Yargıtay 2. HD. 2016/5659 E., 2017/11092 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir [176-(1)]. Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir [177-(1)].
HMK’nun 176 vd. maddelerinde, ıslahın harca tabi olacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda da “ıslah harcı” şeklinde bir harç türü yer almamaktadır. O halde sırf ıslah istemi sebebiyle harç alınamaz.
Bunun yanında, ıslah sonucunda, dava/talep konusunun miktar veya değeri artarsa ve artan miktar veya değer için harç ödenmesi gerekiyorsa, ancak o zaman harç ödenmesi/tamamlanması gerekir.
Somut olayda, davalı erkek vekili 01.09.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle yeni vakıa olarak davacı kadının sadakatsizliğini ileri sürmüş, dayanak delillerini göstermiş, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, 09.12.2014 tarihli duruşmada buna ilişkin tanık…’nın dinlenmesini talep etmiş, davacı vekili ise 25.09.2014 tarihli duruşmada ıslah dilekçesini kabul etmediğini bildirmiştir. Mahkemece, davalı erkeğin bu talebiyle ilgili bir karar verilmemiş, bildirilen tanığı dinlenmeden hüküm kurulmuştur. Oysa HMK’nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri dava/cevap dilekçesini ıslah ederek yeni bir vakıa ekleyebilir, yeni vakıa için delil gösterebilir, boşanma davasının eki niteliğinde olan maddi-manevi tazminat isteminde bulunabilir. Islah karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı olmadığı gibi bu konularda harç ödemesine de gerek yoktur.
O halde mahkemece; davalının ıslah dilekçesinde belirttiği yeni vakıa ile ilgili tanığı da dinlenerek, tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, davalının ıslah istemi değerlendirilmeden, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.10.2017(Prş.)
Yargıtay 2. HD. 2014/21030 E., 2015/6532 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, ıslah yoluyla, dayandığı vakıaları değiştirebilir veya davaya yeni vakıaları dahil edebilir. Evvelce göstermiş olsa bile, davaya kattığı bu yeni vakılara ilişkin delil de gösterebilir. Bu halde, ikinci tanık listesi verilemeyeceğine ilişkin yasağa (HMK. m. 240/2) dayanılarak, gösterilen bu tanıkların dinlenmesinden kaçınılamaz. Davacı, 7.1.2013 günü verdiği ıslah dilekçesiyle, yeni vakılar ileri sürmüş ve bununla ilgili tanık da göstermiştir. Yapılan ıslah kanuna uygundur. O halde, davacının 7.1.2013 günü verdiği ıslah dilekçesinde gösterdiği tanıklar usulünce dinlenmeli ve tüm deliller birlikte değerelendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu yön nazara alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.04.2015 (Cuma)
Yargıtay 2. HD. 2022/5112 E., 2022/7116 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, tarafların dava veya cevap dilekçelerinde (HMK m. 119/l-e-f, HMK m. 129/1-e-f) iddia ve savunmanın dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunluluğu bulunmaktadır. Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. ( HMK m.176 ) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. (HMK m. 179) HMK’nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri dava/cevap dilekçesini ıslah ederek yeni bir vakıa ekleyebilir yeni vakıa için delil gösterebilir. Davacı kadın, dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmemiş, 30/01/2019 tarihli dilekçe ile dava dilekçemizi yeniliyoruz demek suretiyle delilerini bildirmiş ve 22/10/2019 tarihli celsede sözkonusu dilekçenin ıslah dilekçesi olarak değerlendirilmesi talebinde bulunmuştur. Davacı kadın dilekçeler aşamasında delil bildirmediğinden, ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü yeni vakıalara yönelik delil bildirebilir. Yapılan incelemede davacı kadının ıslah dilekçesiyle yeni vakıa bildirmediği anlaşılmaktadır. O halde, usulüne uygun şekilde süresinde dayanılmayan tanık deliline göre dinlenilen tanık beyanları esas alınıp, davalı erkeğe kusur yüklenilerek, davacı kadının TMK 166/1. maddesine dayalı boşanma davasının kabulü usul ve kanuna aykırı ise de, bu husus temyiz kapsamı dışında bırakıldığından bozma sebebi yapılmamış ve eleştirmekle yetinilmiştir.
3-Mahkemece, davalı erkek tam kusurlu bulunarak davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmiş ise de, yukarıda 2. bentte belirtildiği üzere davalı erkeğin kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Davalı erkeğe bir kusur yüklenemeyeceğine göre Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 19.09.2022 (Pzt.)