Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, tasarrufun iptali davalarında yapılan ihtiyati tedbir talebinin ihtiyati haciz talebi olarak anlaşılması gerektiğini belirtmektedir. Uygulamanın bu yönde olması, ihtiyati tedbirin sıra cetvelinde yer bulamaması sebebiyle davacının hak kaybının önüne geçebileceğinden bazı yazarlarca da destek bulmuştur. Bazı yazarlarsa talebin gerçek niteliğine göre karar verilmesi gerektiğini ifade etmektedir.
- “…Davacı alacaklı Hazine her ne kadar ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ve mahkemece de ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de ihtiyati tedbir ihtiyati hacizden daha kapsamlı bir müessese olduğundan tasarrufun iptali davalarında talep edilen ihtiyati tedbir talebinin ihtiyati haciz olarak nitelendirilmesi gerekir. Zira İİK’nın 281/2.maddesinde tasarrufun iptali davaları için özel bir düzenleme yapılarak ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiştir. İhtiyati haciz talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine gerek bulunmamaktadır. Zira bunu beklemek dava ile elde edilecek sonuçların gerçekleşmesine engel teşkil edebilmektedir. 6183 sayılı Kanun ihtiyati haciz konusunda özel bir hüküm bulunmamakla birlikte İİK’nin 281/2.maddesi kıyasen uygulanarak tasarrufa konu mallar üzerinde ihtiyati haciz niteliğinde olan talebin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değirlendirme ile yazılı şekilde reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir…” Y. 17. Hukuk Dairesi 2015/12576 E., 2016/185 K.
- “…Davacı Banka vekili, davalı borçlu … İnşaat Tah.ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını davalı …’e onun da diğer davalı … Ofis Marka Patent Ajanlığı Müş. ve Tic. Ltd. Şti.ye satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiş ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Mahkemece, dava konusunun taşınmazlar olmadığı gerekçesi ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında davacı tarafça ihtiyati tedbir talep edilse dahi davacının taşınmazın aynına ilişkin bir davası olmadığından ihtiyati tedbir talebinin, İİK’nun 281/2 maddesi uyarınca istenen ihtiyati haciz yönünden değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle davacı talebinin ihtiyati tedbire ilişkin olduğu şeklindeki gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi doğru değildir…” Y. 17. Hukuk Dairesi 2012/7919 E. , 2013/4515 K.
- “…Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İİK’nın 281/II fıkrası hükmüne göre hâkimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilmesine somut olayda da iptali istenen tasarruflar için açılmış olan işbu tasarrufun iptali davasında, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına, tasarrufun iptali davalarında uygulanacak olan ihtiyati haczin, davacının alacağına kavuşması açısından getirilmiş bir uygulama olmasına nitekim istikrar kazanan Yargıtay uygulamasında da verilmiş olan ihtiyati tedbirlerin, “ihtiyati haciz mahiyetinde” olduğunun kabul edilmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı … vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan kararın ONANMASINA…” Y. 17. Hukuk Dairesi 2016/15209 E. , 2017/6932 K.
Teminatın gerekip gerekmediğini ise mahkeme takdir edecektir.
- “…“Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/II fıkrası hükmüne göre hakim, iptale tâbî tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyatî haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkeme tarafından takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyatî haciz kararı verilemez. Somut olayda da davacının isteminin bu kapsamda değerlendirilerek dava ve haciz talebi için tam bir ispat aranması yerine davacının ileride telafisi imkansız zararlarının oluşabileceği nazara alınarak, ihtiyatî haciz isteminin az yukarıda belirtilen kapsamda teminatlı ya da teminat aranmaksızın kabul edilmesi yerine şartların oluşmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir…” Y 17. Hukuk Dairesi 2014/307 E., 2014/4222 K.
Avukat Oğuzhan Yazıcı, 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra stajını tamamlamış ve ruhsatını aldığından beri İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık yapmaktadır. Özel hukuk alanındaki yüksek lisansını da İstanbul Üniversitesinde tamamlamıştır. (ORCID ID: 0009-0005-8249-8432)
Kurumsal icra (para tahsili) işleri yapmamaktayız. Dolayısıyla lütfen kendisini adımızla tanıtıp çeşitli nedenlerle sizden para isteyenlere para göndermeyin. Sahte hesaplarla iletişime geçenlere karşılık dahi vermeyin.