İtirazın Kesin Kaldırılması – İİK m. 68

İtirazın Kaldırılması Dosyasında Duruşma Açma Zorunluluğu

Basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen, itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin dosyalarda duruşma açmak takdiri değil, kanun gereğidir.

  • “…Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.Mahkemece duruşma açılmaksızın tensip ile birlikte davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İ.İ.K’nun 18.maddesinde;”İcra mahkemesine arzedilen hususlarda basit yargılama usulü uygulanır.Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi tetkik merciine ifade zaptettirmek suretiyle de olur. Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan işlerde icra mahkemesi, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını verir. Duruşmalar, ancak zorunluluk halinde ve otuz günü geçmemek üzere ertelenebilir. ” İ.İ.K.’nun 63.maddesinde; ”İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.” İ.İ.K.’nun 70.maddesinde ; ”İcra mahkemesi , itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Öte yandan İ.İK.’nun 68/5 ve 6. maddesinde de, itirazın kesin olarak kaldırılmasının talebi halinde duruşma yapılması gerektiği düzenlenmesine yer verilmiştir. İ.İ.K.’nun 269/d maddedesi yollamasıyla uygulanması zorunlu olan İ.İ.K’nun 63, 68 ve 70. maddeleri ile İ.İ.K.’nun 18. maddesindeki düzenlemelere göre itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkin talebin duruşmalı olarak incelenmesi gerekmektedir. Duruşma günü verilmeden taraflar davet edilip beyan ve delilleri toplanmadan evrak üzerinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup karar bu nedenle bozulmalıdır…” Y. (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2011/15069 E. , 2012/3269 K.

Borçlunun Borç İlişkisini İkrarı Halinde Alacaklının İİK 68/1’deki Belgelere Dayanmak Zorunda Olmaması

İtirazın kaldırılması dosyasında “hukuki ilişki ve borcun” ispatlaması önem arz ermektedir. Dolayısıyla alacaklının elinde önceden İİK m. 68/1’deki belgelerden birisi bulunmasa bile, borçlunun borç ilişkisini ikrar etmesi durumunda itiraz kaldırılabilecektir. Borçlunun borca itiraz ederken “borcu ödedim” demesi dahi bu açıdan alacaklı lehinedir.

  • “…İİK.nun 68/1.maddesi gereğince talebine itiraz edilen alacaklının takibi imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Alacaklının genel haciz yolu ile başlattığı icra takibinde, İ.İ.K.’nun 68/1.maddesinde yer alan ve mücerret borç ikrarını içeren bir belgeye dayanmadığı tartışmasızdır. Ancak, borçlunun 27.01.2009 tarihli duruşmadaki beyanında, “borcun ödendiğini” ileri sürdüğü görülmektedir. Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını “ödeme olgusuna” dayandırdığına göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında, alacaklının artık İ.İ.K.’nun 68/1.maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan “hukuku ilişki ve borçtur”. Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip ödediğini ileri sürdüğüne göre, kabul edilen bir hususun ayrıca İ.İ.K.’nun 68/1.maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı açıktır. Yargıtay’ın yerleşmiş görüşü bu doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu’nun 4.12.1985 tarih ve 12/27-984 sayılı kararı). O halde, borçlunun borcu ödediği hususunda sunduğu belgelerin, İİK’nun 68/1.maddesinde belirtilen nitelikte olup olmadığı değerlendirilerek, inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile itirazın kaldırılması talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2010/17203 E. , 2010/30354 K. (Benzer şekilde: Y. 12. Hukuk Dairesi 2008/6060 E. , 2008/8863 K.)
  • “…Somut olayda, alacaklının 06.10.2009 tarihli taraflar arasında imzalanan sözleşmeye bağlı bakiye ücret alacağının tahsili için başlattığı genel haciz yoluyla icra takibinde İİK’nun 68/1. maddesinde yer alan ve mücerret borç ikrarını içeren bir belgeye dayanmadığı tartışmasızdır. Ancak borçlunun icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca yapılması gereken ödemeleri gerçekleştirdiğini ve takip alacaklısına ödenmemiş borç bulunmadığını ileri sürdüğü görülmektedir. Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında alacaklının artık İİK’nun 68/1 maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki ve borçtur. Borçlu itiraz dilekçesinde hukuki ilişki ve borcu kabul edip borcunu ödediğini ileri sürdüğüne ve kısmi itirazda bulunmadığına göre, kabul edilen bir hususun ayrıca İİK’nun 68/1 maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı izahtan varestedir(H.G.K. 04.12.1985 tarih ve 1984/12-527 E. 984. K.). O halde, mahkemece, borçlunun ödeme iddiası değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması isteminin reddi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2014/15857 E. , 2014/17590 K.

İtirazın Kaldırılmasında Hak Düşürücü Sürenin Öğrenmeden Değil Tebliğden İtibaren Başlaması

Altı aylık hak düşürücü süre alacaklının itirazı öğrenme tarihinden itibaren değil, tebliğ alma tarihinden itibaren başlayacaktır.

  • “…Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun itirazı üzerine alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu,mahkemece itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, ancak alacaklının 10/12/2012 tarihinde itirazı öğrendiği, bu nedenle 24/01/2014 tarihli davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. Genel haciz yoluyla takipte, İİK’nun 62. maddesine göre yapılan itiraz ile İİK’nun 66. maddesi gereğince takip durur. Alacaklı, takibin devamı için, İİK’nun 68. maddesi kapsamında itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz. İtirazın kaldırılması için öngörülen altı aylık süre yasadan kaynaklanan hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en gözetilmesi gerekir. İİK’nun 68. maddesinde, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık süre, öğrenme tarihinden değil borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça itirazın kaldırılması için öngörülen hak düşürücü süre işlemeye başlamaz. Bu durumda, alacaklının icra mahkemesine başvurusunun yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, süresinde yapılan itirazın kaldırılması isteminin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile süre aşımından reddi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2014/25553 E. , 2014/30889 K.

İİK 68/1’deki Belgelere Dayanmaması Sebebiyle Davası Reddedilen Alacaklı Aleyhine Tazminata Hükmedilmemesi

Mahkemenin taraflardan birisini tazminata mahkum edebilmesi için, talebin kabul veya reddinin esasa ilişkin nedenlere dayanması gerekmektedir.

  • “…Alacaklının, genel haciz yoluyla başlattığı takibe, borçlunun itirazı üzerine, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddine ve tazminata hükmedildiği görülmektedir. İİK.nun 68/son maddesinin ilk cümlesine göre; “İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine tazminata mahkum edilir.” İcra mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması istemi, dayanak belgenin İİK 68 / I maddesinde sayılan belge niteliğinde olmadığı gerekçesiyle işin esası incelenmeksizin reddedildiğinden ve bu nedenle borçlu yararına tazminat verilmesi için aynı maddenin son bendinde öngörülen “talebin esasa ilişkin nedenlerle reddi” şeklindeki koşul oluşmadığından alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşıldığından, alacaklının bu nedene dayanan karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2013/13223 E. , 2013/19446 K.
İletişime Geç
Whatsapp'tan Yaz
Merhaba 👋
Okuduğunuz konuyla ilgili veya başka bir konuda avukat tutmanız gerektiğini düşünüyorsanız aşağıdaki butona basarak kısaca yaşadığınız durumu anlatabilirsiniz. İstanbul içinde faaliyet göstermekteyiz.
Av. Oğuzhan Yazıcı | İstanbul