İhtirazi Kaydın Ayıp İhbarı Yerine Geçmesi – İçtihat

Y. (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2016/28811 E., 2019/12255 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, … … İnşaat ile 22/05/2008 tarihinde Karina evleri B blok 47 numaralı konut için gayrimenkul satış vaadi anlaşması ile ekli mahal listesini imzaladığını, … … inşaat firmasının işi bırakması sonrasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin davalı tarafından devam ettirildiğini, kendisinin bu sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri tam olarak yerine getirdiğini, ödemelerin tamamını davalıya ait banka hesabına yaptığını, davalının 24/02/2011 tarihinde sözleşmenin 7.maddesi kapsamında teslime davet yazısı gönderdiğini, davalının gönderdiği bu ihtara rağmen daire içi ve ortak alanların mahal listesi ve sözleşme hükümlerine uygun olmaması nedeni ile daireyi sözleşme esaslarına göre teslime hazır hale getirildiğinde teslim alacağını belirttiğini, ilerleyen süreçte konuta duyduğu zorunlu ihtiyaç sonucunda 08/06/2011 tarihinde yapı kullanma izninin alınmamış olması başta olmak üzere birçok eksik işin olmasına rağmen konut teslim tutanağını imzalamak zorunda kaldığını ancak tutanağın imza altına alınması aşamasında tespit edebildiği eksik iş ve/veya ayıplı ifadan kaynaklanan taleplerini sınırlı olmamak kaydı ile sıralayarak bunların giderilmesi koşulu ile daireyi teslim almış sayılacağına dair ihtirazı kayıt düştüğünü, bu kaydının ayıplı ifa ve eksik işlere yönelik ihbar olarak kabul edilmesinin gerektiğini, bu ihbarın devamında da sözlü ve yazılı olarak birçok kez eksik iş ve ayıplı ifaların giderilmesine yönelik ihtarlar yapıldığını, en son 06/01/2014 tarihinde … 16.Noterliği aracılığı ile 532 yevmiye numaralı ihtarnamenin davalıya gönderildiğini, dava konusu taşınmazda dilekçede ayrıntılı olarak belirtilen hususların tespit edilerek değer kaybına neden olan bu eksik ve ayıpların davalı tarafından giderilmesini, bunun mümkün olmaması durumunda BK’nun 113.maddesi kapsamında nama ifaya izin verilmesini, bunun da mümkün olmaması durumunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.5.2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dosya içerisindeki mübrez bilirkişi raporları sonrasında yapı kullanma izni ile ilgili eksikliğin davalı tarafından aynen ifa ile giderilmesini, diğer eksik ve ayıplar ile ilgili ise nama ifa yapabilmesi için 22.367,00 TL’nin tahsil edilmesi gerektiğinin hesaplandığını, açıklanan nedenlerle müddeabihin 17.367,00 TL artırılarak 22.367,00 TL olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren, 2.080,00 TL alacağın ise ıslah tarihi olan 16/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-HMK’nın, ”Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31/1. maddesinde: “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkının yenilik doğrucu (inşai) haklardan olduğunu söyleyebiliriz.
Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile bu eksik ve ayıpların davalı tarafından giderilmesi, bunun mümkün olmaması durumunda BK’nın 113.maddesi kapsamında nama ifaya izin verilmesi, bunun da mümkün olmaması durumunda zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, ortak alanlarda hiç yapılmadığı belirtilen ve eksik iş olarak nitelendirilen işler ve yine ortak alanlardaki gizli ayıplar yönünden davacının nama ifaya izin talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacının talepleri terditli olup mahkemece, HMK’nın 31. maddesi gereği, davacıya olayda uygulanması gereken 4077 Sayılı TKHK’nın 4.maddesinde yer alan seçimlik haklarından bir tanesini kullanabileceği de belirtilmek suretiyle hangisini kullanmak istediği konusunda talebini açıklamak üzere kesin süre verilmesi ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Yine ortak alanda hiç yapılmayan ve mahkemece, eksik iş olarak nitelendirilen işlerle ilgili mahkemece davacının nama ifaya izin talebinde bulunmayacağı gerekçesi yanında 30 günlük ihbar süresine de uyulmadığı gözetilerek talebin reddine karar verilmişse de, taraflar arasında imzalanan 8/6/2011 tarihli teslim tutanağında davacının ”eksiklikler” başlığı altında ”rekreasyon alanları, çevre güvenlik aktif infrared bariyer sistemi, genel ve bahçe aydınlatması, 2 araçlık otopark, merkezi uydu anten sistemi, jeneratör” diyerek ihtirazı kayıtla taşınmazı teslim aldığı ve yapılmayan işler konusunda bu şekilde ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmakla, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle, bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 120,90 TL. harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İletişime Geç
Whatsapp'tan Yaz
Merhaba 👋
Okuduğunuz konuyla ilgili veya başka bir konuda avukat tutmanız gerektiğini düşünüyorsanız aşağıdaki butona basarak kısaca yaşadığınız durumu anlatabilirsiniz. İstanbul içinde faaliyet göstermekteyiz.
Av. Oğuzhan Yazıcı | İstanbul