Yaralama sonucu mağdurun yüzünde sabit iz kalması durumunda etkisi devamlı olarak hissedilen bir durum söz konusu olduğundan failin cezası artırılır. Kanun koyucunun bu durumu farklı suçlar için cezayı artırıcı neden olarak düzenlediğini görüyoruz. Yazımızda da bu suçlar üzerinden değerlendirme yapılacaktır.
Raporun Eylemden En az 6 Ay Sonra Alınması
Öncelikle belirtmeliyiz ki hangi suç kapsamında incelenirse incelensin, Yargıtay’ın istikrarlı içtihatlarına ve adli tıp uygulamalarına göre yüzde sabit iz kalıp kalmadığı hususuna ilişkin rapor olaydan en az 6 ay sonra alınmış olmalıdır.
“…Hükme esas alınan Çorum Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 04/06/2009 tarihli raporunun olaydan sonra 6 aylık süre geçmeden alındığı görülmekle adli tıp uygulamalarına göre mevcut yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığı hususunda kesin raporun olaydan 6 ay geçtikten sonra düzenlenmesinin gerekmesi karşısında…” Y. 3. Ceza Dairesi 2014/12556 E. , 2014/34266 K. |
“…yüzde sabit ize neden olup olmadığının tespit edilebilmesi için muayenenin olaydan en az 6 ay geçtikten sonra yapılması gerektiği…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/1122 E. , 2021/910 K. |
“…Adli tıp kriterlerine göre yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığının tespiti için olayın üzerinden en az 6 ay geçtikten sonra muayenenin yapılması zorunlu olmasına rağmen müştekideki yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olduğuna dair, 11.06.2010 tarihli raporun 6 aylık süre geçmeden yapılan muayene sonucu düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığına dair yeniden rapor aldırıldıktan sonra sanığın eyleminin nitelendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı…” Y. 14. Ceza Dairesi 2017/7401 E. , 2021/877 K. |
Yüzdeki Her İzin Madde Kapsamında Değerlendirilmemesi
Yüz bölgesindeki yaranın TCK kapsamında sabit iz olarak değerlendirilmesi için bunun gün ışığında iletişim mesafesinden görülebilir olması gerekir. İzin plastik cerrahiyle yok edilmesi ise bu maddenin uygulamasına engel değildir. Yine de sabit iz varmışçasına cezada artırım yapılabilir.
Eğer ki mağdurun tanınmasını dahi zorlaştıracak ölçüde ciddi bir yaralanma varsa da artık bu durumda sabit izden değil, yüzün sürekli değişikliğinden söz edilir. Bu durumda verilecek elbette daha ağır olacaktır. Kezzap atılması durumu TCK kapsamındaki yüzün sürekli değişikliğine örnek olabilir.
Yapılan Tedavi Giderlerinin Tazmini
Ceza hukukuna ilişkin olmasa da belirtmemiz gerekir ki , suçun mağduru elbette hukuk mahkemesinde dava açarak hastanede yaptığı masrafları talep edebilir. Örneğin plastik cerrahi için masraf yapmışsa bunu talep edebilir. Ayrıca rapor alıp işine gidemediği zamanlardaki gelir kaybının da tazmin edilmesini isteyebilecektir.
Yüzde Sabit İz Bırakmanın Cezayı Artırdığı Suçlar
Kasten Yaralama Sonucunda
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralamayı düzenleyen TCK m. 87/1-c hükmünde yüzde sabit iz bırakmanın cezayı artıracağı ifade edilmiştir. Bu artış somut duruma göre farklılık gösterir. Öyle ki bu durumda basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir yaralamalarda hapis cezasının 8 ay-2 yıl arasında; suçun temel şeklinde 3-6 yıl arasında; nitelikli hallerinin bulunması durumunda ise yaralama basit tıbbi müdahaleyle giderilecek kadar hafif değilse 5-9 yıl arasında değiştiğini görüyoruz. Durum böyle olmakla birlikte yüzde sabit iz kalmışken bunun bir de basit tıbbi müdahaleyle giderilebileceğini söylemek güç olacaktır. En azından Adli Tıp Kurumu’nun ve Yargıtay’ın uygulaması bunların birlikte olamayacağı şeklindedir.
“…Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama niteliğindeki “yüzde sabit iz” in basit tıbbi müdahale giderilmesinin mümkün bulunmadığı…” Y. 1. Ceza Dairesi 2021/3398 E., 2021/2172 K. |
“…Sanığın üzerine atılı suçun yüzde sabit iz kalacak şekilde kasten yaralama olduğu, Adli Tıp Kurumu ve Dairemiz uygulamalarına göre yüzde sabit izin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği dikkate alınarak temel cezanın 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 87/1-c maddesi gereğince tayini ve eylem için belirlenecek cezanın TCK’nin 87/1-c-son maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezasından az olamayacağı…” Y. 3. Ceza Dairesi 2014/36581 E., 2015/13266 K. |
“…Yaralamanın basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, ancak yüzde sabit ize neden olacağı belirtilmiş isede; yüzde sabit ize neden olma şeklinde ki yaralama, suçun nitelikli halini oluşturduğundan, temel cezanın TCK’nın 86. maddesinin 1. fıkrasına göre belirlenmesi yerine, aynı maddenin 2. fıkrası ile ceza tayin olunması kanuna aykırı…” Y. 6. Ceza Dairesi 2012/17123 E. , 2015/43868 K. |
Taksirle Yaralama Sonucunda
Failin kastı olmaksızın yanlışlıkla gerçekleştirdiği bir eylem sebebiyle mağdur yaralanmışsa burada taksirden söz edilir. Trafik kazaları buna iyi bir örnek olabilir. Cezası elbette failin kasıtlı olduğu durumlara kıyasen daha az olsa da mağdurun yüzünde sabit iz kalmışsa yine cezanın artırıldığı görüyoruz.
Bu suç kural olarak 3 ay ile 1 yıl arası hapis veya adli para cezasını gerektirse de yüzde sabit kalması durumunda ceza yarı oranında artırılarak 4,5 ay ile 1,5 yıl arasına çıkar. Yine de hem HAGB sınırları içinde kalması hem de adli para cezası seçeneğinin burada da olması failin oldukça lehine olmaktadır.
Kural olarak soruşturulması şikayete bağlı bir suç olsa da, bilinçli taksirle işlendiği durumlarda yüzde iz kalmışsa şikayet olmaksızın da kamu davasının açılması gerektiği düzenlenmiştir. Bu ikisi arasındaki farkı basitçe şöyle açıklayabiliriz: Basit taksirde fail mağduru yaralayabileceğini öngöremezken bilinçli taksirde fail mağduru yaralamak istemese de en azından bunu öngörebilmektedir.
İşkence Sonucunda
Genellikle eziyet suçuyla karıştırılan işkencenin farkı failin bir kamu görevlisi olmasıdır. Bu suçun kasten yaralamadan farkı ise failin sistematik ve devamlı olarak eylemlerde bulunmasıdır. Suçun temel halindeki hapis cezası mağdur erkekse 3-12 yıl arasıyken kadınsa 5-12 yıl arasıdır. Mağdurun kamu görevlisi, çocuk, hamile kadın veya kendisini savunamayacak birisi olması halinde ise hapis cezası 8-15 yıl arasıdır. Cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmişse 10-15 yıl arası hapis cezasına hükmedilir. Aradan ne kadar süre geçerse geçsin zamanaşımının işlemediği nadir suçlardan birisi işkencedir. İşkence sonucunda yüzde sabit iz kalmışsa failin cezası yarı oranında artar.