Genel Olarak Kambiyo Şikayeti Nedeniyle Takibin İptali
Alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip olmadığı veya senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı durumlarda, İİK 170/a-2 uyarınca takip iptal edilebilecektir. Fakat bu durumun iki istisnası mevcuttur:
- İmza inkarının geri alınması,
- Borcun tamamen veya kısmen kabul edilmiş olması.
Bu iki istisna hali mevcut değilse takip iptal edilebilir.
- “…Somut olayda, takibe dayanak olarak gösterilen 01.04.2012 vadeli 105.000 TL bedelli senette düzenleme yerinin yazılmadığı ve yine düzenleyenin adının yanında da düzenleme yeri olarak kabul edilebilecek bir idari birimin bulunmadığı görülmektedir. Takibe konu bu senette düzenleme yeri bulunmadığından kambiyo vasfında olduğunun kabulü mümkün değildir. İİK’nun 170/a-son maddesinde (…her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise ) takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçluların anılan madde kapsamında borca yönelik bir kabulü bulunmamaktadır. O halde mahkemece İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2014/14098 E. , 2014/15668 K.
İmza İnkarının Geri Alınması
İmza inkarı yapıldıktan sonra bunun geri alınmış olması ise İİK 170/a-3 kapsamında istisna olarak değerlendirilecektir.
- “…Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borçlunun borca itiraz ettiği, mahkemece takibe konu bonoda keşide yeri bulunmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği görülmektedir… Somut olayda, borçlu, icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde imzaya ve borca itiraz ettikten sonra imzaya itirazından vazgeçerek borç miktarının 12.000,00 TL olduğunu ve ödendiğini ileri sürmek sureti ile borcu kısmen kabul ettiğine göre, İİK’nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca, aynı maddenin ikinci fıkrasının uygulanma imkanı yoktur. Bu nedenle mahkemece, borçlunun ödeme iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2015/23894 E. , 2016/238 K.
İmzaya İtiraz Edilmemiş Olması
İİK 170/a-3 hükmündeki istisnalar arasında imza inkarının geri alınmış olması varken, en baştan beri itiraz edilmemiş hali yoktur. Dolayısıyla imzaya itiraz edilmemiş olsa bile takip iptal edilebilir.
- “…İİK’nun 170/a-son maddesinde (…her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise ) takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlunun anılan madde kapsamında borca yönelik bir kabulü bulunmamaktadır. Takip dayanağı senetteki imzanın inkar edilmemiş olması ise İİK.nun 170/a-son maddesi kapsamında borcun kabulü olarak değerlendirilemez. O halde mahkemece İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2014/1740 E. , 2014/5943 K.
İmzanın Açıkça Kabul Edilmiş Olması
İmzanın açıkça kabul edildiği durumlarda Yargıtay’ın takibin iptal edilemeyeceği yönünde görüş bildirdiğini de görmekteyiz. Bu görüşün kanunun açık hükmüne aykırı olduğunu düşünüyoruz. Zira kanun koyucu açıkça “imza inkarı itirazı geri alınmış” olan durumlarda takibin iptal edilemeyeceğini düzenlemiştir. Dolayısıyla imzaya itiraz etmeyen borçlu, bunun üstüne ayrıca imzayı açıkça ikrar etmiş olsa bile bu husus takibin iptaline engel olmamalıdır. Öyle ki imza gerçek olsa bile bir borç bulunmayabilir ki, bu husus da zaten ayrı bir istisna olarak düzenlenmiştir.
- “…Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatması üzerine borçlunun; takip dayanağı senet altındaki imzayı ve şikayet konusu borcu kısmi kabulle, anılan borca ve ferilerine itirazla takibin iptali istemi için icra mahkemesine başvurduğu, … 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 08.12.2016 tarih ve 2016/853 E. 2016/852 K. sayılı kararı ile davanın reddine hükmolunduğu… Somut olayda, borçlunun, 18.10.2016 tarihli dava dilekçesinde; takip dayanağı seneti imzalı olarak alacaklıya teslim ettiğini ve alacaklıdan 4000 USD aldığı, hatta takip dayanağı senet iade edilirse anılan parayı da iade etmek için elinde tuttuğu, 08.12.2016 tarihli karar celsesinde ise takip dayanağı senet imzasını noterde attığını ve alacaklıdan 16.000 TL aldığını kabul ettiği görülmektedir. Haliyle anılan beyanlar değerlendirildiğinde, İİK’nun 170/a-son maddesi uyarınca şikayet konusu borç ve takip dayanağı senet altındaki imza, borçlu tarafça kabul edilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilemez. Öte yandan, İİK’nun 169/a-1. maddesi gereğince de; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde, mahkemece itiraz kabul edilir. Öte yandan, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borçla ilgili olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur. Yine somut olayda, borçlunun yargılama sırasında, İİK’nın 169/a maddesinde yazılı belgelerle borçlu olmadığını ispat edemediği ve ilk derece mahkemesinin de bu durumu gözeterek hüküm oluşturduğu görülmektedir. Bu durumda, ilk derece mahkemesi kararı isabetli olup…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2017/8746 E. , 2018/11938 K.
Yargıtay’ın bu karar metninde geçen “imza, borçlu tarafça kabul edilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilemez.” şeklindeki ifadesini yanlış buluyoruz. Fakat karardan anlaşıldığı üzere borçlu zaten borcu da kısmen kabul etmiş olduğundan sonuç değişmemektedir.
Durum böyle olmakla beraber, imzanın açıkça kabul edildiği ama borca itiraz edildiği bir olayda ise Yargıtay takibin iptal edilebileceğini belirtmiştir. Bu karar bizce de doğrudur. Bahsettiğimiz karar aşağıda olup, imzanın irade sakatlığıyla atıldığı bir olaya ilişkindir.
- “…Borçlu vekili tarafından yasal süresinde İcra Mahkemesine başvurularak, takip dayanağı senette tanzim yeri bulunmadığı, senedin de zorla ve tehditle alındığı, belge üzerinde müvekkilinin sadece imzasının olup, kalan kısımların müvekkili tarafından doldurulmadığı ve kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip yapılamayacağı ileri sürülerek, takibin iptali isteminde bulunulmuştur… Somut olayda, borçlunun anılan madde kapsamında borca yönelik bir kabulü bulunmamaktadır. İtiraz dilekçesinde yer alan senedin de zorla ve tehditle alındığı, belge üzerinde müvekkilinin sadece imzasının olup, kalan kısımların müvekkili tarafından doldurulmadığına ilişkin beyan ve imzanın inkar edilmemiş olması, İİK.nun 170/a-son maddesi kapsamında borcun kabulü olarak değerlendirilemeyeceğinden, Mahkemece İİK. nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptali gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2007/6485 E. , 2007/8664 K.
Sonuç olarak, imza açıkça kabul edilmiş olsa bile eğer borcun hiç doğmadığı savunması yapılmışsa, kambiyo senedi vasfını taşımayan senede dayalı başlatılan takibin iptal edilebileceğini söyleyebiliriz.
Borcun Kabul Edilmesi
Borç kabul edilmişse, senet kambiyo senedi niteliğini taşımıyor olsa da takip iptal edilmez.
- “…Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlu vekilinin süresinde icra mahkemesine başvurarak, takibe dayanak çekte lehtar cirosundan sonra müvekkilinin cirosu olduğunu, daha sonra yeniden lehtar tarafından cirolandığını, bu sebeple müvekkili … hakkında müracaat borçlusu olarak takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece itiraz eden borçlu yönünden takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK’nun 170/a-son maddesinde; “Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, borçlunun, takip dosyasına 28.07.2015 tarihli dilekçe sunarak borcu kabul ettiğini, takibe itirazı olmadığını bildirdiği, yine aynı tarihte ödeme taahhüdünde bulunduğu dikkate alındığında, İİK’nun 170/a-son maddesi uyarınca borç kabul edilmiş olup takibin iptaline karar verilemez…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2016/12739 E. , 2017/5369 K.
- “…Somut olayda borçlu süresi içerisinde icra mahkemesine verdiği dilekçede, takibe konu bononun teminat bonosu olduğunu iddia etmiş olmakla birlikte; borçlunun 09/04/2013 tarihinde icra dosyasına gelip borcu kayıtsız şartsız kabul ettiği ve beyanının altını da imzaladığı, ayrıca Ankara 3. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2010/284 E. sayılı dosyasında vermiş olduğu ifadesinde de ekonomik kriz nedeniyle borcunu ödeyemediğini, en kısa zamanda ödeyeceğini bildirdiği görülmüştür. Borç kabul edildiğinden İİK’nun 170/a-2 maddesinde yer alan dayanak belgenin kambiyo senedi niteliğini taşımaması olgusu iptal nedeni olarak kabul edilemez. O halde mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2013/35667 E. , 2014/1613 K.
Ödeme Def’inin Kambiyo Takibinin İptalini Gerektirmemesi
Yargıtay, borçlunun senet bedelini önceden ödemiş olmasını borcun kabulü olarak değerlendirdiğinden, bu durumda da takibin iptaline karar verilememektedir.
- “…Borçlu …’ün, temyiz dilekçesinde ve dosya içerisine sunulan bilgi ve belgelerden senet bedelinin kendisi tarafından ödendiğini beyan ettiği anlaşılmakla, her ne kadar takip dayanağı senedin kambiyo vasfı bulunmasa da, yukarıda anılan yasal düzenleme gereğince borçlunun kambiyo şikayeti dinlenemez…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2016/19398 E. , 2017/11584 K.
- “…Somut olayda, takibe dayanak yapılan çekte, ilk cironun, lehtar … tarafından yapılması gerekmekte olup, çek arkasında adı geçenin cirosu bulunmadığından, ciro silsilesinin kopuk olduğu ve alacaklının yetkili hamil olmadığı anlaşılmış ise de, borçlu takibe konu çek bedelini nakten ve defaten ödediğini belirttiğinden İİK’nun 170/a-son fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası hükmü uygulanamaz. Bir başka anlatımla belirtilen nedenle takibin iptaline karar verilemez. Bu durumda itfa itirazı üzerinde durulması gerekip, borçlu, anılan itirazını İİK’nun 169/a-1. maddesinde yazılı belgelerden biri ile ispatlayamadığı gibi, alacaklının da, çek bedelinin tahsil edildiğine dair kabul beyanı bulunmamaktadır…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2015/32037 E. , 2016/7473 K.
- “…Borçlu, alacaklı … tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla hakkında başlatılan icra takibinde süresi içinde icra mahkemesine başvurarak, sair itirazlarının yanında, takip dayanağı çekin, ….’ne ödendiğini ileri sürerek borca itiraz etmiş, mahkemece, süresinde ibraz edilmeyen çekin, kambiyo vasfında olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir… Somut olayda, borçlunun, borcun ödendiği yönündeki beyanı dikkate alındığında, İİK’nun 170/a-son maddesi uyarınca borç kabul edilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilemez…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2015/8085 E. , 2015/18795 K.
- “…borçlular vekili dilekçesinde borca kısmi itirazın kabulü ile ödemeler miktarınca takibin iptaline karar verilmesini istediğine göre, borcun varlığını kısmen kabul etmiştir. Bu durumda, alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiği nedeni ile 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilemez. O halde mahkemece, borçlunun itfa ve sair itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin beyanlarına yanlış anlam verilmek ve İİK’nun 170/a-son maddesi gözardı edilmek sureti ile yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2015/14637 E. , 2015/18856 K.
- “…Ancak borçlunun, takip alacaklısının yetkili hamil olmadığı yönündeki şikayeti yanında takibe konu çek bedelinin bir kısmının takip alacaklısına ödendiğini ileri sürerek ödeme def’inde de bulunduğu anlaşılmaktadır. İİK’nun 170/a-son maddesine göre “Her ne suretle olursa olsun imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü düzenlenmiş olup borçlunun hamile karşı ödeme def’inde bulunduğu anlaşıldığından, borçlunun artık İİK’nun 170/a maddesi hükmü uyarınca takip alacaklısının yetkili hamil olmadığını ileri sürerek alacaklının kambiyo takibi yapma hakkı bulunmadığından bahisle takibin iptalini talep etme imkanı bulunmamaktadır. O halde mahkemece; istemin İİK’nun 170/a-son maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2013/34995 E. , 2014/147 K.
- “…Somut olayda şikayetçi borçlular takibe konu çek bedeli ödendiği halde çek aslının iade edilmeyip çek keşide tarihinde tahrifat yapılarak bankaya ibraz edildiğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda verilen 14.04.2011 tarihli raporda takibe konu çekin keşide tarihinin önce 22.09.2009 tarihinin sonu üzeri çizilerek üst tarafa 28.02.2010 tarihinin yazılıp kararın altındaki yere keşideci adına atılmış paraf imzanın keşideci H. G.e ait olup olmadığı tespit edilememiş, daha sonra yaptırılan Adli Tıp Kurumunun 26.12.2011 tarihli raporunda aynı sonuca varılmış mahkemece tahrifat öncesi keşide tarihine göre çek ibraz süresinin geçtiğinden bahisle takibi iptal etmiştir. Şikayetçilerin şikayet dilekçesindeki takibe konu çeki ödedim beyanı borcu kabul sayılacağından İİK.nun 170/a,son maddesi uyarınca istemin reddi yerine, yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2012/22307 E. , 2012/39817 K.
- “…Borçlunun şikayet dilekçesi içeriğinden “bu senedin parası …’e (kendisinden sonra gelen ciranta borçlulardan birine) ödendi” şeklinde iddiası da bulunduğundan artık senedin kambiyo vasfında olmadığı yönündeki itirazı dinlenmez…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2010/10113 E. , 2010/22880 K.
- “…Somut olayda; borçlu itirazında, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürdükten sonra borcun fazlasıyla davalıya ödendiğini belirttiğine göre, İİK’nun 170/a-son maddesi gereğince senedin kambiyo vasfında olmadığı nazara alınamaz (HGK’nun 02.10.2002 tarih, 12-624/771 sayılı kararı da bu yöndedir)…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2008/25405 E. , 2009/5777 K.
Senet Üzerinde Tahrifat Yapıldığı İddiası
Borçlu, senet üzerinde tahrifat yapılarak borç miktarının artırıldığı iddiasını ileri sürmüşse, bu durumda da takip iptal edilemez. Zira borcun tahrifattan önceki kısmını ikrar ederek takibe konu borcu kısmen kabul etmiş sayılır.
- “…Somut olayda borçlu, takibe konu bononun “15.000 TL” bedelli iken tahrifatla “115.000 TL” ye dönüştürüldüğünü ileri sürmüştür. Alacaklının keşideciye ödememe protestosu çekmediği anlaşılmış ise de, borçlu takibe konu bonoda yazılı miktarı kısmen kabul ettiğinden İİK’nun 170/a-son fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası hükmü uygulanamaz…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2014/10333 E. , 2014/12832 K.
Borcun Haricen Kabul Edilmesinin Takibin İptaline Engel Olmaması
Yargıtay aşağıdaki karara konu olayda, takipten önce uygulanan ihtiyati haciz sırasında borcun kabul edilmiş olmasını, haricen yapıldığı gerekçesiyle madde kapsamındaki “borç kabulü” olarak değerlendirmemiştir.
- “…Somut olayda borçlu şirket müdürü C… C…, kambiyo senetlerine özgü yolla takibe geçilmeden önce ihtiyati haczin uygulanması sırasında borcun tamamının ödeme imkanı olmadığı 20.000 TL’nin iki – üç gün içinde ödeneceğini beyan etmiş, 25.000 TL’yi ise haciz esnasında alacaklı vekiline ödemiştir. İcra takip işlemi olmayan ihtiyati haczi sırasında borçlu vekilinin bu beyanı harici ikrar niteliği taşımakla borçlunun takibe konu çekin çek niteliğini taşımadığını ileri sürmesine engel değildir. Mahkemece çek keşide tarihlerinde tahrifat ve diğer iddialarla ilgili olarak işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken borcun kısmen kabul edildiğinden bahisle itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2009/24179 E. , 2010/6067 K.
Bu şekilde yapılan bir harici kabulün, imzaya itirazın dinlenmesine engel olacağı yönünde Yargıtay kararı da mevcuttur.
- “…Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı ve borçlu şirketin süresinde imza itirazında bulunmuştur.Alacaklı esas hakkında takibe geçmeden önce takip konusu bonoya istinaden Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden 23.2.2006 tarihinde ihtiyati haciz kararı almış bu ihtiyati haciz kararının Kadıköy 7. İcra Müdürlüğünün 2006/2199 takip sayılı dosyası ile uygulattırmıştır.İhtiyati haczin tatbiki sırasında borçlu şirket yetkilisi olduğu anlaşılan B. A..’ın borcu kabul ettiği ve haciz zabıt varakasını imzaladığı görülmektedir. Konu ile ilgili İİK.nun 170a/son maddesi aynen her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.. yasal düzenlemesini içermektedir. Anılan bu düzenleme karşısında borçlunun imzaya yönelik itirazı hakkında hiçbir inceleme yapılmaksızın imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek ve somut olayda uygulama yeri olmayan HGK.nun kararına dayanılarak yazılı şekilde takibin durdurulması yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmelidir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2007/6841 E. , 2007/9211 K.
Teminat Senedine Dayalı Kambiyo Takibinin İptali
Yargıtay aşağıdaki karara konu olayda, şeklen geçerli bir kambiyo senedinin aslında teminat senedi olduğu iddiasını İİK 170/a kapsamında değil, İİK 169 kapsamında borca itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
- “…Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı senetlere ilişkin borcunu ödediğini ileri sürerek borca itiraz ettiği, bunun yanı sıra faize ve borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazlarını bildirerek takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece; ‘takibe dayanak senetlerin teminat amaçlı verildiğinin senet üzerindeki şerhten ve alacaklnın beyanından anlaşıldığı, senetlerin kayıtsız şartsız ödeme vaadini içermediği, kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı’ gerekçeleri ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır… Somut olayda, borçlu itiraz dilekçesinde, senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmemiş, borcunu ödediğini bildirmiştir. Bu durumda, borcun kabul edilmesi nedeniyle İİK’nun 170/a-son maddesi uyarınca senet üzerine düşülen kayıt nedeniyle takibin iptaline karar verilemez. O halde mahkemece, borçlunun ödeme iddiasının ve faiz ile zamanaşımına yönelik itirazlarının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, kabule göre de; senedin teminat senedi olduğu iddiası İİK’nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup aynı Kanunun 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2015/12165 E. , 2015/24294 K.
Teminat senedi olduğu belli olan ve bu nedenle de kambiyo senedi niteliğini taşımayan bir senedin kambiyo senedi olmadığı iddiası ise İİK 170/a uyarınca takibin iptaline yol açabilecektir.
Şikayet Sonucunda Tazminata Hükmedilememesi
İİK 170/a hükmünde, haksız yere şikayet eden veya haksız takip başlatan aleyhine tazminata hükmedileceği düzenlenmemiştir. Dolayısıyla icra mahkemesinin davayı kaybeden aleyhine tazminata hükmetmesi hukuka aykırı olacaktır.
- “…Somut olayda borçlunun istemi, bononun kambiyo vasfına haiz olmadığına yönelik İİK’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olup, anılan madde kapsamında şikayetin reddi halinde tazminat verileceğine dair yasal düzenleme bulunmadığından mahkemece borçlunun tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 10.11.2014 tarih ve 2012/242 E., 2014/254 K. sayılı kararının hüküm bölümünün tazminata ilişkin 1. fıkrasında yer alan ” takip konusu 17.496,00 TL asıl alacağın % 20 ‘si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” ilişkin cümlenin karar metninden tümüyle çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA)…” Y. 12. Hukuk Dairesi 2015/6348 E. , 2015/16090 K.
Borcun Kısmen Kabulünde Kambiyo Takibinin Kısmen İptali
Yargıtay’ın eski tarihli kararlarında, borcun kısmen kabul edildiği durumlarda takibin kısmen iptal edilmesi gerektiği yönünde hüküm kurduğunu görmekteyiz.
- “…Mahkemece yatırılan bilirkişi incelemeleri sonucu 4.500,00 YTL’lik senetin 3 rakamının ilave edilerek 34.500,00 YTL’ye dönüştürüldüğü sabit olmuştur. Borçlu, işbu senedi teminat olarak verdiğini ispat edememiştir. Takip konusu senette tanzim yeri bulunmamakta ise de konu ile ilgili İİK’nun 170/a-son maddesi aynen “her ne surette olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz” hükmünü içermektedir. Bu durumda, takibin 4.500,00 YTL dışında kalan kısmı için iptaline karar verilmesi gerekirken tümden iptali isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken icra inkar tazminatının karar metninden çıkarılarak kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. Bu nedenlerle alacaklının icra inkar tazminatı ile ilgili kazanılmış hakkı da gözetilerek karar düzeltme istemi yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabul edilmesi uygun görülmüştür….” Y. 12. Hukuk Dairesi 2007/18873 E. , 2007/21502 K. (Ayrıca: Y. 12. Hukuk Dairesi 2008/15319 E. , 2008/18476 K.)
Fakat daha yeni tarihli kararlarda ise kısmen kabulün ikinci fıkranın uygulanmasına engel olduğu belirtilmekte olup, kısmen iptale yönelik bir uygulamaya rastlayamamaktayız. Kanımızca bu durumda İİK 169 kapsamındaki borca itiraz hükümlerinin uygulanması yerinde olacaktır.