Israrlı Takip (Stalking) Suçu ve Cezası

Mevzuatımıza girmeden evvel çoğunlukla yabancı literatürdekine benzer şekilde stalking olarak adlandırdığımız ısrarlı takip, failin ısrarla mağdurla temasa geçerek onu huzursuz etmesi suretiyle işlenen suçtur.

Israrlı Takip Sayılan Davranışlar ve Cezası

2022 yılında mevzuatımıza giren ısrarlı takip (stalking) suçu, aslında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuyla oldukça benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla farklı miktarda cezayı gerektiren bu iki suçu birbirinden ayırmamız gerekir. Şöyle ki, TCK m. 123’teki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu:

“Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” TCK m. 123

Şeklinde iken, ısrarlı takip suçu ise:

“Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.” TCK m. 123/A-1

Şeklinde düzenlenmiştir. Her iki suçun oluşması için de eylemlerin ısrarla gerçekleşmesi gerektiği noktasında ortak olduğunu görüyoruz. Bu ikisinin farkına gelecek olursak, ısrarlı takip suçunu oluşturan eylemlerin sınırlı sayılmışken, TCK m. 123’te ise “…ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta…” denmek suretiyle her türlü davranışın suç kapsamında olabileceğine işaret edilmiştir. Dolayısıyla ısrarlı takip davranışları kişinin huzur ve sükununu bozma kapsamına girse bile tersini söylemek her zaman mümkün olmaz. Peki her iki suçu oluşturabilecek davranışların ısrarlı biçimde işlendiği bir durumda hangi maddeden yargılamak yapmak gerekecektir? Bu durumda failin kastını değerlendirerek sonuca varırız.

TCK m. 123’te failin maksadının “sırf huzur ve sükun bozmak” yönünde olması aranmıştır. Israrlı takipte ise mağdur üzerinde böyle bir sonuç gerçekleşse bile failin amacının bu olması gerekmediğinden özel bir kast aranmaz. Fakat yine de belirtelim ki maddede geçen “…ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına…” şeklindeki sonucu ceza hukuku bakımından netice olarak kabul eden görüşe göre failin kastının bu neticeleri de içermesi gerekli iken, bunu objektif cezalandırılabilme şartı olarak kabul eden görüşe göre ise bu durumların gerçekleşmesi yeterlidir, ayrıca failin kastının bu yönde olması aranmaz. Biz de ikinci görüşe katılmaktayız.

Cezayı Artıran Durumlar

Suçun temel hali 6 ay-2yıl arası hapis cezası gerektirirken, kanunda özel olarak düzenlenen hallerde hapis cezasının sınırları 1-3 yıl arası olur. Bu haller aşağıda yer almaktadır:

“a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi.” TCK m. 123/A-2

Israrlı Takibin Yargılamasında Özel Durumlar

Mağdurun Barodan Avukat İstemi

Mağdurun baro tarafından kendisine avukat ataması istemesi kural olarak alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda geçerlidir. Fakat ısrarlı takip suçunun cezası o kadar yüksek olmamasına rağmen istisnai olarak avukatı olmayan mağdurun bu durumda da barodan avukat ataması isteyebileceği düzenlenmiştir.

Şikayete Bağlı Olma

Mağduru ısrarlı takip eden faile yargı makamları kendiliğinden ceza veremez. Bu bakımdan hırsızlık gibi re’sen soruşturulan suçlardan farklılık gösterir. Dolayısıyla failin cezalandırılması için mağdurun şikayette bulunması zorunludur.

Uzlaştırma Yoluna Gidilememesi

Şikayete bağlı olan suçlara ilişkin dosyaların genellikle uzlaştırma yoluyla çözümü mümkün olsa da nadiren bu uygulamadan ayrı tutulan suçlar da vardır. Öyle ki CMK m. 253/3 hükmünde cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarla birlikte ısrarlı takip suçunun da uzlaştırmaya tabi olmadığı düzenlenmiştir. Fakat tehdit suçu düzenlemesiyle ile aynı hukuki değeri koruyan bu suçta uzlaştırma mümkün değilken tehdit suçunda uzlaştırmanın mümkün olması haklı olarak eleştirilen bir durumdur.

İletişime Geç
Whatsapp'tan Yaz
Merhaba 👋
Okuduğunuz konuyla ilgili veya başka bir konuda avukat tutmanız gerektiğini düşünüyorsanız aşağıdaki butona basarak kısaca yaşadığınız durumu anlatabilirsiniz. İstanbul içinde faaliyet göstermekteyiz.
Av. Oğuzhan Yazıcı | İstanbul