Mevzuatın ilgili hükümleri incelendiğinde, çırak ve stajyerler için uzun vadeli sigortalara ilişkin primlerin yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yaşlılık aylığının temelini oluşturan prim yatmayacağından, 08.09.1999’dan önce çıraklık veya stajyerlik yapmak EYT düzenlemesinden faydalanmak için yeterli olmayacaktır.
Peki Eylül 1999’dan önce stajyer ve çırak olanların EYT düzenlemesinden faydalanması hiçbir şekilde mümkün değil midir? Aslında bunun mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu, staj ve çıraklık yapan kişinin iş yerinin üretim faaliyetlerine ciddi oranda katkı sağlıyor olması halinde mümkün olacaktır. Zira böylesi durumlarda çalışan artık “işçi” statüsünde kabul edilmektedir.
- “… Öte yandan, davacıya ait işe giriş bildirgesinin üzerinde stajyer ibaresinin olduğu, davacının 30.12.1972 doğumlu olup, çalışmanın geçtiği dönemde 15 yaşında olduğu buna rağmen davacının çırak olup olmadığına dair gerekli olan araştırmanın yapılmadığı anlaşılmıştır. 506 sayılı Yasanın 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları…” uygulanmamaktadır. Davada tespiti istenen dönemde 05.07.1977 tarihinde yürürlüğe giren 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Yasası yürürlüktedir. Belirtilen nedenlerle çıraklık ilişkisi, çıraklık sözleşmesini düzenleyen 2089 sayılı Yasa’daki koşullar dikkate alınarak irdelenmelidir. Öncelikle bir kimseye çırak denebilmesi için o kimsenin durumunun bu özel kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının belirtilen devrede çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir…” Y. 21. HD. 2015/9045 E., 2015/15043 K.
- “…Bir önceki bozma ilamımızda, kurum müfettişi tarafından kullanılan formülün uygulanmasına ilişkin Kurum tebliği olup olmadığının araştırılması, diğer taraftan, eksik işçilik bildiriminin tespitinde emsal araştırma sonucu bulunacak somut tespitlerin esas alınması gerektiği, stajyer öğrenciler yönünden, çalışmanın hizmet akdi unsurlarını taşır şekilde, üretime yönelik olup olmadığının araştırılması, yine karşılıklık esasına göre temin edildiklerine dair bir belge bulunmadığından bunun araştırılması istenilmiş, bozma sonrası alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapmış olduğu araştırmalarda tatil köylerinde çalışan sayısının oranı oda başına 0,74 olarak tespit edildiğinden bahisle müfettiş raporunun yerinde olmadığını, oda doluluk oranlarına göre eksik işçiliğin 2.734,50 TL olduğu belirtilerek 53.793,06 TL lik ek prim tahakkuku ile 39.933,39 TL gecikme zammına yönelik işlemin iptaline karar verildiği, birleşen dava yönünden ise stajyerlerin 5510 sayılı yasanın 5-b ve 87/e maddeleri kapsamında eğitim gördüklerinden kurum işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmış ise de bozma gereklerinin yerine getirilmediği belirgindir…” Y. 10. Hukuk Dairesi 2016/3365 E., 2017/4153 K.