Zilyetliğin devir yolları temel olarak iki gruba ayrılmaktadır:
1. Yeni Zilyedin Doğrudan Zilyet Kılınması Yoluyla Zilyetliğin Devri
Yeni zilyedin doğrudan zilyet kılınması TMK m.977’de düzenlenmiştir: Zilyetlik, şeyin veya şey üzerinde hâkimiyeti sağlayacak araçların, edinene teslimi veya edinenin önceki zilyedin rızasıyla şey üzerinde hâkimiyeti kullanacak duruma gelmesi hâlinde devredilmiş olur. Bu hüküm, görüldüğü üzere üç hali öngörmektedir.
1.1. Malın Teslimi: Malın fiziki olarak yeni zilyedin eline verilmesi şeklinde olur. Zilyetliğin devri sebepten mücerret olduğu için zilyetliğin devrine sebep teşkil eden işlemin geçersizliği zilyetiğin devrini geçersiz kılmayacaktır.
1.2. Araçların Teslimi: Yeni zilyedin mal üzerindeki hakimiyeti, bazı araçların teslim edilmesi yoluyla da sağlanabilir. Örnek olarak ev veya araba anahtarının yeni zilyede devredilmesini gösterebiliriz.
1.3. Yeni Zilyedin Fiili Hakimiyetine Bırakma: Bu durumda teslim yerine geçen anlaşma vardır. Örneğin dükkan önündeki malzemelerin alınabileceğini söyleyen dükkan sahibi zilyetliğin devri işlemini bu yolla yapmıştır.
2. Yeni Zilyedin Dolaylı Zilyet Kılınması Yoluyla Zilyetliğin Devri
Bu durum da üç şekilde gerçekleşmektedir:
2.1. Temsilci araclığıyla: TMK m. 978’de düzenlenmiştir: Temsilciye yapılan teslim, temsil edilene yapılmış gibi zilyetliği geçirir. Bu durumda zilyetlik iradesi taşımayan temsilci, başkası için zilyet sıfatını haizdir.
2.2. Hükmen Teslim: TMK m. 979/1 hükmünde düzenlenmiştir: Zilyetliği devreden, özel bir hukukî ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur. Bu özel hukuki ilişki sınırlı ayni hak, kişisel hak, başkası için zilyetlik veya temsil gibi bir ilişki olabilir.
Hükmen teslim, taşınır rehni kurallarından kaçmak veya üçüncü kişileri zarara sokmak amacı ile yapılmışsa geçersiz olur (TMK m. 766).
2.3. Zilyetliğin Havalesi: Bu durumda dolaylı zilyet konumundaki kişi, zilyetliği, kazanacak olan kişiye anlaşarak devretmektedir. Malı fiilen elinde tutanın rızasına veya ona bir bildirim yapılmasına gerek yoktur. Ancak malı elinde tutana haber verilmezse, bu kişi havale yapılan kişiye teslim etmemekten ötürü sorumlu tutulamayacaktır.
Zilyetliğin havalesi yoluyla zilyetlik devri gerçekleştirmek isteyenin öncelikle kendisinin zilyetlik sıfatı bulunmalıdır. Örneğin malı çalınmış olan kişi bu devri gerçekleştiremeyecektir. Zira mal üzerinde mülkiyeti devam etse dahi zilyetliği hırsızlıktan ötürü sona ermiştir. Bu durumda malik olma sıfatı devam etse dahi mülkiyetin devri mümkün olamayacaktır.
TMK m. 979/3 hükmü gereğince, feri zilyet konumundaki üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı ileri sürebileceği nedenlerle malı, edinene vermekten kaçınabilir. Ancak bu, devredilen hakkın ayni hak ve üçüncü kişinin ileri sürdüğü hakkın kişisel hak olduğu durumlarda yeni zilyedi etkilememektedir (Oğuzman, Eşya Hukuku 20. baskı, s. 76). Fer’i zilyedin hapis hakkı söz konusu ise yeni zilyede vermekten kaçınma ayni hakka dayanmaktadır.
2.4. Emtiayı Temsil Eden Senetlerin Teslimi: TMK m. 980: Bir taşıyıcıya veya umumî mağazaya bırakılmış emtiayı temsil eden kıymetli evrakın teslimi, emtianın teslimi gibi sonuç doğurur. Kıymetli evrakı iyiniyetle teslim alan kimse ile emtiayı iyiniyetle teslim alan kimse arasında uyuşmazlık çıkarsa emtiayı teslim alan tercih olunur.