“…Davalı kadın tarafından karşı dava süresinde açılmamış ve mahkemece, bu sebeple karşı dava hakkında tefrik kararı verilmiştir. Aynı yer mahkemesinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4). Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174), yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu sebeple, delillerin değerlendirilmesi ve boşanmanın fer’i niteliğindeki talepler nazara alındığında kadının ve erkeğin açtığı davaların birlikte görülmesindeki yarar açıktır. Davalı kadının açtığı davanın ayrılmasına karar verilmiş ise de, medeni yargılama hukukunun temel ilkelerinden olan “usul ekonomisi ilkesi” gereği olarak; her iki davanın birleştirilmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; süresinde olmasa da harcı yatırılarak açılmış bulunan karşı boşanma davası ile işbu dava dosyasının birleştirilmesine karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır…” Y. 2. Hukuk Dairesi 2016/17383 E. , 2016/14303 K.
“…Davalı, karşı davasını esas dava hakkındaki cevap dilekçesi ile ikame edebilir. (HUMK madde 203) Cevap dilekçesi ise, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren on gün veya hakim tarafından bir süre tayin edilmiş ise o süre içinde mahkeme kalemine bildirilmek zorundadır. (HUMK 195/1) Dava dilekçesi davalıya 23.12.2006 günü tebliğ edilmiş, davalı on günlük cevap süresinden sonra 04.01.2007 günü verdiği cevap dilekçesi ile karşı davasını ikame etmiştir. Bu halde karşı dava süresinde açılmamıştır. Davacı cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren ilk itiraz süresi içinde karşı davanın süresinde açılmadığı, bu sebeple kabule şayan bulunmadığını ilk itiraz olarak ileri sürdüğüne göre; bu halde karşı davanın asıl davadan ayrılmasına karar verilmesi ve ayrı bir esas üzerinden sonuçlandırılması gerekirken bu husus nazara alınmadan ve gerekçesi de gösterilmeden karşı davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmesi doğru bulunmamıştır…” Y. 18. Hukuk Dairesi 2016/2095 E. , 2016/3429 K.