Haczi Öğrenme Tarihinin Yazılı Belgeyle İspatlanması Gerektiği – İçtihat

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/4615 E. , 2014/7571 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2013
NUMARASI : 2013/943-2013/962

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından borçlular aleyhinde iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiği, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; müvekkillerinin yokluğunda, 28.11.2013 tarihinde yapılan haciz işlemi ile, İİK’nun 82/2. maddesi uyarınca haczi caiz olmayan işyerine ait sandalye, masa, koltuk, askılar ve benzeri eşyaların haczedilmiş olduğunu ileri sürerek bu eşyalar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, ayrınca icra memurunca yapılan kıymet takdirinin gerçeğe uygun olmadığını ileri sürerek kıymet takdirinin iptali ile yeniden bilirkişi raporu aldırılmasını istediği; mahkemece, kıymet takdirine itiraz ve haczedilmezlik şikayetinin, haciz tarihinden itibaren yasal yedi günlük süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle, süre aşımından reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

1) Kıymet takdirine itiraza ilişkin temyiz itirazlarını incelenmesinde;
İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE),

2) Haczedilmezlik şikayetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, İİK’nun 82/2. maddesine dayalı olarak haczin kaldırılmasını istediği anlaşılmaktadır. Anılan maddeye dayalı olarak yapılan haczedilmezlik şikayetinin yasal dayanağı İİK’nun 16. maddesi olup aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca şikayetin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük süre içesinde yapılması zorunludur. Öğrenme tarihinin yazılı belgeyle ispatlanması gerekir. Tanık ve benzeri delillerle ispatlanamaz. Somut olayda ise borçluların, şikayete konu haciz esnasında hazır bulunmadığı gibi hacze ilişkin kendilerine herhangi bir tebligat da yapılmadığı görülmektedir. Haciz sırasında borçluların çalışanlarının hazır olması, haciz işleminin borçlularca, usulüne uygun şekilde öğrenilmiş olduğu anlamına gelmez.

Bu durumda, borçlulara hacze ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı ve haczi öğrendiklerinin de yazılı belge ile ispat edilemediği görüldüğünden, şikayetin İİK’nun 16. maddesinde öngörülen yasal sürede olduğu anlaşılmakla; mahkemece, şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İletişime Geç
Whatsapp'tan Yaz
Merhaba 👋
Okuduğunuz konuyla ilgili veya başka bir konuda danışmanlık ve vekillik hizmeti hakkında ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki butona basabilirsiniz.
Av. Oğuzhan Yazıcı | İstanbul