Y. 2.HD. 2016/14035 E. , 2018/3501 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının miktarı ile açılmamış sayılmasına karar verilen ziynet ve eşya alacağı davasına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesi kapsamında maddi tazminat talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Mahkemece, ” taraflar arasında, fiziksel engel olmamasına rağmen cinsel birliktelik yaşanmaması nedeni ile tarafların birbirlerini suçladıkları, bu nedenle aralarında sorun yaşandığı, her iki tarafında üçüncü kişilerin bu durumu bilmesinden kaynaklı incindikleri, davacının ayrıca fiziksel şiddete maruz kaldığı” gerekçesiyle tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul edilerek kadının manevi tazminat (TMK m. 174/2) talebinin reddine karar verilmiş ise de; mahkemece kabul edilen ve tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre davalı- davacı erkeğin davacı-davalı kadına nazaran boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Boşanmaya sebep olan olaylar kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50,51) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir (HMK m. 176/1). Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir (HMK m. 177/1).
HMK’nun 176 vd. maddelerinde, ıslahın harca tabi olacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda da “ıslah harcı” şeklinde bir harç türü yer almamaktadır. O halde sırf ıslah istemi sebebiyle harç alınamaz.
Bunun yanında, ıslah sonucunda, dava/talep konusunun miktar veya değeri artarsa ve artan miktar veya değer için harç ödenmesi gerekiyorsa, ancak o zaman harç ödenmesi/tamamlanması gerekir. Somut olayda, davacı-davalı kadının dava dilekçesinde herhangi bir ziynet ve çeyiz eşyası alacağı talebi bulunmadığı halde 20.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile boşanma, boşanmanın fer’i niteliğindeki talepler ile ziynet ve çeyiz eşyası alacağı talepleri yönünden davasını tamamen ıslah etmiş, mahkemece usulüne uygun bir dava bulunmadığı gerekçesiyle ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HMK’nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri davasını tamamen ıslah ederek dava dilekçesinde yer almayan yeni bir talep ekleyebilir. O halde mahkemece; dava dilekçesinden alınan başvurma harcının tüm istekleri kapsadığı gözetilerek, boşanmanın eki niteliğinde bulunmayan ve nispi harca tabi olan ziynet ve çeyiz eşyası alacağı talepleri yönünden eksik peşin nispi harcı tamamlaması için davacı-davalı kadına imkan ve süre tanınması (Harçlar Kanunu m. 30-32), harcın tamamlanması halinde toplanan deliller değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.03.2018(Pzt.)