Yargıtay 2. HD. 2021/10901 E., 2022/1760 K.
\”İçtihat Metni\”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Hukuk Muhakemeleri Kanunu\’nun 140/5.maddesi \”Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir. Davacı kadın dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde herhangi bir delil bildirmemiş, tanık deliline dayanmamıştır. Davacı kadın tanık deliline dayanmadığından, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmaz ve davacı kadının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanları kusur belirlemesinde dikkate alınamaz (HGK 20.04.2016 tarih 2014/2-695 Esas ve 2016/522 Karar sayılı kararı). Mahkemece taraflara, sonradan delil listesi verilmesi veya dayanılmayan delillin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmaz ve davacı kadının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanları dikkate alınarak erkeğe kusur yüklenemez.Tanık beyanları dışında da dosya kapsamından davalı erkeğe yüklenecek kusurun varlığı ispat edilemediği anlaşılmakla davacı kadının Türk Medeni Kanunu\’nun 166/1. maddesine dayalı \”Evlilik birliğinin sarsılması\” hukuki sebebine dayanılarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki, boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
2-Türk Medeni Kanunu\’nun 174/1. maddesi \”Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.\” Yine (TMK m. 174/2) Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Kadın yararına Türk Medeni Kanunu m. 174/1-2 koşulları oluşmamıştır. O halde davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.02.2022 (Prş.)
Yargıtay 2. HD. 2014/14212 E., 2014/25777 K.
\”İçtihat Metni\”
MAHKEMESİ :İmamoğlu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :21.02.2014
NUMARASI :Esas no:2013/72 Karar no:2014/22
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalı-davacı (kadın) 13.5.2013 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile iki tanık ismi bildirmiştir. Mahkemece dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlanmasından sonra 22.10.2013 günü yapılan ön inceleme duruşmasında tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş ve taraflara iddialarının ispatı bakımından tanık da dahil tüm delillerini bildirmek üzere iki haftalık kesin süre vermiştir. Davalı-davacı (kadın) verilen süre içinde iki tanık ismi daha bildirmiş, mahkemece bu tanıklar “ikinci tanık listesi verilemeyeceği” gerekçesiyle dinlenilmemişlerdir.
Delil, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için gösterilir (HMK m. 187/1). Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK m. 140/3) göre, bu tespit yapılmadan tarafların herhangi bir delile dayanmaları ve dayandıkları delilleri sunmaları beklenemez. Bu nedenle davalı-davacı (kadın)\’ın, mahkemece uyuşmazlık konularının tespitinden sonra verilen süre içinde bildirdiği tanıkları, ikinci tanık listesi sayılamaz ve bu tanıkların Hukuk Muhakemeleri Kanununun 260-265. maddelerinde gösterilen usul çerçevesinde dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmaksızın, hatalı gerekçe ile eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre her iki tarafın davası yönünden yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden davalı-davacı (kadın)\’ın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.12.2014 (Pzt.)
Avukat Oğuzhan Yazıcı, 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra stajını tamamlamış ve ruhsatını aldığından beri İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık yapmaktadır. Özel hukuk alanındaki yüksek lisansını da İstanbul Üniversitesinde tamamlamıştır. (ORCID ID: 0009-0005-8249-8432)
Kurumsal icra (para tahsili) işleri yapmamaktayız. Dolayısıyla lütfen kendisini adımızla tanıtıp çeşitli nedenlerle sizden para isteyenlere para göndermeyin. Sahte hesaplarla iletişime geçenlere karşılık dahi vermeyin.