Özel boşanma sebepleriyle açılan boşanma davasının ispatlanamaması halinde dava reddedilir. Örneğin zinaya, hayata kasta, terke dayalı bir davada bu hususların gerçekleştiği mahkeme önünde ispatlanamamışsa boşanma hükmü verilmez. Fakat özel sebeplerin yanında evlilik birliğinin sarsılması genel nedenine dayanan bir dava da açılmışsa ve/veya karşı dava da mevcutsa boşanma hükmü verilebilir. Peki genel nedene dayalı boşanma davaları hangi durumlarda kabul edilmez ve karşı dava neden gereklidir?
Genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması, diğer bilinen adıyla şiddetli geçimsizlik sebebiyle açılan davalarda az kusurlu olan eşin itiraz hakkı vardır. Yani davalı tarafın kusurunun daha az olduğu sonucuna varılırsa ve aynı zamanda itirazı hakkın kötüye kullanılması sayılmıyorsa dava reddedilir. Böyle olunca da taraflar boşanamaz. Uygulamada az kusurlu eşin itirazının çoğu zaman hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu sonucuna varılarak yine de boşanma kararı verilebilmektedir.
“…Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır…” Y. 2. HD. 2021/7286 E., 2021/8751 K. |
Fakat davalının hiçbir kusuru yoksa evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olsa bile boşanmaya karar verilmez. İtirazın hakkın kötüye kullanma niteliğinde olup olmadığına da bakılmaz. İstikrarlı şekilde uygulama bulan ilkeye, -kimsenin kendi kusurlu davranışıyla hak iddia edemeyeceği- görüşünden ulaşılmaktadır.
“…davacı erkek tam kusurlu olup kadın kusursuzdur. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. O halde davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…” Y. 2. HD. 2019/8417 E., 2020/1075 K. |
Sonuç olarak, davacı eşinin tüm kusur iddialarını reddeden davalı eşin gerçekten de kusuru olmadığı mahkemede tespit edilirse boşanmaya karar verilmez. Dolayısıyla davalı kendi kusursuzluğuna rağmen boşanmak istiyorsa karşı boşanma davası açması zorunluluk teşkil eder. Biz de istisnai bir durum olmadığı müddetçe boşanmakta kararlı olan davalı eşlere boşanmaya karşı dava açmalarını öneriyoruz.