Nüfus kayıtlarındaki yanlışlıklar sicilin ilk tutulduğu zamanda verilen yanlış verilerden dolayı gerçekleşmiş olabileceği gibi sonradan kurulan hatalı nesep bağlarının sicile geçmesi yoluyla da olabilir. Kimi zaman kaydın tutulmasından sonra çok geçmeden bu yanlışlığın düzeltilmesi için dava açılırken, kimi zaman da mirasçılık hakkının korunması amacıyla uzun zaman geçtikten sonra bu davanın açıldığı görülmektedir. Örneğin kişinin nüfüs kayıtlarında baba olarak yanlış kişinin görünmesi durumunda, bu kişinin gerçek babasının vefatı halinde mirasçılık hakkına sahip olması için öncelikle bu soybağının düzeltilmesi gerekecektir. Yanlışlığın gerçekleşme şekline göre kaydın düzeltilmesi için farklı davalar açılacaktır. Çoğu zaman iki ayrı davanın açılması gerekir ve sicildeki yanlışlığın türüne göre bunlar aynı mahkemede ya da farklı mahkemelerde görülebilir.
Kendisiyle soybağı kurulacak kişi vefat etmişse ve arada mirasçılık ilişkisi varsa daha sonra yeni bir veraset ilamının alınması da gerekebilir. Ayrıntılı bilgi için ayrıca Veraset İlamı ve Veraset İlamının İptali konulu yazımıza göz atabilirsiniz.
Çocuğun Soybağını Değiştirmeye İlişkin Cezai Sorumluluk
Çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişiye bir ile üç yıl arasında hapis cezası verilmesi mümkündür. Bu, kasıtlı olarak işlenen bir suç olup taksiren gerçekleşen eyleme ceza verilmez. Fakat sağlık kurumlarındaki çocukların karışmasına kasıtlı olmasa bile yalnızca özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarla sebep olunması halinde sorumlu kişiye yine ceza verilmesi olasıdır. Ayrıntılı bilgi için şu yazımıza göz atabilirsiniz: Çocuğun Soybağını Değiştirme Suçu
Soybağının Tespiti İçin Vücuttan Kan ve/veya Doku Alınması
Hukuk davalarında tanık olabilecek bazı kişilerin kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinmesi mümkündür.
Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilirler:
a) İki taraftan birinin nişanlısı.
b) Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi iki taraftan birinin eşi.
c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyu.
ç) Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar.
d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi kayın hısımları.
e)Koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk.
HMK m. 248
Fakat hısımlık ve mirasa ilişkin sonuçları olan soybağına ilişkin davalarda istisnai olarak yukarıda yer alan hallerin varlığı ileri sürülerek tanıklıktan çekinilemeyecektir. İhtiyaç duyulursa vücutlarından kan ve doku örnekleri alınabilir.
Nüfus Kaydının Düzeltilmesi ve Soybağı Davalarının Ayrılarak Görülmesi ve Görev Hususu – İçtihat
“…Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın gerçekte babasının …. ve…. oğlu …. …. olduğu halde, nüfusa amcası …. ve ….oğlu …. ….’ın çocuğu ve davacıların da kardeşi olarak kaydedildiğini belirterek gerçek olmayan nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, davanın soybağının tespiti ve nüfus kaydının iptali istemi şeklinde değerlendirilerek aile mahkemesinde bakılması gerektiğinden görev yönünden reddine karar verilmiştir…
Yerel Mahkemece her ne kadar Özel Daire bozma kararında davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu belirtilmiş ise de, davanın özü itibariyle soybağının düzeltilmesi ve değiştirilmesi şeklindeki soybağı davası niteliğinde bulunduğu; bu durumda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi değil aile mahkemesi olduğu; kaldı ki bozma kararında belirtildiği üzere olayı açıklamanın taraflara, hukuki nitelemeyi yapmanın ise hâkime ait bulunduğu ve hâkimin tarafların nitelendirmesi ile bağlı kalamayacağı belirtilmek ve önceki karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir…
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında davalı … tarafından soybağının tespiti ve baba adının …. olarak düzeltilmesi istemiyle açılan bir karşı davanın bulunmadığı, nüfus sicilinin düzeltilmiş olmasının hısımlık ve mirasçılığa ilişkin kanuni sonucu ortaya çıkacağı, bu kanuni sonucun nüfus kaydının düzeltilmesi davasını soybağının düzeltilmesi davasına dönüştürmeyeceği, dava dilekçesinin içeriği, ortada objektif dava birleşmesinin bulunmayışı, nüfus kaydının kanuni sonuçlarının tartışma konusu edilmemesi birlikte değerlendirildiğinde, nüfus kaydındaki ilk hatanın düzeltilmesinin talep edildiği, bu durumda davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak nitelendirilmesinin doğru olacağı ve davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu belirtilerek yerel mahkeme direnme kararının bozulması gerektiği ve davada iki talebin bulunduğu, taleplerden ilkinin davalı …’in kayden babası görünen ancak aslında amcası olan ….’in hanesindeki kaydın iptali olduğu, bu durumda davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası niteliğinde bulunduğu, taleplerden ikincisinin ise davalı …’in biyolojik babası olduğu iddia edilen ….’ın hanesine kaydedilmesine yönelik bulunduğu ve davanın soybağı, diğer bir anlatımla babalık davası olarak kabul edilmesi gerektiği, diğer bir anlatımla elde iki farklı davanın yer aldığı, soybağı davasının nüfus kayıtlarına göre sonuçlandırılacağı, her iki davanın birlikte yürütüldüğü durumda bu koşulun oluşmayacağı, buna göre nüfus kaydının düzeltilmesi davasının asliye hukuk mahkemesinde, soybağı davasının ise aile mahkemesinde görülmesinin daha isabetli olacağı belirtilerek yerel mahkeme direnme kararının ilaveli nedenle bozulması gerektiği görüşleri ileri sürülmüş ise de bu görüşler Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir.
Hâl böyle olunca, Yerel Mahkemece görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi değil aile mahkemesi olduğu ve kamu düzenine ilişkin olan bu hususun resen dikkate alındığı belirtilerek verilen direnme kararı yerindedir.
Y. HGK., 2017/1920 E., 2018/1432 K.
Nesebin Düzeltilmesinde Anne ve Baba İçin Açılan Davaların Farklı Türlerde Olabileceği
Davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, nitelendirmesi hakime aittir. Davacı bu dava ile annesi …, babası … olduğu halde, nüfus kaydında babası …, annesi ise … gibi tescil edildiğini bildirerek, adı geçenlerin nüfus kaydındaki anne ve baba adlarının iptali ile gerçek anne ve babası olarak düzeltilmesini istediğinden, davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise gerçek anne ve baba üzerine kayıt istemidir.
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur.
Davacının, çocukların gerçek ana babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi “doğru” olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir.
Hal böyle olunca davacının mevcut kayıttaki anne ve baba adının iptali ile gerçek anne ve babasının hanesine kaydedilmesi davasında davacı ile gerçek babası … arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir.
Y. 8. HD., 2017/8994 E., 2019/3689 K.