Haksız tahrikle kasten öldürme suçlarında, fail, maktulün haksız bir fiiline duyduğu öfkeyle hareket ettiği için cezasında belli bir miktar indirim uygulanır. Bu yazıda haksız tahrikin kasten öldürme suçuna yansıması üzerinde yoğunlaşılmış olup, hangi olaylarda ne kadar indirim uygulandığına ilişkin örnekler verilmiştir. Şimdiden belirtelim ki aşağıda yer alan karar örnekleri ve başlıklar değerlendirilirken, her hukuki olayın kendi içindeki somut koşullar ışığında ele alınması gerektiği unutulmamalıdır.
TCK m. 29 ve Kasten Öldürmede Haksız Tahrik İndirimi Oranı
TCK m. 29 hükmüne göre, haksız tahrikin etkisiyle işlenen suçlarda
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının öngörüldüğü hallerde 18 yıldan 24 yıla,
- Müebbet hapis cezasının öngörüldüğü hallerde 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir.
- Süreli hapis cezalarının ise dörtte birden dörtte üçe kadarı indirilir.
Peki kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarında haksız tahrik indiriminden sonra ne kadar ceza verilecektir?
- Kasten öldürmenin temel halinde haksız tahrik varsa 12 yıldan 18 yıla,
- Kasten öldürmenin nitelikli halinde haksız tahrik varsa 18 yıldan 24 yıla,
- Kasten öldürmenin teşebbüs aşamasında kalan temel halinde haksız tahrik varsa 2 yıl 3 aydan 11 yıl 3 aya,
- Kasten öldürmenin teşebbüs aşamasında kalan nitelikli halinde haksız tahrik varsa 3 yıl 3 aydan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmedilmektedir.
Sonuç cezayı etkileyen diğer etkenler bu hesaplamaya dahil edilmemiştir. Nitelikli haller mevcutsa önce cezayı artıran, sonra azaltan haller uygulanır. Ardından sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanır. Dolayısıyla teşebbüs aşamasında kalan haksız tahrikle kasten öldürme suçlarında cezaevine girmekten kaçınmak dahi mümkündür. Zira sonuç ceza iki yıl veya altındaysa HAGB veya erteleme hükümleri uygulanabilir.
Haksız Tahrik İndiriminin Uygulanamadığı Öldürme Suçları
Olası Kastla Öldürmede Haksız Tahrik İndirimi Yapılmaz
Yukarıda açıklanan hususlar doğrudan kast için geçerlidir. Olası kastla öldürme suçunda ise haksız tahrik hükümlerinin uygulanması Yargıtay’ın görüşüne göre mümkün değildir. Zira doğrudan kastta “bilerek ve isteyerek” hareket gerçekleştirilirken; olası kastta “bilerek ama ne olursa olsun düşüncesiyle” yapılan bir hareket söz konusudur. Dolayısıyla bu tarz bir hareketin tahrik altında işlenemeyeceği görüşü uygulamada geçerli olmuştur. Doktrinde elbette aykırı görüşler de vardır ve biz de Yargıtay’ın görüşünü doğru bulmuyoruz. Fakat bu yazıda bunlara değinilmeyecektir.
Taksirle Öldürmede Haksız Tahrik İndirimi Yapılmaz
Taksirle öldürme suçunda, ölüm neticesi bir hatanın sonucunda meydana gelir. Hatayla yapılan bir eylemin de tahrik altında işlendiğinin kabulü mümkün değildir. Dolayısıyla bu suçta da haksız tahrik hükümleri uygulanmaz.
Kan Gütme Saikiyle (Kan Davası) Öldürmede İndirim Yapılmaz
Bu durumda cezayı artıran nitelikli hal zaten failin saikine ilişkindir. Dolayısıyla haksız tahrik altında kalması sebebiyle bu suçu işlediği söylenemez. Karışıklılık olmaması açısından belirtelim ki, kan davasına sebep olan öldürme olaylarına iştirak edenlerin öldürülmesinde kan gütme saiki bulunmaz. Bu durumda haksız tahrik indirimi yapılır. Mesela babasını öldüren kişiyi öldüren faile haksız tahrik indirimi yapılabilir. Fakat babasını öldüren kişinin babasını öldüren faile mahkeme ceza indirimi yapmaz. Aksine, kan güttüğü için cezasını artırır.
Töre Saikiyle Öldürmede Haksız Tahrik İndirimi Yapılmaz
Burada da nitelikli hal failin saikine ilişkindir. Dolayısıyla haksız tahrik altında olmak sebebiyle cezada indirim alınamaz. Aksine, kan davası örneğinde de olduğu gibi mahkeme cezayı artırır.
Tasarlayarak Öldürme Suçunda Haksız Tahrik İndirimi Uygulanabilir
Öldürmenin tasarlama sonucu gerçekleştiği durumlarda, soğukkanlılıkla yapılan bir planlama aşamasının varlığı kabul edilir. Ve kimi yazarlar bunu gerekçe göstererek tasarlama halinde haksız tahrikin bulunmadığı görüşünü savunmaktadır. Fakat Yargıtay’ın bu durumda da ceza indirimi yapılmasını uygun gördüğü kararları mevcuttur. Dolayısıyla her somut olayın kendi içinde değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Tartışma konusu haline geldiğinden, bu başlığı da yazımızın bu kısmına eklemeyi uygun gördük.
- “…Maktulün, 09.03.2014 tarihinde sanık …’ın bacağına tüfekle ateş ederek sağ diz kısmından alt tarafının kesilmesine neden olması üzerine sanık … ile babası sanık …’nin tasarlayarak maktulü öldürdüğü olayda, haksız tahrik nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis için 18 yıldan 24 yıla hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında tahrikin derecesi ve yoğunluğu da nazara alınarak azami hadde yakın indirimle cezanın belirlenmesi yerine yazılı şekilde 21 yıl hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş…”
Haksız Tahrik Hükümlerinin Uygulanma Koşulları
Haksız fiil bulunmalıdır. Buradaki haksız fiilden kastedilenin illaki suç manasına gelmediğine dikkat etmek gerekir. Mesela maktulün, failin gıyabında ona hakaret etmesi durumunda haksız fiil vardır. Fakat üç kişiyle ihtilat etme koşulu gerçekleşmedikçe suç yoktur.
İlk Haksız Hareketi Yapana veya Buna Sebep Olana Haksız Tahrik İndirimi Yapılmaz
Fail, kendi hareketiyle haksız fiile sebep olmamış olmalıdır. Dolayısıyla örneğin, maktule vurarak bilerek ve isteyerek kavga başlatan failin, kavgada kendisini savunma bahanesiyle onu öldürmesi durumunda mahkeme haksız tahrik indirimi uygulamaz.
- “…Sanığın mağdur …’in ikametine geldiğinde, mağdur …’i ölümle tehdit ettiği ve ona hakaret ettiği bu nedenle ilk haksız hareketin sanık tarafından geldiği anlaşıldığından, mağdur …’den sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan herhangi bir söz veya davranış olmadığı halde sanık hakkında TCK’nin 29. maddesi uyarınca uygulama yapılarak eksik ceza tayini…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/10552 E. , 2021/15095 K.
İlk Haksız Hareketi Kimin Yaptığı Bilinmiyorsa İndirim Alt Sınırdan Yapılır
Taraflar arasında çıkan bir kavgada, kavgaya sebep olan ilk yumruğun kimden geldiği tespit edilemiyorsa “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uygulama bulacaktır. Yargıtay bu gibi durumlarda her iki tarafa da haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğini kabul etmektedir. Bu kabul kimi durumlarda doğru olabilse de, meşru müdafaa ihtimalinin bulunduğu hallerde “şüpheden sanık yararlanır” ilkesini karşılayamadığından, tamamıyla bu görüşe katılmak mümkün değildir.
- “…Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay günü seyir halindeki sanık ile maktul arasında yolcu alma mücadelesi nedeniyle gerginlik yaşandığı, sonrasında bu gerginliğin dolmuş durağına gelen taraflar arasında tartışma konusu haline gelerek karşılıklı kavga şeklinde devam ettiği, sanığın aşamalarda ilk haksız hareketin maktulden kaynaklandığını savunduğu, dinlenmiş olan tanık anlatımlarının bu hususta çelişki içerdiği ve yeterli olmadığı olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas, 2002-367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/8410 E. , 2021/15001 K.
Haksız Fiil Failden Başkasına Karşı Yapılsa Bile Kasten Öldüren Ceza İndirimi Alabilir
Haksız fiilin faile yönelik olması şart değildir. Dolayısıyla maktulün, failin bir yakınına vurması, küfretmesi durumunda, buna öfkelenen fail için de indirim yapılır. Aşağıdaki örnek olayda, failin, ablasına karşı sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği düşüncesiyle kayınbiraderini öldürmesi olayında haksız tahrik uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
- “Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın aşamalardaki savunmalarında, ablası tanık …’in, suç tarihinde resmi nikahlı eşi olan …’nin maktül … ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini söylemesi üzerine sinirlendiği yolda gördüğü marketten 10,00 TL’ye bıçak aldığını ifade ettiği ve sanığın eşi olan …’nin kendisini aldattığını düşünmesinin etkisi ile maktülü bıçaklamak suretiyle öldürdüğünün anlaşılması karşısında, 1-Tanık … Say’ın eşi olan … ve eşinin kardeşi …’ın kimlik ve adres bilgileri temin edilerek, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerinin tespiti, 2-Tanık …’nin olay tarihinde kullandığı cep telefonu numarası ile maktül … arasında suç tarihinden önceki 6 aylık döneme ilişkin HTS kayıtlarının temin edilerek sonucuna göre sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/10487 E. , 2021/15167 K.
Aldatma Sebebiyle Kasten Öldürenin Üçüncü Kişi Olması Halindeyse İndirim Uygulanmaz
Yukarıda da açıkladığımız üzere, ceza indirimi yapılması için haksız tahrikin bizzat faile yöneltilmesi gerekmez. Fakat aldatma olaylarında, sadakat yükümlülüğünün sadece eşler arasında olduğu gerekçesiyle bu kural esnetilmektedir. Yargıtay, kardeşiyle evlilik dışı ilişki kuran maktulü öldüren sanığa, bu nedenle haksız tahrik indirimi uygulamamıştır.
- “…Sanık her ne kadar … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 17/11/2020 tarihli duruşmasında da açıkça belirttiği üzere maktulün kendisine konuştukları sırada kardeşi ile cinsel ilişkiye girdiklerini söylemesine öfkelenerek suçu işlediğini savunmuş ise de; her ikisi de dava dışı üçüncü şahıslar ile evli olan mağdur … ile maktulün, rızaen birçok defa cinsel ilişki yaşamalarının, sanık lehine haksız tahrik oluşturmayacağı, mağdur …’in kardeşi olan sanığa sadakat yükümlülüğü bulunmadığı gibi mevcut delil durumuna göre maktulden kaynaklanan ve sanığa yönelik haksız hareket teşkil eden başkaca bir söz ve davranış da tespit olunamadığı halde sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/7736 E. , 2021/15056 K.
Haksız Fiil, Failde Hiddet ve Şiddetli Elem Yaratmış Olmalıdır
Fail bir haksızlığa şahit olmuş olsa da, bu olayın öldürme eyleminde bir etkisi yoksa indirim yapılmaz. Fakat hiddetlenmek, failin iç dünyasıyla ilgili olduğundan yargıya yansıyan kararlarda pek tartışılan bir husus değildir. Mahkeme, eylemin öfke yaratıp yaratamayacağını somut koşullara göre değerlendirir.
Suç Bu Hiddet ve Elemin Etkisiyle İşlenmiş Olmalıdır
Failin, işlediği suçun sebebi, indirim yapılması istenen haksız tahrik olmalıdır. Dolayısıyla örneğin, bir gerekçesi olmadan maktulü öldüren fail, maktul olayın hemen öncesinde bir çocuğu dövmüş olsa bile indirim almaz. Peki, maktulün uzun zaman öncesinde yaptığı bir haksızlık sebebiyle cinayet işleyen kişiye indirim yapılabilir mi? Aşağıdaki karar bunun cevabını vermektedir.
Karar Örneği: Maktul, Aradan Uzun Zaman Geçtikten Sonra Öldürülse Bile Haksız Tahrik Vardır
“…Mağdur-müdahil Mehmet’in, 1985 yılında 15 yaşlarında olan sanık Muharrem’in ırzına tasaddide bulunması haksız tahriki oluşturduğundan aradan geçen zaman ve Mehmet’in cezasını çekmesi, tahrikin derecesini takdirde önem kazanacağından sanık Muharrem lehine haksız tahrik hükmünün uygulanmaması yasaya aykırıdır…” Y. 1. Ceza Dairesi, 1999/371 E., 1999/1362 K. (Türk Ceza Kanunu Şerhi 1. Cilt, 2. Baskı, 2015, Ali Parlar, s. 339)
Haksız Fiili Gerçekleştirenden Başkasınının Öldürülmesi Durumunda Haksız Tahrik Uygulanmaz
Örneğin, A kişisinin ettiği küfürlere kızan B, onun bulunduğu masaya silahıyla ateş açmaya başlasın. B’nin, A’nın yanında başkaları olduğunu bile bile bu eylemi gerçekleştirmesi sonucu mermiler A’nın arkadaşı C’ye isabet etmiş olsun. Bu durumda, haksız tahrik hükümleri uygulanmaksızın B’nin C’yi kasten öldürdüğü kabul edilebilir. Fakat kast ve hata değerlendirmesinin her somut olay bazında özel olarak değerlendirileceği de unutulmamalıdır. Eğer hakaretleri A etmesine rağmen, B, bu hakaretleri C’nin söylediğini sanarak C’yi öldürmüşse indirime gidilir.
Öldürmeye Azmettiren ve Yardım Edenin İndirimi
Kusuru etkileyen hallerden birisi olan haksız tahrik hükümleri, suça iştirak eden herkese her halükarda uygulanmaz. Örneğin, azmettiren için var olan tahrik sebebi fail için bulunmayabilir. Aynı şekilde, fail için bulunan tahrik sebebi de azmettiren için bulunmayabilir.
- “Maktulün, oğlu sanık Abdullah’a karşı olan haksız davranışları öldürme eyleminde kiralık katil olarak görev alan sanık Halıbay yönünden tahrik nedeni olarak kabul edilemez…” Y. 1. Ceza Dairesi 1999/1821 E., 1999/2870 K. (Türk Ceza Kanunu Şerhi 1. Cilt, 2. Baskı, 2015, Ali Parlar, s. 343)
Haksız Tahrikle Kasten Öldürme Suçuna İlişkin Örnek Olaylar
Hakarete Karşılık Öldürmede Haksız Tahrik İndiriminin Asgari Olması
“…Sanık … ile maktulün bilinmeyen bir nedenden ötürü olay günü olan tartıştıkları, sanığın alkolün de etkisiyle evinden aldığı kendisine ait ruhsatlı tüfek ile yakın mesafeden atış yapmak suretiyle maktul …’i öldürdüğü ve daha sonra 156 Jandarma İhbar Hattı’nı arayarak kendisini ihbar ettiği olayda; Sanığın aşamalarda değişmeyen, maktulün evinin önünden geçerken kendisine hakaret ettiğine ilişkin beyanları ve mahkemenin kabulünde de maktulün hakaret ettiğinin kabul edilmiş olduğu anlaşılmakla; haksız tahrik nedeniyle 12 yıl ile 18 yıl arasında ceza indirimi öngören TCK’nin 29. maddesi uyarınca sanık lehine asgari oranda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, bozmayı gerektirmiş olup…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/10497 E. , 2021/14886 K.
Boşanma Davası Sürerken Eşinin Sevgilisini Öldüren Failin Asgari Haksız Tahrik İndirimi Alması
Yargıtay bu kararında, maktulün, sanığın eşiyle aralarında ilişki bulunması sebebiyle sadakat yükümlülüğün ihlal edilmesine katılmış olduğunu ifade etmiştir. Her ne kadar sanık evli olsa da eşiyle aralarında derdest olan bir boşanma davası vardır. Dolayısıyla haksız tahrik indirimi uygulanmasının yerindeliği tartışmalıdır.
- “…Olay tarihinde sanık … ile eşi …’in evliliklerinin devam ettiği, beyanlarına göre boşanma davalarının sürdüğü, sanık …’ın, eşi Mine ile maktul … arasındaki ilişkiyi öğrenmesi sonrası maktul ile telefonda tartışmalarının olduğu, maktulün sanığın eşi ile ilişkiye girmek ve bu ilişkiyi herkesçe bilinen bir şekilde sürdürmek suretiyle evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesine iştirak ettiği, olay gününde de sanığın eşi ve çocuğunun, aile dostları olan … ile yemeğe gittikleri restorana maktulun gelmesi, masada oturup yemeğe katılmasını gören sanığın bu durumun oluşturduğu öfkenin etkisi altında eylemi gerçekleştirdiği anlaşılmakla; somut olayda sanık lehine TCK’nin 29. maddesi uyarınca asgari düzeyde indirim uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi, Bozmayı gerektirdiğinden…” Y. 1. Ceza Dairesi 2020/5437 E. , 2021/13288 K.
Boşanmadan Evvel Eşiyle İlişkisi Olan Adamı, Boşandıktan Sonra Öldürme Olayında Makul İndirim
“…Evlilik birliği devam ederken eşi ile gönül ilişkisi yaşayan katılanı kasten öldürmeye teşebbüs eden sanığın cezasında haksız tahrik nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca makul bir oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirdiğinden…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/7021 E. , 2021/14986 K.
Taraflar Arasında Daha Öncesine Dayanan Bir Dava Olması
“…Sanık müdafiinin 04.09.2020 tarihli dilekçesinde, maktul ve mağdur hakkında olaydan önce sanık ve eşine yönelik kasten yaralama, hakaret, tehdit suçlarından … 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/332 Esas ve 2019/264 Karar, … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/850 Esas ve 2011/787 Karar, … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/302 Esas ve 2012/620 Karar, … (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/316 Esas ve 2011/409 Karar sayılı kovuşturma dosyaları ile … Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma dosyası olduğunun belirtilmesi karşısında, söz konusu dosyaların tamamının onaylı örneklerinin dosya içine alınarak, yine dosyaya sunulan telefon videosuna ve buna ilişkin 24.05.2019 tarihli telefon inceleme tutanağına göre 2018 yılı Haziran ayında maktulün sanık ve eşi otururken onlara bakarak küfür ettiğinin, sanığın eşinin de videoya çektiğinin, maktulün elinde siyah bir cisim olduğunun, babasının yerden taş alarak maktulü kovaladığı, maktulün sanığın ikametine saldırdığının, yine babasının engel olduğunun ve maktulün sanığın eşine hakaret ettiğinin, “ya ben ölecem ya da sen” diyerek bağırdığının anlaşılması da gözetildiğinde, sanık hakkında TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik indiriminin asgari oranda uygulanması gerekirken, daha önceki olaylarla suça konu olay arasında çok uzun zaman geçtiği şeklindeki isabetli olmayan gerekçe ile haksız tahrik indirimi uygulanmaması suretiyle fazla cezalar verilmesi…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/9832 E. , 2021/14969 K.
Uzuv Kayıplı Yaralamanın Azami Hadde Yakın Haksız Tahrik İndirimi Gerektirmesi
“…Maktulün, 09.03.2014 tarihinde sanık …’ın bacağına tüfekle ateş ederek sağ diz kısmından alt tarafının kesilmesine neden olması üzerine sanık … ile babası sanık …’nin tasarlayarak maktulü öldürdüğü olayda, haksız tahrik nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis için 18 yıldan 24 yıla hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında tahrikin derecesi ve yoğunluğu da nazara alınarak azami hadde yakın indirimle cezanın belirlenmesi yerine yazılı şekilde 21 yıl hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/8870 E. , 2021/14498 K.
Maktulün Aracıyla Failin Ayağının Üzerinden Geçmesi, İndirimde Asgari Hadden Uzaklaşmayı Gerektirir
“…Oluş ve dosya kapsamına göre; olay tarihinde gece saat 00:30 sıralarında, alkollü olan maktulun sevk ve idaresindeki araç ile sanığın yanından hızla geçtiği sırada sanığın savunması, tanık … ve …’nin beyanı ile de sabit olduğu üzere aracın arka tekerleği ile sanığın sol ayağının üzerinden geçtiği, sanık ile maktulün bu sebebten tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüştüğü yaşanan arbede sırasında sanığın maktulü Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 05/02/2019 tarihli raporuna göre sol inguinal bölgeden sol iliak eksternal arter, ven ve mesane kesisi oluşturacak şekilde yaraladığı, maktulun ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği, olay yerinde bulunanların kavgayı ayırmasından sonra maktulün yaralı vaziyette aracına binerek olay yerinden uzaklaşmaya çalıştığı sırada kan kaybından dolayı orta refüje çarparak durduğu, sonrasında hastaneye kaldırılan maktulün tüm müdahalelere rağmen kurtulamadığı anlaşılan olayda; İlk haksız hareketin sanığın savunması, tanık … ve …’un beyanı ile de sabit olduğu üzere maktulun sevk ve idaresindeki araçla yaya olan sanığın yanından geçtiği sırada aracın arka tekerleği ile sanığın sol ayağının üzerinden geçmek suretiyle sanığı yaralayarak maktulden geldiği anlaşıldığından 12 yıl ile 18 yıl arasında ceza öngören 5237 sayılı TCK’nun 29. maddesinin uygulanması sırasında asgari hadden uzaklaşarak indirim yapmak yerine yazılı şekilde 18 yıl hapis cezasına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini…” Y. 1. Ceza Dairesi 2020/5140 E. , 2021/12308 K.
Evine Ateş Eden Maktulü Öldürme Olayında Haksız Tahrik İndiriminin Azami Olması
“…Kabule ve dosya kapsamına göre; sanık ile maktulün kardeş oldukları, maktulün Alaplı ilçe merkezinde, sanığın ise İstanbul’da ikamet ettiği, fındık toplama dönemlerinde köylerinde bulunan ikametlerine geldikleri, alt katta maktulün, üst katta ise sanığın oturduğu, olay öncesinde kardeşler arasında husumet bulunduğu, 30.07.2018 tarihinde sanık ve maktulün aileleri arasında kavga çıktığı, yine sanık ve tanık beyanlarına göre maktulün köyde bulunan ikametinin elektrik borçları nedeniyle kesilmesi üzerine, sanığın ikametinden sanığın haberi olmadan kaçak hat çektiği, bu süreçten sonra maktulün sanığı telefon üzerinden tehdit ettiği ve karşılıklı hakaret ettikleri, olaydan birkaç hafta önce sanığın fındık toplamak amacıyla ailesi ile birlikte İstanbul ilinden geldikleri, olay günü saat 02:00 sıralarında maktulün alkollü şekilde bir üst katlarında oturan kardeşi sanığın ikametine tabanca ile ateş etmeye başladığı, sanığın da tabanca ile karşılık verdiği, sanığın tabancası tutukluk yapınca bu kez av tüfeği ile maktule ateş etmeye başladığı, av tüfeği ile ateş sonucu maktulün sol göğüs bölgesinden yaralandığı ve ikametine doğru kaçtığı, sanığın tabancadaki tutukluğu gidererek maktulün ikametine indiği, demir kapı kenarında bulunan kardeşi maktule doğru tanık İsmail’in engellemelerine rağmen 8 el daha ateş ettiği, maktulün kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği olayda; Maktulden sanığa yansıyan haksız tahrik oluşturan davranışların ulaştığı boyut nazara alınarak 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca azami oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu asgariye yakın indirim tatbiki suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş olup…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/6308 E. , 2021/14265 K.
Sanık ve Maktul Arasındaki Borç İlişkisi
Yargıtay, taraflar arasında borç ilişkisi bulunmasının tek başına haksız tahrike yol açmayacağı görüşündedir. Fakat failin bu sebeple maddi güçlüğe düştüğü bir olayda, olayın seyri ve gelişimi gözetildiğinde haksız tahrik bulunduğu kabul edilebilir.
- “…Sanık ile maktul arasında mevcut hukuki nitelikli borç ilişkisinin, haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına neden oluşturmayacağı ancak olayın seyri ve gelişimi gözetildiğinde maktulün sanığa hem kambiyo senedine bağlı olan hem de dosyada tanık sıfatı ile dinlenen … ve …’in beyanlarından anlaşılacağı üzere … Petrol isimli işyeri üzerindeki fiili ortaklıktan kaynaklanan para borçlarının mevcut olup sanığın tüm ısrarlarına karşın bu borçlarını uzun süre ödemediği, sanığın aralarındaki husumetin çözümü için kendisinden arabuluculuk yapmasını istediği tanık Şaban’ın alınan ifadesinde de teyit ettiği üzere; olay tarihinden evvel konu ile ilgili olarak maktul ile konuştuğunu ancak kendi ailesinin de karşı çıktığını ileri sürerek borcu ifa için gerekli hisse devri yapmayacağını belirterek maktulün ödememe niyetini açıkça ortaya koyduğu, bu esnada aleyhine icra takibatı yapılan sanığın ikametinde haciz işlemi gerçekleştirildiğinden maddi yönden müşkül durumda kaldığının anlaşılması karşısında; Yukarıda izah edildiği şekilde sanığa yönelik haksız eylemi dosya içeriğinden belirlenerek maktulden kaynaklanan haksız davranışların ulaştığı boyut da dikkate alınarak sanık lehine haksız tahrik indirim yapılması yerine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uygulanmayarak fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş olup…” Y. 1. Ceza Dairesi 2020/4843 E. , 2021/13634 K.
Zamana Yayılan Baskılarından Ötürü Maktülün Öldürüldüğü Olayda İndirimin Asgari Olmaması
“…Sanığın aksi kanıtlanamayan ve bir kısım tanık beyanları ile desteklenen aşamalardaki savunmalarına göre; belirli bir işi ve düzenli bir geliri bulunmayan maktul …’ın, sanığı kendisi ve ailesine kötülük yapacağından bahisle tehdit ederek 6-7 aydır değişik miktarlarda para aldığı, durumu beraber hurdacılık yaptıkları babasından da gizleyen sanığın son olarak kendisine zorla araba aldırmaya çalışması üzerine kapıldığı öfkeyle baskılarından bıktığı …’i öldürdüğü olayda; maktulden kaynaklanan ve zamana yayılan haksız eylemlerin ulaştığı yoğunluk nedeniyle, sanığın cezasında haksız tahrik nedeniyle indirim yapılırken “12 yıl ile 18 yıl” arasında hapis cezası öngören TCK’nin 29/1. maddesi uyarınca makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, 18 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi sureti ile fazla ceza tayini…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/6647 E. , 2021/14233 K.
Çok Uzun Zaman Öncesindeki Olayın Kasten Öldürmedeki Haksız Tahrik Boyutu
Yargıtay, 47 yıl öncesinde yaşanan bir cinayet olayından ötürü duyulan öfkeyle işlenen adam öldürmenin de, aradan geçen zamana rağmen haksız tahrik indirimine engel olmayacağını belirtmiştir.
“…Dosya kapsamına ve kabule göre; olaydan 47 yıl önce sanık …’ın babası ile maktul … arasında gerçekleşen bir olayda …’ın babasının maktul … tarafından öldürüldüğü, bu nedenle iki aile arasında husumet bulunduğu, sanığın babasının öldürüldüğü tarihte 3 yaşında olduğu, bu husumet ve etki altında büyüdüğü, olayı da bu nedenle işlediği anlaşıldığı halde yerel mahkemenin “babasının öldürüldüğü tarihte 3 yaşında olduğu, babasını öldüren kişiyi 47 yıl sonra öldürmüş olmasının aradan geçen sürenin uzunluğu, ilk olayda 3 yaşında olması değerlendirildiğinde haksız tahrik durumunun ortadan kalktığının kabulü gerekeceği” gerekçesiyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanmayarak fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirdiğinden…” Y. 1. Ceza Dairesi 2018/5291 E. , 2021/3984 K.
Failin, Maktulün Aldattığı ve Israrla Peşini Bırakmadığı Olayda Haksız Tahrik İndiriminin Azami Olmaması
“…Oluşa ve dosya içeriğine göre, öldürme olayının sabahında sanığın, maktulün babasını telefonla arayıp maktulü kastederek “gel kızını götür” demesi üzerine maktulenin, eşi olan sanığa ait tüpçü dükkanına gelerek sanığa “sen ne hakla babamı arayıp huzurlarını bozuyorsun” şeklindeki sözlerle tepki göstermesi sebebiyle aralarında tartışma çıktığı, sanığın aşamalardaki savunması, müşterek çocuk Mekselina beyanları ve işyerine ait kamera görüntülerinden anlaşılacağı üzere, sanığın, maktul dükkana geldikten sonra müteaddit defalar dükkanı terk etmek için hamle yaptığı, ancak maktulün buna müsaade etmediği, bunu yaparken de elleriyle sanığın göğsünden, omzundan ve çenesinden tutarak ittirdiği, yine eline geçirdiği fırçanın ucuyla sanığı iteklediği, bu ittirmelerinin bazılarında sanığın koltuğun üzerine sert bir şekilde düştüğü, sanığın ise bu eylemlerin karşısında son ana kadar sakin bir şekilde davranmaya çalışarak ısrarla dükkanı terketmeye, maktulden bu şekilde kurtulmaya gayret sarfettiği ancak sanığın da maktule “sen canına mı susadın” diyerek tehdit ettiği, daha sonra maktule yumrukla vurarak darp ettiği, müşterek çocuk Mekselina’nın, babasının, annesine daha fazla vurmaması için engel olduğu, sanığın bir fırsatını bularak dükkandan kaçtığı, maktulün ise, sanığı takip ederek bahçede tekrar saldırmasıyla eylemlerine devam ettiği, sanığın bu esnada ikametin bahçesinde bulunan suça konu balta ile önce maktulün koluna ve karın kısmına vurarak yere düşürdüğü, tanık Mekselina’nın, sanığa engel olmaya çalıştığı ancak sanığın yerde yatan maktulün başına ve boynuna balta ile birer kez daha vurup ölümüne neden olduğu olayda;
Müşterek çocuk Mekselina’nın, maktulle ilişkisi olduğunu itiraf eden …’in, tanık … ve sanığın bu hususta aşamalardaki istikrarlı beyanları ve sanığın yaşadığı olaylara ilişkin kendi el yazısı ile yazdığı notlardan anlaşıldığı üzere, maktulün, eşi olan sanığı evlilik birliği süresi içerisinde başka erkeklerle cep telefonundan ve zaman zaman ise yüz yüze görüşmek suretiyle aldattığı hususu da gözetildiğinde, sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereği, aynı Kanun’un 3. maddesinde belirtilen “cezada orantılılık ilkesi” de gözetilerek, ”makul bir oranda” haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği halde; sanığın cezasından TCK’nin 29. maddesi uyarınca üst hadden indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, Bozmayı gerektirdiğinden…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/102 E. , 2021/14013 K.
Mala Zarar Veren, Küfreden ve Saldıran Maktulün Öldürülmesi Olayında Azami İndirim
“…Tüm dosya kapsamına göre; sanık ve maktul arasında, müştekisi sanık, sanığı maktul olan, hayvan hırsızlığı, silahla tehdit, hakaret suçlarından açılan dava ve alacak borç meselesi nedeniyle husumet bulunduğu, sanığın olay tarihinde saat 00.00-01.00 saatleri arasında çalışanları tanıklar … ve … ile birlikte iş yerinde iken, maktulün yanında tanık … ile birlikte alkollü bir şekilde sanığın iş yerine gelerek para istediği ve 25 TL para aldığı, parayı alıp çıkarken sanığa sinkaflı sözlerle hakarette bulunduğu, tehdit içeren sözler söylediği, yaklaşık bir saat sonra alkollü olarak ve elinde bira şişesi olduğu halde sanığın iş yerine yanında tanık … ile birlikte gelen maktulün, sanığa yönelik yine sinkaflı küfürler ettiği ve tehdit içeren sözler söylediği, elinde bulunan şişedeki birayı iş yerine döktüğü, sanığın bu sırada 155’i aradığı, maktulün iş yerini terk etmesini istediği, bunun üzerine maktulün bira şişesini sanığa fırlatarak sanığı sol elinden yaraladığı, yere düşen şişenin kırıldığı, sanığın maktulü ittirerek dükkandan çıkarmaya çalıştığı, maktulün de sanığın boynunu koltuğuna sıkıştırarak dükkandan çıkarmaya uğraştığı, tanık …’nin de sanığı ellerinden tutarak dükkandan çıkmasını engellemeye çalıştığı ve sanık ile tanık …’nin tekrar iş yerine girdikleri, maktulün oradan ayrıldığı, bir müddet sonra eline taş alarak olay yerine gelen maktulün elindeki taşı attığı, ardından yoldaki dubayı alarak sanığın iş yerinin camlarını kırdığı, iş yerinde beklemekte olan sanığın, elinde bulunan avcı bıçağını adli tıp raporuna göre müstakilen öldürücü etki yapacak şekilde sırtından sokarak yaraladığı, bıçağın akciğere kadar indiği, sol akciğerin söndüğü, sanığın bıçağı birden fazla defa da maktulün kafasına öldürücü etkisi olmayacak şekilde vurduğu, aldığı darbenin etkisiyle iş yerinden kaçarak karşı kaldırımdaki iş yerinin merdivenlerine oturan maktulün, fenalaşarak sırtüstü düştüğü, kaldırıldığı hastanede kesici delici alet yaralanmalarına bağlı iç organ (akciğer) kesilmelerinden gelişen pnömotoraks ve hemotoraks ile iç ve dış kanama sonucu öldüğü, olayda sanığın sol el işaret parmağı ile birleşim yerinde arka kısmında 1 cm’lik yüzeysel yara ve yüzde birkaç adet morluk ve çizik nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda;
Sanığın, maktulün iş yerine gelerek kendisini rahatsız etmesi, küfretmesi, bira şişesini fırlatması, iş yerinin camını taş ve duba ile vurarak kırması, ve kendisine saldırması üzerine gerçekleştirdiği, sanıktaki yaralanmanın derecesi de dikkate alındığında sanığın eyleminin ağır haksız tahrik altında meydana geldiği, meşru müdafaa koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan cezalandırılması, haksız tahrikin boyutu dikkate alınarak sanığın cezasından azami oranda indirim yapılması yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş…” Y. 1. Ceza Dairesi 2020/1297 E. , 2021/13856 K.
Haksız Tahrik Uygulamasının Gerekçede Gösterilmesi Mecburiyeti
“…Taraflar arasında kavga şeklinde gerçekleşen ve sanığın da yaralanmasının bulunduğu olayda, mahkeme tarafından haksız tahrik uygulanma gerekçesi gösterilmeden 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereğince azami seviyede (3/4) oranında indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/5128 E. , 2021/5842 K.
“…Oluşa, tanık beyanına ve tüm dosya kapsamına göre, müştekiden kaynaklanan haksız tahrik oluşturabilecek herhangi bir söz ya da davranış bulunmaması nedeniyle koşulları oluşmadığı halde, somut gerekçesi de gösterilmeden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereğince (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulanması suretiyle eksik ceza tayini…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/7810 E. , 2021/8573 K.