Hakaret suçu, bir kişiye sövmek veya onur, şeref ve saygınlığı rencide edecek nitelikte bir fiili ya da olguyu isnat etmek suretiyle işlenen suçtur. Eylem doğrudan mağdurun huzurunda ona karşı yöneltilebileceği gibi, onun yokluğunda da işlenebilir. Fakat mağdurun yokluğunda işlenen hakaret suçlarının cezalandırılması için üç kişiyle ihtilat etme şartı da aranır.
Genel Olarak Hakaret Suçu ve Cezası – TCK m. 125/1
Şerefe karşı suçlar arasında sayılan bu suç, TCK m. 125 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. İlgili hükmün ilk fıkrasına göre, hakaretin cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Mağdurun gıyabında söylenenlerin hakaret suçu sayılması için ise en az üç kişiyle ihtilat etmesi gerekir.
Durum böyle olmakla beraber, cezayı azaltan ve artıran muhtelif durumların olduğu da unutulmamalıdır.
Maddede belirtilen “sövmek” ve “somut bir fiil veya olgu isnat etmek” arasındaki farkı da ortaya koymamız gerekecektir. Birisine “Sen A kişisinin telefonunu çalıp hırsızlık yaptın.” demek somut bir fiil isnat etmektir. Fakat sadece “hırsız” demek sövmek olarak nitelendirilecektir. Görüldüğü üzere sövmek eyleminin kapsamı sinkaflı küfürlerden daha geniştir. Peki bu ayrımı yapmak pratikte ne işe yarar? Şöyle ki, isnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması durumunda, TCK m. 129 hükmü gereğince kişiye ceza verilmez. Bu hususa yeri gelince değineceğiz.
Suçun basılmış eserler yoluyla işlenmesi durumu için kanun koyucu TCK dışında da düzenlemeler yapmıştır. İlgili hükümlere göre eser sahibinin, müdürün, yayımcının dahi sorumluluğu söz konusu olabilir. Radyo ve televizyon yoluyla işlenmesi durumu için de benzer düzenlemeler vardır.
Şikayet ve Şikayetten Vazgeçme
Hakaret suçunun cezalandırılması şikayete tabidir. Bu nedenle soruşturma ya da kamu davası açıldıktan sonra şikayetten vazgeçilirse dava düşer.
- “…Oluşa, dosya kapsamına ve tanıklar U.. Ç.. ile T.. Ö..’ın anlatımlarına göre sanığın alkollü olarak gittiği köy kahvesinde “burada olanların….” diyerek sinkaflı hakaret etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, 5237 Sayılı TCK’nun 125/1. maddesinde düzenlenen ve soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olan hakaret suçundan yakınan C.. Ş..’den başka sanık hakkında şikayetçinin olmaması karşısında aynı yasanın 43/2..maddesindeki koşulların bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurularak fazla ceza tayini…” Y. 2. Ceza Dairesi 2010/1635 E. , 2011/40152 K.
Hakaret suçunun mağduru 6 ay içinde şikayetini yapmazsa şikayet hakkı düşer. Bu 6 aylık süre failin kim olduğu öğrenildikten sonra başlayacaktır. Peki hakaret suçu mağdurunun sonradan ölmesi veya öldükten sonra kişinin hatırasına hakaret edilmiş olması durumunda şikayeti kim yapacaktır? Bu durumda ölenin ikinci dereceye kadar üst ve altsoyu, eşi ve kardeşleri şikayetçi olabilmektedir.
Şikayete bağlı olma kaidesinin istisnası ise “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı” edilen hakaretlerdir. Kamu görevlisi şikayetinden vazgeçse dahi yargılamaya devam olunur. Yazının ilerleyen kısımlarında bu husus üzerinde de durulmuştur.
Mağdurun Gıyabında Hakaret Suçu
Yukarıda da değindiğimiz üzere, hakaretin ceza gerektirmesi için fiilin mağdurun yüzüne karşı işlenmesi zorunlu değildir. Pekala mağdurun o sırada bulunmadığı bir yerde söylenenler de hakaret suçunu oluşturabilir. Mağdurun gıyabında söylenenlerin suç olması için en az üç kişiyle ihtilat edilmiş olması gereklidir. Peki ihtilat nedir? İhtilat sözlükte “karşılaşıp görüşme” olarak tanımlanmıştır. Yani failin, mağdurun gıyabında yaptığı hakaretleri en az üç kişiye doğrudan iletmiş olması gerekir. Bu kişilerin hepsine birden aynı anda söylenmiş olması da zorunlu değildir. Farklı zamanlarda farklı kişilere söylenmesi de gıyapta hakaret suçunun oluşmasına yetecektir.
- “…TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca, katılanların yokluğunda hakaret suçunun oluşması için, en az üç kişi ile ihtilat edilerek işlenmesinin gerektiği, somut olayda, sanığın hakaret sözlerini katılan …’nın eşi tanık …’ya telefon ile söylemesi ve eylemin katılanlar … ve …’nın yokluğunda gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, suçun unsuru olan ihtilat öğesinin ne suretle oluştuğu kanıtlarıyla birlikte açıklanıp tartışılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması…” Y. 4. Ceza Dairesi 2019/7550 E., 2021/29747 K.
Benzer bir durum ölen kişinin ardından edilen hakaretler de geçerlidir. Ölen kişinin hatırasına hakaret suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Gıyapta hakaret suçunda olduğu gibi burada da üç kişiyle ihtilat şartı aranır. Bu suç alenen işlenmişse de cezasında 1/6 oranında artırıma gidilir.
Üç kişiyle ihtilat etme koşulu gerçekleşmezse, sanığın ceza yargılamasında mahkumiyetine hükmedilemeyecektir. Fakat failin suçlamadan beraat etmesi manevi tazminat davasının reddedileceği anlamına gelmez. Zira haksız fiil koşullarının oluşması suç unsurlarının tamamlanmasına bağlı değildir.
Aracı Kullanılarak Yapılan Hakaretin Gıyapta Hakaret Sayılmaması
Fail, mağdurun yokluğunda söylediği hakaretin doğrudan mağdura iletilmesini istemişse gıyapta hakaret suçu yoktur. Bu durumda failin eylemi huzurda hakaret suçuyla aynı değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Dolayısıya üç kişiyle ihtilat etme koşulu aranmadan cezaya hükmedilebilir.
- “…Sanığın, katılan …’ya internet yoluyla mesaj göndererek, yargılandığı davada görev alan mahkeme hakimi katılan …’a ve mağdur Cumhuriyet Savcısı …’e hakaret içeren sözler sarfettiği, bu mesajı mahkemeye vermesini katılan …’dan istediği, katılan …’nun da mesaj çıktısını duruşmada mahkemeye sunması üzerine içeriğinin okunarak duruşma tutanağına geçirildiğinin kabul edilmesi karşısında, sanığın hakaret içeren bu mesajın, hedef aldığı katılan hakime ulaştırılmasını istemesi nedeniyle, mesaj ulaşıp duruşma tutanağına geçirildiği anda yüze karşı hakaret suçunun oluşacağı, gıyapta hakaret suçunda bulunması gereken ihtilat unsurunun aranmayacağı, duruşma salonunda bulunmayan mağdur Cumhuriyet Savcısı yönünden ise hakaret mesajının geçirildiği tutanağın okunmasıyla duruşma salonunda üçten fazla kişi bulunması nedeniyle ihtilat unsurunun tamamlanacağı…” Y. 4. Ceza Dairesi 2013/38241 E. , 2014/4765 K.
Şirketlere ve Diğer Tüzel Kişiliklere Edilen Hakaretler
Söylenen sözlerin cezalandırılabilir olması için gerçek bir kişiye yönelik söylenmesi gerekmektedir. Yargıtay uygulamasına göre tüzel kişiler hakaret suçunun mağduru olamaz. Zira tüzel kişilerin şikayetçi olması mümkün değildir. Dolayısıyla örneğin, bir şirkete veya hastaneye yönelen sinkaflı sözler hakaret suçunu oluşturmaz. Fakat manevi tazminat davası açılabileceğini ek olarak belirtmiş olalım.
- “…Hakaret suçunun, yalnızca gerçek kişilere karşı işlenen suçlardan olduğu ve tüzel kişilerin bu suçun mağduru ve katılanı olamamaları nedeniyle … Elektronik Tic. Ltd. Şti.’nin hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığından…” Y. 4. Ceza Dairesi 2020/8316 E. , 2021/26060 K.
Küçük Düşürücü Eylemlere Yönlendirme Suretiyle Hakaret Suçu
Madde metninde hakaret suçunun iki şekilde işlenebileceği belirtilmektedir. Bunlar da:
- Sövmek,
- Somur bir fiil veya olgu isnat etmektir.
Fakat bu ikisinin kapsamına girmesi zor olan eylemlerin de hakaret suçu hükümlerince cezalandırıldığı görülmektedir. Aşağıda yer alan olayda mağdur küçük düşürücü eylemlerde bulunmaya yönlendirilmiş, Yargıtay da bunun hakaret suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
- “…Sanıkların, mağduru tehdit ve cebirle zorlayıp su şişesinin üzerine oturmasını söylemelerinin ardından anüsünden içeri girmeyecek şekilde şişe üzerine oturan mağduru video kaydına aldıkları, olayda sanıkların imkanları olduğu halde şişeyi mağdurun anüsüne sokmadıkları, bu haliyle eylemlerinin nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçunu oluşturmayacağı ve cinsel amaç içermeyen eylemde basit cinsel saldırı suçunun da kanuni unsurları itibariyle oluşmayıp fiilin müştekiyi küçük düşürmek amacıyla yapılması nedeniyle hakaret suçunu oluşturacağı gözetilip ilk derece mahkemesince suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi…” Y. 14. Ceza Dairesi 2018/2197 E. , 2018/4971 K.
Nitelikli Hakaret Suçu: Cezanın Bir Yıldan Az Olamadığı Haller (TCK 125/3)
Aşağıda sayılan hallerde cezanın üst sınırı yine iki yıl olarak kalmıştır. Fakat daha ağır bir kusur söz konusu olabileceğinden faile bir yıldan az ceza verilmesi uygun görülmemiştir. Başlıkları sıralamadan önce, adli para cezasının bu suçlarda da seçenek yaptırım olarak kabul edildiğini belirtelim.
Kamu Görevlisine Hakaret Suçu
Kamu görevlisine hakaret suçunun cezası bir yıldan az olamaz. Bu nitelikli hal, görevden dolayı edilen hakaretleri kapsamaktadır. Dolayısıyla kamu göreviyle ilgisi olmayan bir hususta çıkan tartışma sonucunda işlenen hakaret suçunda cezanın alt sınırı yükselmez. Aşağıdaki olayda da polislere edilen hakaret görevle alakalı olmadığından nitelikli hal sayılmamıştır.
- “…Alkollü olan sanığın Cumhuriyet Caddesi üzerinde yaya olarak giderken ekip aracıyla oradan geçmekte olan kamu görevlisi polislere yönelik “ne bakıyorsunuz lan şerefzsizler” şeklinde hakaret etmesinden ibaret eyleminin, görevinden dolayı olmayıp görev sırasında gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 125/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi…” Y. 2. Ceza Dairesi 2011/26769 E. , 2013/6707 K.
Kamu görevlisine hakaret suçu şikayete tabi değildir. Şikayetçi olunmasa bile eylemin suç olup olmadığı araştırılarak gerekirse mahkumiyet hükmü kurulabilir. Uzlaştırma da mümkün değildir.
Mağdurun Kamu Görevlisi Olduğunu Bilmemek
Fail, hakaret ettiği kişinin kamu görevlisi olduğunu bilmiyorsa suçun nitelikli unsurunda hataya düşmüş sayılır. Dolayısıyla kastı kamu görevlisine hakaret olmadığından yalnızca temel halden cezalandırılır. Zira hakaret suçu sadece kastla işlenebilen, taksirle işlenmesi mümkün olmayan bir suçtur.
- “…Polis memuru olan katılanın kendi özel telefonundan aradığı sanığa kendisinin polis olduğunu belirterek karakola ifade için çağırdığı olayda, sanığın arayan kişinin kendisine şaka yaptığını zannettiği şeklindeki savunması karşısında, eylemin TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçunu oluşturacağı düşünülmeden yerinde görülmeyen gerekçeyle görevliye hakaret suçundan hüküm kurulması…” Y. 18. Ceza Dairesi 2015/3718 E., 2015/6696 K.
Her İki Tarafın Da Aynı Yerde Çalışan Kamu Görevlisi Olması
Bu nitelikli hal nedeniyle cezası artan sadece sade vatandaş değildir. Kamu görevlilerinin kendileri arasında atışma yaşanması da pekala mümkündür. Aşağıda görüleceği üzere, kamu görevi yapan bir hizmetliye, onunla aynı yerde çalışan ve daha üst pozisyondaki bir müdürün hakaret ettiği olayda nitelikli halin bulunduğu kabul edilmiştir.
- “…Halk Eğitim Müdürlüğünde müdür yardımcısı olan sanık A.. G..’ün aynı iş yerinde hizmetli olarak çalışan mağdur M.. K..’a yönelik eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 125/3-a maddesi kapsamında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu oluşturacağı ve bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde şikayetten vazgeçme nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi…” Y. 2. Ceza Dairesi 2011/21773 E., 2013/2024 K.
Rüşvet Teklifinin Kamu Görevlisine Hakaret Suçunu Oluşturduğu Durumlar
Yargıtay, rüşvete teşebbüsten mahkumiyet veren bazı kararları bozabilmektedir. Bu nedenle rüşvet ve hakaret suçunun farkını ortaya koymak gerekecektir. Eğer ileride doğabilecek bir ihtiyaca yönelik kamu görevlisine menfaat sağlanıyorsa rüşvet değil, kamu görevlisine hakaret suçu vardır. Zira şarta bağlı olarak rüşvet sözleşmesi yapılması mümkün değildir.
- “…Sanığın karakol komutanı olan müşteki … çok borçlu olduğundan bahsedip, Petrol boru hattından petrol çalmak için Mardinli bir şahıs ile görüştüğünü, bu işi yapmalarına kolaylık sağlanması halinde işe başlayacaklarını, maddi yönden de kendisini tatmin edeceklerini söylediği, müştekinin önce kabul etmediği, sanığın ısrarcı olması üzerine komutanlarıyla görüştüğü, sanığı yakalatmak için fiyat konusunda konuşmaya başladığı ve köyden … isimli bir kişi de getirtilerek tanker başına karakola 3000 TL, tanık …’ya aracılık ücreti olarak 750 TL verilmesi hususunda anlaşıldığı, bu şekilde sanığın rüşvet vermeye teşebbüs suçunu işlediği iddia edilen olayda… şarta bağlı olan teklifin rüşvet suçuna vücut vermeyeceği, bu nedenle de, sübutu kabul edilen eylemin kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunu oluşturacağının gözetilmemesi…” Y. 5. Ceza Dairesi 2016/4789 E. , 2017/5293 K.
Hakime Verdiği Karar Sebebiyle İşlenen Hakaret Suçu
Verdiği kararlar sebebiyle hakimler de hakarete maruz kalabilmektedir. Fakat hakimlerin mağdur olduğu aşağıda yer alan olaylarda, Yargıtay dairelerinin, ağır eleştiri ile hakaret suçu arasındaki farkı birbirlerinden çok farklı değerlendirdiği görülmektedir.
- “…Sanığın, duruşma hakimi olan katılana, vermiş olduğu beraat hükmü nedeniyle, duruşma salonu içerisinde el kol hareketleri yapmak suretiyle yüksek sesle söylemiş olduğu “Böyle adalet mi olur, siz orada durmayı da, aldığınız maaşı da hak etmiyorsunuz, suçsuzun yanındasınız, ben suçsuzum o yüzden benim yanımdasınız” şeklindeki sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici nitelikte olduğu ve eylemin hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…” Y. 18. Ceza Dairesi 2015/8582 E., 2015/6589 K.
Görüldüğü üzere hakime söylenen “Aldığınız maaşı hak etmiyorsunuz.” cümlesi 18. Ceza Dairesi’ne göre hakaret suçu sayılmıştır. Aşağıdaki olayda ceza alan sanığın hakime söylediği “Sen bu işi bırak, domat sat” cümlesiyse, 4. Ceza Dairesi’ne göre ağır eleştiri olarak kabul edilmiştir.
- “…Sanığın, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu yaralama ve gasp eylemlerinden dolayı ceza aldığını duyması üzerine, mahkeme heyetine “sen bu işi bırak domat sat” şeklindeki söylediği sözlerin müştekilerin onur, şeref ve saygınlıklarını rencide edici boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı…” Y. 4. Ceza Dairesi 2012/27782 E. , 2014/656 K.
Ek olarak belirtelim ki, eğer tek bir hakime yönelik hakaret varsa yalnızca bu hüküm uygulanacakken, heyet halinde çalışan mahkeme üyelerine karşı işlenen hakaret suçunda beşinci fıkra hükmü gereğince zincirleme suç hükümleri de uygulanacaktır.
Doktora Hakaret
Kamu görevlisi olan doktorlara görevi sebebiyle yapılan hakaretler de bu kapsamda değerlendirilmektedir. Fakat doktora sinirlenip de hastaneye yönelik küfürler eden fail, hakaret suçunu doktora karşı işlemiş sayılmaz. Bu durumda mağdur da gerçek kişi olmadığından faili cezalandırmak mümkün değildir.
- “…Sanığın şikayetçi doktor tarafından, tedaviye başlanması için hastaneye giriş yaptırması gerektiğini söylemesi üzerine, hastane kapısından çıkmadan önce “ben böyle hastanenin a…a korum” dediği ancak sanığın söz konusu sözler ile kastının şikayetçiye hakaret olmadığı ve hastanenin idari anlamda işleyişine yönelik kaba sözlerle serzenişte bulunduğu anlaşıldığından hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığının kabul edilmesi gerektiği…” Y. 18. Ceza Dairesi 2016/12290 E. , 2016/12080 K.
Öğretmene Hakaret Suçu
Öğretmene karşı işlenen hakaret suçunun cezası da bir yıldan az olamamaktadır. Öğretmen kamu görevlisi sayıldığından, ona karşı görevi sebebiyle işlenen hakaret suçunun cezalandırılması şikayete tabi değildir.
- “…Sanığın, oğlunun öğretmeni olan mağdura, oğlunun dersleri ile ilgili tartışma sonrasında, hakaret etmesi karşısında; eylemin, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçunu oluşturacağı ve TCK’nın 131/1. maddesine göre bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete tabi olmadığı gözetilmeden…” Y. 4. Ceza Dairesi 2012/31155 E. , 2014/1527 K.
Futbol Maçı Sırasında Hakeme Hakaret
Kamu görevlisi sayılmak için memur sıfatını taşımak zorunlu değildir. Kanunun özellikle belirlediği bazı faaliyetleri yürütenler, o faaliyetleri yürüttükleri sırasında kamu görevlisi sayılabilirler. Kamu hizmeti olarak yapılan gençlik ve spor organizasyonlarında görevlendirilen geçici görevliler de bu kapsamdadır. Dolayısıyla bu hükmün sadece futbol maçları için değil, diğer spor faaliyetleri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
- “…Demirçelik Divriğispor – Bağlum Belediyespor maçını yönetmekle görevlendirilen mağdur hakemlere maçın devamı sırasında ısrarla söven ve hakkında işlem yapılan sanığın eyleminin, takibi şikâyete bağlı olmayan TCK’nın 125/3 a ve 125/4 maddesinde öngörülen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, şikâyet yokluğu nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi…” Y. 4. Ceza Dairesi 2012/14188 E. , 2014/9089 K.
Stajyer Avukata Karşı İşlenen Hakaret Suçu
Stajyer avukatın kamu görevlisi olup olmadığı stajının hangi aşamasında olduğuna göre değerlendirilecektir. İlk 6 ayı içinde adliye stajını yapan stajyer avukatın haciz işlemine katılması sırasında kamu görevlisi olduğunu söylemek güçtür. Stajının ikinci yarısındaki stajyer avukata görevi sebebiyle yapılan hakaretse, kamu görevlisine hakaret suçu kapsamındadır.
- “…Somut olayda, … Barosu’nun 07/07/2015 havale tarihli yazısından katılan avukat …’ın dava konusu suç tarihi itibariyle avukat yanında staj aşamasında olup olmadığının anlaşılamaması karşısında, öncelikle suç tarihinde avukatlık stajının hangi aşamasında olduğunun tespiti, avukat yanında staj aşamasında olduğunun anlaşılması halinde yanında staj yaptığı avukatın olay tarihinde stajyer avukat olan katılanı hacze katılmaya yetkili kıldığına dair belgenin olup olmadığı ve buna göre katılanın kamu görevlisi sayılıp sayılmadığı hususunun araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek…” Y. 4. Ceza Dairesi 2021/29043 E. , 2021/25125 K.
Dini, Siyasi, Sosyal, Felsefi, İnanç ve Düşüncelerden Dolayı
Hakaret suçunun dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi halinde de verilecek ceza bir yıldan aşağı olamaz. Kanun koyucu bu nitelikli hali düzenleyerek din ve vicdan hürriyeti ile düşünce ve kanaat hürriyetini kuvvetlendirmek istemiştir.
Mensup Olunan Dine Göre Kutsal Sayılan Değerlerden Bahisle
Kutsal sayılan değerler her dinde farklı olabilecektir. Örneğin İslam dinine mensup olan mağdur için, Allah, Hz. Muhammet, Kuran-ı Kerim bu değerlere örnek olabilir.
Alenen Hakaret Suçu (TCK 125/4)
Alenen işlenen hakaret suçunun cezası altıda bir oranında artacaktır. Peki “alenen” kelimesinden ne anlamamız gerekir? Eylemin alenen yapıldığını kabul etmemiz için belirsiz sayıda kişinin buna şahit olmasına olanak tanımak yeterli olacaktır. Söylenen sözün gerçekten başkalarınca duyulmuş olup olmaması önemli değildir. Aşağıda aleniyet unsurunun anlaşılması açısından birkaç örnek verilmiştir.
Kamu Görevlisinin Odasında
Hakaret suçunun işlendiği yere giriş yapabilmek için özel bir yetkinin gerekmemesi, aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli değildir. Somut duruma özel değerlendirme yapılmalı, belirsiz sayıda kişinin tanık olmasına olanak sağlanıp sağlanmadığı değerlendirilmelidir. Dolayısıyla savcı odası gibi yerlerde işlenen hakaret suçu istisnai bir durum olmadığı müddetçe alenen işlenmiş sayılmaz.
- “…Cumhuriyet Savcısının odasının herkesin girip çıkabileceği yerlerden olmadığı halde 5237 sayılı TCK.nun 125/4. maddesi uygulanarak, fazla ceza tayini…” Y. 2. Ceza Dairesi 2011/26978 E. , 2013/6765 K.
Cadde, Yol vs. Üzerinde İşlenmesi
Herkesin gelip geçmesine açık olan ve her an herkesin bulunabileceği yol, sokak gibi yerlerde işlenen suçun aleniyet unsurunun gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
- “…Sanığın hakaret eylemini gerçekleştirdiği yerin umuma açık yol olduğu ve suçun aleniyet unsurunun gerçekleştiği gözetilmeden…” Y. 2. Ceza Dairesi 2009/18696 E. , 2010/21809 K.
Facebook Paylaşımında Hakaret Suçu
Günümüzde karşılaşılan pek çok hakaret suçu internet üzerinden işlenmektedir. Fail, mağdura özel olarak mesaj atmak yerine herkese açık bir paylaşımın altında hakaret etmiş olabilir. Bu durumda cezasında altıda bir oranında artırıma gidilecektir.
- “…Facebook hesabından yapılan suça konu paylaşımların herkes tarafından görülebilir olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi…” Y. 4. Ceza Dairesi 2019/8374 E. , 2021/29529 K.
Kurul Halinde Çalışan Kamu Görevlilerine Hakaret Suçu (TCK 125/5)
Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı işlenen hakaret suçu, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır (TCK m. 125/5). Dolayısıyla kurula karşı işlenen hakaret suçunun cezası dörtte birden dörtte üçe kadar artacaktır.
Şikayete bağlı olmaksızın re’sen soruşturulabilir bir suç olmakla beraber, mağdurların davadan haberdar edilmeleri zorunludur. Aksi takdirde mağdurların hak arama hürriyetlerinin ihlal edildiği kabul edilecektir.
- “…Olay tarihinde Ünye M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın, Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca hakkında verilen on gün süreyle ziyaretçi kabulünden men kararına yönelik itirazının Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25.12.2008 gün ve 2008/705 sayı ile reddedilmesi üzerine kararı veren mahkeme heyetine yönelik kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu işlediğinin iddia edildiği, mahkeme başkan ve üyeleri olan Bekir …, Hasan … ve Hakan …’nin davadan haberdar edilmedikleri, yokluklarında hüküm kurulduğu ve gerekçeli kararın kendilerine tebliğ edilmediği anlaşılmakla; Anayasa ile güvence altına alınan hak arama hürriyetinin sağlanması amacına uygun olarak CMK’nun 234/1. maddesi uyarınca, sanık hakkında açılan kamu davasına katılma hakkı bulunan mahkeme başkan ve üyelerinin mağdur olarak davadan haberdar edilmeleri zorunluluğunun bulunduğu..” Y. 1. Ceza Dairesi 2015/3825 E. , 2017/7 K.
Mağdurun Açıkça Belirtilmemesi ve İsnadın Kapalı Olması
Hakaret suçunun mağdurunun kim olduğu açıkça belirlenemiyorsa, matufiyet şartının gerçekleşmediği kabul edilir. Dolayısıyla faile ceza verilmez.
- “…Maddi olayda, sanık … Sözcü Gazetesinin 03/09/2014 tarihli nüshasında yayınlanan “Götüreceksen Büyük Götür, Yakalanma ” başlıklı yazısında; “… öyle bir duruma yüksel ki, günün birinde oğluna telefon açıp ”Evdeki paraları sıfırladın mı” diye sor. O uyanık geçinen gerizekalı oğlun ”hangi paraları babacım” derse sakın yanlış anlama!…” diyerek sanığın yazısındaki açıklamaların aleni olarak Katılan…’ın şeref, haysiyet, namus ve toplum içindeki itibarını ve diğer bireyler nezdindeki saygınlığını rencide edecek nitelikte küçültücü ve tahkir edici boyutta olduğu…Dosya kapsamına göre, sanığın, yazdığı yazıda katılanın adının hiç geçmemesi ve suça konu ifadelerin TCK’nın 126. maddesinde de belirtildiği üzere duraksamaya yol açmayacak bir şekilde katılanın şahsına yönelik olduğunun anlaşılamaması ve dolayısıyla matufiyet şartının olayda gerçekleşmediği gözetilmeden, unsurları oluşmayan hakaret suçundan beraati yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır…” Y. 18. Ceza Dairesi 2020/1569 E. , 2020/8290 K.
Ancak mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş olsa bile kullanılan sözlerden mağdurun kim olduğu anlaşılıyor olabilir. Mesela failin hakaret ederken söyledikleri arasında mağdurun daha önce yaptığı veya başına gelen olaylardan bahsedilmesi durumunda mağdur belirlenebiliyor olabilir. Eğer belirlenebiliyorsa suç işlenmiş sayılır. Aynı şekilde, isnadın üstü kapalı olsa bile eğer hakaret niteliğinde olduğunda şüphe yoksa yine ceza verilebilir.
- “…Somut olayda, Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanlığı tarafından düzenlenen mitingde, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve suç tarihinde Başbakan olan katılan …’ın konuşma yaptığı sırada sanığın giydiği ve üzerinde … amblemi ile “ Dikkat itina ile yürütme yapılır” yazılı tişörtü ortaya çıkararak elinde bulunan “$ Hırsız var $” yazılı pankartı açması biçimindeki eylemi katılana yönelik olarak gerçekleştirdiği ve muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğu bu sebeple hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı…” Y. 18. Ceza Dairesi 2016/15036 E. , 2019/30 K.
Hakaret Suçuna Konu Söylemlerin Doğruluğu
İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır (TCK m. 127/1). Bunun dışındaki hallerde isnadın doğruluğunun ispat edilebilmesi için iki seçenek koşuldan birinin varlığı aranır:
- İsnadın doğruluğunun ispatında kamu yararı bulunmalı.
- Hakaret suçu mağduru ispata razı olmalı.
Kamu hayatında rol almayan birine isnat edilen fiilin gerçekliğinin araştırılmasında kamu yararı bulunduğunu söylemek güçtür. Yargıtay, mağdurun çok eski bir tarihte aldığı ceza sebebiyle hakkında karalayıcı haber yapılmasında kamunun yararı olmadığı ve mağdurun unutulma hakkına sahip olduğu yönünde görüş bildirerek, isnat ispatının hakaret suçunu oluşturmaya engel olmayacağı yönünde karar vermiştir.
- “…Yazının bütünlüğü ve ifadelerin kullanılış şekli, yazıya dayanak teşkil eden ve adli sicil kaydına ilişkin düzenlemelere göre esasen vâki olmamış sayılan katılan hakkındaki mahkûmiyet hükmünün, suç tarihinden yaklaşık yirmi yıl önce gerçekleşmiş bir olaya ilişkin bulunması, bu anlamda söz konusu olay bakımından katılanın unutulma hakkı çerçevesinde gerekli önlemlerin alınmasını isteme hakkına sahip olması, katılanın yerine getirdiği kamu görevinin niteliği itibarıyla toplumun özel olarak ilgisini çeken, siyasi, medyatik veya benzeri bir konumda bulunmaması…haberin güncel bir değerinin bulunduğundan ya da kamunun bu durumu öğrenip tartışmasında menfaati olduğundan söz edilemeyeceği, sanığın eylemi sonucunda, kamu görevlisi olan katılana, kamuoyunun duyması gereken güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirdiği anlaşılmakla; yazıda kullanılan ifadelerin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olduğu kabul edilmelidir…” Y. Ceza Genel Kurulu 2016/1169 E. , 2018/490 K.
Söylemlerin İddia ve Savunma Özgürlüğü İçinde Olması
Mevcut bir uyuşmazlıkla ilgili yapılan somut isnatlar cezalandırılmaz. Bunların uyuşmazlığın çözümüne katkısı olması dahi aranmamaktadır. Tabii yapılan isnatlar iftira suçu kapsamına giriyorsa bu istisnai bir durumdur. İftira suçuyla ilgili “İftira Atma, Cezayı Etkileyen Haller ve Tazminat Davası” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
- “…sanığın katılan … hakkında 10.06.2014 tarihinde BİMER’e yaptığı başvuru dilekçesinde başka bir manevi tazminat dosyasından bahsederek katılan … ve şikayetçi …’nın yalancı şahitlik yapması nedeniyle aleyhine tazminata hükmedildiğini belirtmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı ve kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden,atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi…” Y. 8. Ceza Dairesi 2020/16012 E. , 2021/22887 K.
Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret Suçu (TCK 129)
Hakaret, haksız bir fiile tepki niteliğindeyse, ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Fiziksel bir saldırıya, yani kasten yaralama suçuna tepki olarak hakaret edilmesi halindeyse kişiye ceza verilmez. Kendisine yumruk atana tepki olarak küfür eden kişinin cezalandırılmaması bu duruma örnektir.
Genel haksız tahrik indirimi TCK m. 29’da düzenlenmiştir. TCK m. 129’da ise hakaret suçuna özel bir tahrik hükmüdür. Bu madde failin daha lehine olacaksa m. 29’un uygulanmaması gerektiği düşünülmektedir.
- “…İncelenen somut olayda, mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK’nın 29/1. maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı görülmektedir. Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK’nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, hukuka uygun görülmemiştir…” Y. 18. Ceza Dairesi 2018/4618 E. , 2019/2331 K.
Karşılıklı hakaretin cezası üçte birine kadar indirilebileceği gibi ceza vermekten vazgeçilebilir. Kanun hükmü bu şekilde olmakla berabar, hüküm kurarken “ceza vermekten vazgeçilmesine” diye değil, “ceza verilmesine yer olmadığına” diye yazılmış olmalıdır. Zira ceza muhakemesi hukukuna uygun şekli budur.
- “…Hakaret suçunun karşılıklı işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, TCK’nın 129/3. maddesi gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” yerine “ceza vermekten vazgeçilmesine” şeklinde karar verilmesi ve hüküm kısmında dayanak kanun maddesi olan CMK’nın 223/4-c maddesinin yazılmaması…” Y. 4. Ceza Dairesi 2019/2768 E. , 2021/24790 K.
İlk haksız eylemi gerçekleştirenin kim olduğu belliyse, karşılıklı hakarete verilen cezada indirim yapılmaz.
- “…Sanıkla mağdurun facebook üzerinden yaptıkları yazışmaları gösteren ve hükme esas alınan belge örneklerine göre, sanık tarafından mağdurun rızasına aykırı şekilde sahte facebook hesabı açılmasının ardından karşılıklı hakaret içeren mesajların gönderilmiş olmasına ve ilk haksız eylem sanık tarafından gerçekleştirilmesine rağmen “Tahrik nedeni ile” biçimindeki gerekçeden yoksun ibarelere dayalı olarak sanığa hükmolunan cezada TCK’nın 29. maddesi gereğince indirim yapılması, Kanuna aykırı olup…” Y. 12. Ceza Dairesi 2020/4492 E. , 2021/6106 K.
Failin Çocuk Olması ve Yaş Küçüklüğünün Cezaya Etkisi
12 yaşından küçük çocukların cezalandırılması mümkün değildir. Bunlar hakkında sadece güvenlik tedbirine hükmedilebilir. 12-15 yaş grubundakilerin ise alacakları ceza yarısına kadar indirilir. 15-18 yaş grubundakilerin cezasında ise üçte bir oranında indirim yapılacaktır. Ayrıntılı bilgi için Yaş Küçüklüğünde Ceza İndirimi ve Çocukların Ceza Yargılaması başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Hakaret Suçunda Uzlaştırma Hükümleri
Hakaret suçu, şikayete tabi olması sebebiyle uzlaşmanın da mümkün olduğu bir suçtur. Fakat uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla birlikte işlenmişse uzlaştırmaya gidilemez.
- “…TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, suç tarihine göre uzlaştırma kapsamında bulunmayan TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçu ile birlikte işlendiği iddia edildiğinden, CMK’nın 253/3. maddesine göre uzlaşma kapsamında bulunmadığı, bu nedenle soruşturma aşamasında yapılan uzlaşma teklifinin geçersiz olduğu, ancak yapılan yargılama neticesinde sanığın 106/1. maddesinin 1.cümlesinde düzenlenen tehdit suçundan beraat etmesi karşısında, hakaret suçu yönünden, CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanması ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu…” Y. 4. Ceza Dairesi 2019/7864 E. , 2021/29671 K.
Yukarıdaki olayda, TCK m. 106/1’in birinci cümlesi kapsamındaki tehdit suçuyla birlikte işlendiğinden uzlaşmaya gidilemeyeceği belirtilmiştir. Yanlış anlamaya yer vermemek adına belirtelim ki, şimdiki mevzuata göre bu suç da uzlaşmaya tabidir.
Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevi sebebiyle işlenmesi halindeyse uzlaştırmaya başvurulamaz.
Çeşitli Ceza Dosyaları Bazında İnceleme
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçuyla Birlikte İşlenmesi
Kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnirken edilen hakaretlerden ötürü ayrıca hakaretten ceza verilmez. Zira bu durumda daha ağır cezayı gerektiren “görevi yaptırmamak için direnme” suçundan hüküm kurulacaktır.
- “…sanığın katılanlara yönelik; “ben askerim, benim üzerimi arayacak polis daha anasından doğmadı, beni paket edecek adamın a.. koyarım” şeklinde söyleminin bulunması ayrıca devamında da elindeki ekmek bıçağını gösterip “beni alamazsınız, hepinizi bitireceğim ulan” şeklindeki ifadenin; söylendiği yer, yöneldiği kişiler, olayın kapsamı, öncesi ve sonrasındaki ifadelerden katılanların cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit mahiyetinde olduğu, dolayısı ile eylemin de bir bütün olarak görevi yaptırmamak için direnme suçuna vücut verdiği anlaşılmaktadır…” Y. 18. Ceza Dairesi 2018/4632 E. , 2018/11152 K.
Hakaret Suçunun Cinsel Taciz ve Tehditle Farkı
Cinsel taciz, tehdit ve hakaret suçları birbirleriyle sıkça karıştırılabilen suçlardandır. Aşağıdaki iki örneğin bunlar arasındaki farka dikkat çektiği görülecektir.
- “…Sanık … hakkında müşteki …’ye karşı işlediği Tehdit suçundan kurulan hükümde; sanığın 11/07/2013 tarihinde “Sen evde tek kaldığında seni alacağım, elbiselerini çıkartacağım, seninle cinsel ilişkiye gireceğim” şeklindeki sözleri ile 13/07/2013 tarihinde de “Seni alacağım, seni yapacağım” şeklindeki sözlerinin bütünüyle zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturacağı gözetilmeden… Sanık … …’ın müşteki …’ye karşı işlediği Tehdit suçundan kurulan hükümde; sanığın “Seni bunlara sinkaf ettireceğim” şeklindeki sözlerinin müştekiyi küçük düşürücü, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici nitelikte sözler olduğu ve hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden tehdit suçundan hüküm kurulması…” Y. 2. Ceza Dairesi 2020/23887 E. , 2021/11350 K.
- “…Mağdur ve sanığın “senin g…ne şişe sokacağım” şeklindeki cümlenin yörelerinde hakaret olarak kullanıldığını beyan etmeleri, sanığın söz konusu mesajı kendisine hakaret eden mağdura tehdit kastıyla değil hakaret etme amacıyla gönderdiği yönündeki savunması ve mağdurun mesaj nedeniyle rencide olduğu yönündeki anlatımları karşısında, sanığın eyleminin hakaret suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir…” Y. Ceza Genel Kurulu 2015/82 E. , 2016/346 K
Hakaret Suçunun Başka Bir Suça Haksız Tahrik Olması
Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisiyle suç işlenmesi durumunda, cezada dörtte bir ile dörtte üç arasında indirime gidilebilir. Dolayısıyla hakaret suçunun mağduru bu sebeple suç işlerse cezası azalacaktır. Kanunumuzun en ağır cezayı öngördüğü kasten öldürme suçlarında bile bu sebeple ciddi bir indirim yapılabilmektedir. Ayrıntılı bilgi için “Kasten Öldürme Suçunda Haksız Tahrik İndirimi“ başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
- “…sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunu işlediğinin sabit olduğu, yapılan yargılamada tarafların karşılıklı hakareti sabit kabul edilip TCK’nın 129/3 md.si uygulanarak ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasına rağmen, ilk haksız hareketin kimin tarafından yapıldığı hususu araştırılarak sanık hakkında hükmolunan mala zarar verme suçu yönünden TCK’nın 29. maddeleri gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması…” Y. 15. Ceza Dairesi 2014/9785 E. , 2015/22870 K.
“Terbiyesizlik Yapma” Sözü
“…Olay günü katılan sanık …’ın sanık …’a söylediği kabul edilen “sen bu işi nereden bileceksin lan, restorandan gelmişsin bu işi bilmiyorsun” şeklinde, sanık …’ın da katılan sanık …’a söylediği kabul edilen “terbiyesizlik etme, imzalamak zorundasın, savunmanı vereceksin kardeşim” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinde hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, karşılıklı hakaret nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi…” Y. 18. Ceza Dairesi 2016/3487 E. , 2018/2868 K.
“Çete Olmuşlar” Sözü
“…Sanığın “adamın babası hakem, oğlu hakem, torunu hakem, bunlar ailece hakem, çete olmuşlar” sözünün kişileri aşağılayıcı, şeref ve onurlarını rencide edici olduğu ve bu sözlerin hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden…” Y. 2. Ceza Dairesi 2011/25734 E., 2013/4483 K.
Beddua ve Ağır Eleştiri İçeren Sözlerin Hakaret Suçunu Oluşturmaması
Yargıtay “Yazıklar olsun”, “Allah belanı versin” gibi beddua niteliğindeki sözleri genelde hakaret suçundan saymamaktadır.
- “…sanığın, itiraz dilekçesinde şikâyetçiye hitaben; “…Bu savcının dünyadan haberi yok. Eğer mafya, çete, yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik varsa bu savcı gibi görevini doğru yapmayanlar yüzünden, memleket batıyor, suç oranı artıyor, hırsızlar, kültürsüzler sokaklar dolmuş yol kesiyorlar. Savcı … bunlara arka çıkıyor, hakkımı helal etmiyorum. Allah bu savcıdan hesap sorsun, devletten aldığı parayı geri ödesin, bu işi bıraksın…” şeklinde ifadeler kullandığı olayda; Sanığın savunması ile itiraz dilekçesinin bütünlüğü ve yazılış amacı gözetildiğinde kullanılan ifadeler nezaket dışı, kaba, rahatsız edici ve ağır eleştiri niteliğinde ise de bu ifadelerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması nedeniyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir…” Y. Ceza Genel Kurulu 2016/1138 E. , 2019/68 K.
Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davası
Hakaret, tazminat sorumluluğunu gerektirebilen haksız fiillerden olup kusura dayanmaktadır. Kusur, kendini doğrudan veya dolaylı kast ya da hafif veya ağır ihmal olarak gösterebilir. Dolayısıyla -istihdam edenin sorumluluğunda- olduğu gibi kusursuz sorumsuzluk ilkesi söz konusu değildir. Tazminat sorumluluğu için gerekli unsurları şöyle sayabiliriz: i) hukuka aykırı fiil, ii) kusur, iii) zarar ve iv) nedensellik bağı. Bu unsurlara ilişkin genel nitelikteki bilgilere ulaşmak için şu yazımıza göz atabilirsiniz: Tazminat Davalarında Değerlendirilen Unsurlar
Hakaretin Suç Olmadığı Durumlarda Tazminat
Ceza davasında mahkumiyet hükmü çıkmasa dahi mağdur hukuk davası yoluyla manevi tazminat isteyebilir. Örneğin, gıyapta hakaretin (mağdurun bulunmadığı ortamda yapılan hakaret) üç kişiyle ihtilat etmemesi halinde suçun tipiklik unsuru oluşmaz. Ancak suç oluşturmasa da, failin ahlaka aykırı eylemlerden dolayı bile meydana gelen zararlardan ötürü zararı (özellikle de manevi zararı) tazmin yükümlülüğü vardır.
Tazminat Miktarı Neye Göre Belirlenir?
Miktar belirlenirken öncelikle eylemin ağırlığına, ardından tarafların hayat koşullarına bakılır. Zira maddi tazminatın aksine manevi tazminat miktarı belirlenirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilir ve buna göre bir hüküm verilir. Dolayısıyla hakarete uğrayanın mali durumu kötüyken hakaret edenin mali durumu çok iyi olsa bile mağdurun zenginleşmesini sağlayacak ölçüde bir tazminata hükmedilemeyecektir. Aynı şekilde hakarete uğrayanın maddi durumu çok iyiyken hakaret edenin maddi durumu kötüyse, davalının yoksulluğa düşmesini sağlayacak seviyede bir miktara karar verilmez. Kimi durumlarda hükmedilen ücret yargılama için ödenen miktarları karşılamaya anca yetmektedir.
Hakaret Edene Tazminat Davasında Zamanaşımı
Kanun koyucu, suçlu dahi olsa kimsenin hayatı boyunca ceza ve/veya tazminat tehditi altında kalmasını istemez. Dolayısıyla hakaret edene karşı açılacak dava da bir zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre, haksız fiillerde genel olarak kimin hakaret ettiği öğrenildikten itibaren iki yıl ve her halde hakaret etme eyleminin ardından on yıl geçtikten sonra sona erer. Hakaret durumunda, eylem aynı zamanda suç da oluşturabileceğinden TBK’de belirlenen bu genel sürelerden ayrı olarak TCK’de belirlenen sekiz yıllık sürenin de uygulama alanı vardır. Ek olarak belirtelim ki -üç kişiyle ihtilat etmeyen gıyapta hakaret- örneğinde olduğu gibi suç teşkil etmeyen bir eylemse TCK’deki bu süre uygulama bulmaz.
Sonuç olarak, hakaretten kaynaklanan tazminat davasının olay tarihinden itibaren 8 yıl içinde açılabileceğini söyleyebiliriz.
- “…Davacı hakaret iddiasına dayanmakta olup, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçununun ceza zamanaşımı süresi, aynı Kanun’un 66. maddesi uyarınca 8 yıldır. Dosya içeriğinden, haksız eylemin 19/02/2010 tarihinde gerçekleştiği anlaşıldığına göre, anılan Kanun hükümleri uyarınca zamanaşımı süresi dolmamıştır…” Y. 4. Hukuk Dairesi 2015/10612 E. , 2016/11679 K.
Bazı haller zamanaşımını durdurur, bazı haller de yeniden başlatır. Ayrıntılı bilgi için “Haksız Fiil Tazminatlarında Zamanaşımı” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz. Daha da detaylı bilgi için ise davayı birlikte yürütmek istediğiniz avukata danışmanızda fayda vardır.
Sıkça Sorulan Sorular
Dedikodu yayan kişi en az üç kişiyle ihtilat etmişse ve mağdurun saygınlığını rencide edebilecek somut bir fiil veya olgu isnat etmişse hakaret suçu işlenmiş sayılır. Fail cezalandırılabileceği gibi ondan manevi tazminat da talep edilebilir.
Evet, tanık dinletme yoluyla veya sair suretlerle ispatlandığı müddetçe küfür edenden manevi tazminat talep edilebilir. Küfür eden kişi hakkında ayrıca hakaret suçundan ötürü suç duyurusunda da bulunulabilir. Tabii bunun için küfrün belli bir kişiye yönelmiş olması gerekir.
Kanun koyucu, hakaret suçunda adli para cezasını hapis cezasına seçenek olarak öngörmüştür. Dolayısıyla mahkeme hapis cezası vermektense adli para cezasını yeterli bulabilir. Adli para cezasına hükmetmeyi uygun bulmadığı durumlardaysa, HAGB ya da erteleme kararı vermiş olması halinde sanık cezaevine girmekten kurtulacaktır. Ancak denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenirse cezaevine girmek mümkündür.
Üç aydan iki yıla kadar hükmedilen adli para cezası, günlük 20 ile 100 TL arasında olacak şekilde hükme bağlanır. Mahkeme bu miktarı sanığın ekonomik ve sosyal durumuna göre belirleyecektir.
Normal şartlarda kısa süreli hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilmektedir. Fakat hakaret suçunda bu ikisi zaten seçenek yaptırım olarak öngörüldüğünden, en başta hapis cezası verilmesi durumunda daha sonra adli para cezasına çevrilemez.
“…Seçimlik ceza öngören hakaret suçunda hapis cezasının tercih edilmesi halinde bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeyerek, TCK’nın 50/2. maddesine aykırı davranılması…” Y. 4. Ceza Dairesi 2021/25291 E. , 2021/29555 K
Evet. Bu durumda duruşma yapılmaz ve mahkumiyet kararı verilmesi durumunda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
Hakaretin yapılmasının ardından 8 yıl geçmesiyle kamu davası düşecektir.
Hapis cezasının mı yoksa adli para cezasının mı tercih edildiği somut durumun şartlarına göre değerlendirilmeli ve gerekçeye yazılmalıdır. Dolayısıyla keyfi davranıldığını söyleyemeyiz.
“…seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi…” Y. 2. Ceza Dairesi 2011/27025 E., 2013/6766 K.