Kişi vefat ettikten sonra ardında birden fazla mirasçı bırakmış olabilir. Vefat eden kişinin geride bıraktığı malvarlığına tereke adı verilmektedir. Terekeye tüm mirasçılar birlikte sahip olurlar. Bu birlikte mülkiyet rejiminin elbirliğiyle mülkiyet olduğu kabul edilir. Örneğin ardında payları eşit beş tane mirasçı bırakan bir murisin terekesinde değerleri birbirine eşit beş evi olsa bile ilk durumda her mirasçı ayrı ayrı bir eve sahip olmayacak, hepsi beraber her bir evde birlikte mülkiyete sahip olacaklardır. Bu durumda mirasçılar doğal olarak bir an önce ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) yoluyla kendi paylarını alıp bunlar üzerinde özgürce tasarruf etmek isteyeceklerdir. Fakat mirasın nasıl paylaşılacağı hususu kimi zaman mirasçılar arasında uyuşmazlığa dönüşmekte; mahkemeye başvurulmasını zorunlu kılmaktadır.
İlgilenenler konuyla alakalı olarak şu başlıklara da göz atabilirler:
- Muris Muvazaası Davası (Mirastan Mal Kaçırma): Muris, vefatından önce mirasçılarından birine veya üçüncü kişiye sahip olduğu bir taşınmazı devretmişse muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescili söz konusu olabilir. Dolayısıyla izale-i şüyu isteminden önce (sonrasında da olabilir) bu hususun gündeme getirilmesi gerekebilir.
- Mirasta Tenkis ve Saklı Payların Korunması: Saklı paylarının ihlal edildiğini düşünen mirasçıların ortaklığın giderilmesinden önce tenkis davası açmaları menfaatine olabilir.
Miras Taksim Yöntemleri
Muris, bir vasiyetname hazırlayarak paylaşmanın nasıl yapılacağı konusunda kurallar koyabilir. Fakat biz bu ihtimalin gerçekleşmemesi durumunda neler olabileceği hakkında tartışacağız. Terekenin mirasçılar arasında paylaştırılması için mirasçıların genelde üç farklı yol seçtiği görülmektedir. Herhangi bir sözleşme yapmadan elden paylaştırma yolunu seçebilirler, sözleşme yapabilirler ya da paylaşımın yapılması için bir dava açılabilir. İlk iki ihtimalde taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. Fakat anlaşma sağlanamazsa -ki bu husustaki anlaşmazlıklara oldukça sık rastlanılır- o halde dava açılması gerekecektir.
Miras Paylaşımı Davasını Kimler Açabilir?
Saklı paylı veya saklı paysız ya da yasal veya atanmış mirasçı olmasına bakılmaksızın her mirasçının bu davayı açma hakkı vardır. Belirli mal vasiyeti alacaklıları ise bu davayı açamayacaktır. Zira bunlar tereke malları üzerinde doğrudan hak sahibi değillerdir.
Terekenin Yalnızca Bir Kısmı Üzerinde Paylaşım Davası Açılabilir Mi?
Mirasçılar terekedeki malların bir kısmının nasıl bölüştürüleceğini kendi aralarında kararlaştırmışken bir kısmını (örneğin bir taşınmazı) paylaşma hususunda anlaşamamış olabilir. O halde yalnızca o malı kapsayan bir izale-i şüyu davası açmak mümkündür. Bu davanın açılması terekenin geri kalanı üzerinde paylaşma yapılması istendiği anlamına gelmez.
Açık Artırma Hangi Durumlarda Yapılır?
Esas olan aynen paylaşımın yapılmasıdır. Aynen paylaşım mümkünken satım kararı verilmesi yalnızca tüm mirasçıların buna rıza göstermeleri halinde mümkündür. Aynen paylaşımı mümkün mal söz konusuysa on mirasçıdan dokuzu satım istese de yalnızca biri satılmasını istemedikten sonra o mal aynen paylaştırılır. Paylaşımın mümkün olmaması ya da değerde büyük oranda azalma yaşanacak olması hali ise ayrıktır. Örneğin bir dolap ya da motosikletin bölünmesi mümkün değildir. Aynı şekilde bağımsız bölüm şeklindeki bir dairenin de uygulamada mirasçılardan birine özgülenmesine ya da satılmasına rastlanmaktadır.
Aynen paylaşımı değerde önemli bir azalmaya sebep olacak olması halinde ilgili malın (çoğu zaman bir taşınmazdır) mirasçılardan birine özgülenmesi esastır. Böylece denkleştirme yapılarak adil bir taksim gerçekleşmiş olur. Fakat taraflar hangi mirasçının üzerinde özgülenmesi gerektiği hususunda karar veremeyebilir. Bu durumda ilgili malın satılarak taraflar arasında değerinin paylaşılması gerekecektir. Satım, pazarlık veya artırım usulüyle gerçekleştirilerek ortaklık giderilebilir.
Artırma yöntemiyle yapılacak satıma yalnızca mirasçıların katılacağı kapalı bir artırma olabileceği gibi, üçüncü kişilerin de katılabileceği bir açık artırma da olabilir. Yalnızca mirasçılar arasında yapılacak artırma kazanamayacak durumda olan mirasçılar için daha kötü olabilir. Zira açık artırmada rekabet daha fazla olacak ve diğerlerinden daha zengin konumdaki mirasçının ilgili malı asıl değerinden çok düşük bir teklifle kolayca alması önlenmiş olacaktır.
Kura Yoluyla Özgüleme (İçtihat)
“…Davacılar vekili, tarafların müşterek murisinden miras kalan 19 ada 100 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek 19 adet bağımsız bölümden oluşan taşınmazın, taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, dava konusu taşınmazın öncelikle taraflar arasında ivaz ilavesi ve tenkisi suretiyle aynen taksimini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümler üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
…
Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen paylaştırma isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde, gereğinde farkı para ödetmek yoluyla, denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir.
Bu yolla aynen paylaştırmayı gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi açıklanan yasal düzenlemelere de aykırıdır.
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazlar davacılar ve davalılar adına paylı olarak kayıtlıdır.
Taraflar mümkün ise aynen taksim edilmesini, mümkün değil ise satış suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece, taraflarca aynen paylaştırılması istenen 19 adet bağımsız bölüm ve bunları paylaşacak 6 adet paydaş bulunduğuna göre yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda, paydaşların bir kısmının rızasının olması halinde başkaca alternatifler araştırılarak, kabul eden tarafların payı müşa bırakılmak veya gerektiğinde ivaz ilavesi yapılmak suretiyle aynen taksimin mümkün olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınarak taksim suretiyle ortaklık giderilmelidir…” Y. 14. HD., 2018/3062 E., 2019/1211 K.
Mirasçılar Özgüleme Yapılmadan Terekedeki Malı Hep Birlikte Satabilir Mi?
Kimi zaman ayni paylaştırma yapılması mümkün olmamakta, kimi zamansa çok fazla mirasçının bulunması sebebiyle ayni paylaştırma yapılması ilgili malı (örneğin bir araziyi) pratikte kullanılamaz hale getirebilmektedir. Bu durumda ilgili malın satılması tüm mirasçıların beraber hareket etmeleri (birlikte satmaları) ihtimalinde mümkündür.
Paylı Mülkiyete Geçilmesi İstenebilir mi?
Elbirliğiyle mülkiyet ve paylı mülkiyet, mala birlikte sahip olmanın değişik çeşitleridir. Elbirliğiyle mülkiyet genelde mirasçılık halinde görülürken paylı mülkiyet daha farklı yerlerde de uygulama bulmaktadır. İki mülkiyet rejimi arasındaki fark ayrı bir yazının konusu olduğu için ayrıntılara girmeyeceğiz. Fakat paylı mülkiyetin genel olarak paydaşlara daha fazla özgür alan verdiğini söyleyebiliriz. Ayrıca belirtelim ki paylı mülkiyete bir defa geçildikten sonra artık miras ortaklığı sona ermiş sayıldığından miras taksim davası açılması mümkün değildir. Bu durumda genel hükümler uyarınca bir ortaklığın giderilmesi davası açılabilir.