Yargıtay 2. HD. 2020/1004 E., 2020/2136 K.
\”İçtihat Metni\”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-İlk derece mahkemesi, eşine fiziksel şiddet uygulayan, ev ve ailesini ihmal eden ve güven sarsıcı davranışları olan davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna karar vermiştir. Hükme karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi erkeğin kusur belirlemesine yönelik talebinin kabulüne karar vererek, davalı erkeğin ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı kadının da eşine \”Şu çocuklar büyüsün, benim beklediğim şeyler var\” dediğini belirtmiş ve erkeğin ağır, kadının da az kusurlu olduğuna karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi tarafından davacı kadına kusur olarak eklenen \”Şu çocuklar büyüsün, benim beklediğim şeyler var\” sözünün erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen fiziksel şiddet, birlik görevlerini ihmal ve güven sarsıcı davranış kusurlarına karşı tepkisel nitelikte olması nedeniyle kadına kusur olarak yüklenmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusursuz olan kadının az kusurlu olarak kabul edilmesi doğru bulunmamıştır.
b-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu\’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu\’nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (2/a-b) bentlerinde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 267.80 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.12.03.2020 (Prş.)
Avukat Oğuzhan Yazıcı, 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra stajını tamamlamış ve ruhsatını aldığından beri İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık yapmaktadır. Özel hukuk alanındaki yüksek lisansını da İstanbul Üniversitesinde tamamlamıştır. (ORCID ID: 0009-0005-8249-8432)
Kurumsal icra (para tahsili) işleri yapmamaktayız. Dolayısıyla lütfen kendisini adımızla tanıtıp çeşitli nedenlerle sizden para isteyenlere para göndermeyin. Sahte hesaplarla iletişime geçenlere karşılık dahi vermeyin.