası olmaksızın mahkemeye sunarak, TCK’nın 132/3. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Kendisiyle yapılan haberleşmenin içeriğini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, velayetin değiştirilmesi davasına sunarak, katılanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmediğine dair iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, aynı Kanun’un 223/2-c maddesi uyarınca beraat hükmü kurulması…” Y. 12. Ceza Dairesi 2017/3571 E. , 2018/814 K.

Haberleşme İçeriğinin Özel Hayat Kapsamına Dahil Olması

Yargıtay, haberleşme içeriğinin özel hayata ilişkin olması durumunda, aynı zamanda özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun da oluşacağı görüşündedir. Bu suçun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapistir.

  • “…Sanığın, baldızı ile baldızının eşinin birbirlerine gönderdikleri içeriği özel mesajlarla onların cinsel ve fiziksel mahremiyetlerine ilişkin özel yaşam alanı kapsamındaki görüntülerini görüp, kopyalarını cep telefonuna kaydetmesi biçiminde iddianamede tarif edilen eylemlerinin, zincirleme şekilde TCK’nın 132/1-1, 132/1-2. madde, fıkra ve cümlelerindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal, zincirleme şekilde TCK’nın 134/1-1, 134/1-2. madde, fıkra ve cümlelerindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebileceği…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/1650 E. , 2020/2703 K.

Fail haberleşmenin tarafı olsa da, alenen ifşa sayılmayacak şekilde bir başkasına gönderilmesi durumunda konuşma içerikleri özel hayata ilişkinse, TCK 132/3 oluşmasa bile TCK 134/2’den ceza verilebilir. Özel hayatın gizliliğini ihlalin başkasına ifşa şeklinde gerçekleşmesini düzenleyen TCK m. 134/2 ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir.

  • “…Y. Sanığın, tarafı olduğu haberleşme içeriklerini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda ifşa etmemesinden dolayı TCK’nın 132. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle sanıkla aralarındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu kendisinde saklı tutan katılanın özel yaşam alanı kapsamındaki konuşmalarını içeren ses kaydını katılanın kocasına gönderen sanığın eyleminin TCK’nın 134. maddesinin 2. fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında TCK’nın 132. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan dolayı mahkumiyet hükmü kurulması…” Y. 12. Ceza Dairesi 2017/3302 E. , 2018/1900 K.

Haberleşme Gizliliğini İhlalde Hukuka Uygunluk Sebeplerine Örnekler

Ani Gelişen Suça Delil Oluşturma

“… sanık … hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulması gerekirken, sanıkların, mağdur tarafından kendilerine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç (örneğin; cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delillerin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, mağdurun aleyhine yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket ettikleri dikkate alınmadan ve şikayete konu ses kaydının çözümü de yaptırılmadan, eksik incelemeye ve dosyada mevcut delil durumuna uygun düşmeyen yetersiz gerekçelere dayalı olarak sanıkların beraatlerine karar verilmesi…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/972 E. , 2020/2708 K.

“…Sanık …’un, katılan … ile görüştükleri 11.06.2013 tarihinde, aralarında mevcut olan bir hukuki uyuşmazlıkla ilgili konuşmaları gizlice kaydedip, ses kaydını, katılanın güveni kötüye kullanma suçundan dolayı sanık sıfatıyla yargılandığı dava dosyasına 13.10.2014 tarihli dilekçesi ekinde sunmasının ardından, ses kaydından haberdar olan katılanın 03.02.2015 havale tarihli şikayet dilekçesini vekili aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığına vermesi üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, sanığın, katılanla yaptığı telefon görüşmesini hukuka aykırı olarak kayda almak suretiyle TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Tarafların beyanlarına ve dosya kapsamına göre, sanık tarafından yüz yüze gerçekleşen görüşme esnasında kaydedilen ve hukuki ihtilaf ile ilgili olup, katılanın özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmayan konuşmalara bir üçüncü kişi dahil olmadığı gibi, tarafı olduğu konuşmayı kaydetmek suretiyle elde ettiği verileri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir delil bulunmayan sanığın, ceza davasındaki iddialarını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eylemlerinde hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı da nazara alındığında, TCK’nın 132. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal, aynı Kanunun 133. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal ve 136. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarının yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir…” Y. 12. Ceza Dairesi 2018/8358 E. , 2019/9754 K.

Boşanma Davasına Delil

“…Resmi nikahlı eşi olan katılan …’ın olumsuz tutum ve davranışlarından dolayı evlilik birliğinin ve müşterek hayatın çekilmez hale geldiğini iddia eden sanık …’nın, katılanla fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, aile içi geçimsizliğin nedenleri ve müşterek çocukları hakkında katılanla yaptıkları telefon görüşmelerini gizlice kaydetmek ve bu kayıtları boşanma davasına sunmak suretiyle TCK’nın 133/1-3. madde ve fıkralarında tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu işlediği iddiasına konu olayda; Ses kayıtlarındaki görüşmelerin yüz yüze değil, telefon aracılığıyla gerçekleşmesinden dolayı iddianamede kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu olarak nitelendirilen eylemlerin, iddianame anlatımı gözetilerek, TCK’nın 132. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal ve aynı Kanun’un 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, katılana ait ses kayıtlarını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı gerekçelerine dayalı olarak ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmü kaldırılarak, sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat hükümleri kurulmasına ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin kararında dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/3738 E. , 2020/842 K.

İş Davasında Delil

“Mağdur …’ın yetkilisi olduğu firmada finans müdürü olarak çalışmakta iken istifa eden ve daha sonra iş mahkemesinde işe iade davası açan sanık …’ın, firmanın muhasebe müdürü olan diğer mağdur …’e şirket tarafından tahsis edilen elektronik posta hesabına, yetkisiz erişim sağlayıp, mağdurlar arasındaki elektronik iletileri, kendi kullanımındaki elektronik posta hesabına gönderdikten sonra, söz konusu elektronik iletileri, iş mahkemesindeki dava dosyasına sunarak, TCK’nın 243/1. madde ve fıkrasındaki bilişim sistemine girme ile TCK’nın 132/1 ve 132/2. madde ve fıkralarındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; Sanık …’ın; bedelli askerlik uygulaması için firmadan 30.000,00 TL tutarında avans istediğini, kendisine yapılacak ödemenin kıdem tazminatına mahsuben yapılacağının, bu nedenle işten çıkış ve tekrar işe giriş yapılacağının söylendiğini, bu amaçla 31.08.2012 tarihinde istifa ettiğine dair dilekçeyi ve aynı tarihli ibranameyi imzaladığını, işten çıkarılmasına rağmen işe tekrar girişinin yapılmadığını, 17.09.2012 tarihinde ise hiçbir neden gösterilmeksizin iş akdinin fesh edilip, şirkete ait elektronik posta hesaplarına erişiminin de engellendiğini, 18-19.09.2012 tarihlerinde aynı departmanda beraber çalıştığı mağdur …’ü telefonla arayıp, firmaya karşı dava açacağını, imzaladığı istifa dilekçesi ile ibranameyi ve konuya ilişkin firma ile arasında geçen elektronik iletileri istediğini, mağdur …’ün “Beni bu işlere karıştırma, zaten benim elektronik posta adresimi biliyorsun, oradan girip al” dediğini, bunun üzerine 20-22.09.2012 tarihleri arasında mağdur …’e şirket tarafından tahsis edilen elektronik posta hesabına önceden bildiği şifreyle giriş yapıp, temin ettiği istifa dilekçesi ve ibraname ile iddialarına ilişkin süreci destekler nitelikteki elektronik iletileri, iş mahkemesindeki 27.09.2012 tarihli dava dosyasına sunduğunu beyan etmesi… sanığın, kendisinin kandırılıp, istifa ettirilerek, iş akdinin haksız şekilde fesh edilmesinin ve yaşadığı süreci ispatlayan belgelerin tarafına verilmemesinin ardından, sadece kendisine ilişkin süreçle ilgili elektronik iletileri temin edip, iş mahkemesindeki iddialarını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığına ve mağdur …’ün rızasını alarak elektronik posta hesabına girdiğine dair savunmasının aksine, mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiş…” Y. 12. Ceza Dairesi 2018/8586 E. , 2019/9340 K.

Şikayet ve Uzlaştırma Hükümleri

Haberleşme gizliliğinin ihlali suçunun cezalandırılması şikayete tabidir. Dolayısıyla uzlaştırma yoluyla da dosya kapanabilir.

  • “…Sanık …’in, boşandığı eski eşi olan mağdur …’in çalıştığı iş yerine gelip, onunla konuştuğu esnada, masanın üzerinde bulunan mağdura ait cep telefonunu, onun rızası olmaksızın alarak, mağdurun başkalarına gönderdiği ve başkaları tarafından mağdura gönderilen mesajları okuması biçiminde sanığa isnat edilen eyleminin, TCK’nın 132/1. madde ve fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, anılan suçun, aynı Kanun’un 139/1. madde ve fıkrası gereğince şikayete tabi olduğu…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/1012 E. , 2020/1415 K.

Ek olarak belirtelim ki, uzlaşma kapsamında olmayan suçlarla birlikte işlenmesi durumunda uzlaştırma yolu denenmez. Bunun da istisnası, uzlaştırma kapsamında olmayan ve daha az cezayı gerektiren bir suçla birlikte tek fiille işlenme halidir.

  • “…Sanık hakkında uzlaştırma kapsamına giren haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun, bu kapsama girmeyen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu ile birlikte işlendiği iddiasıyla kamu davası açılmasından dolayı soruşturma evresinde usulüne uygun olarak uzlaştırma yoluna gidilmediği; ancak, sanığın bir fiili ile sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını işlediği kabul edilip, TCK’nın 44. maddesi gözetilerek, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan ceza tayinine yer olmadığına karar verilmesi ve CMK’nın 253/3. madde ve fıkrası koşullarının oluşmaması karşısında, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ile ilgili olarak CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/5470 E. , 2021/3094 K.

Cezayı Artıran Nitelikli Haller – TCK 137

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, aşağıdaki şekillerde işlenmişse, ceza yarı oranında artacaktır:

  • a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
  • b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İletişime Geç
Whatsapp'tan Yaz
Merhaba 👋
Okuduğunuz konuyla ilgili veya başka bir konuda avukat tutmanız gerektiğini düşünüyorsanız aşağıdaki butona basarak kısaca yaşadığınız durumu anlatabilirsiniz. İstanbul içinde faaliyet göstermekteyiz.
Av. Oğuzhan Yazıcı | İstanbul