Davanın Açılmamış Sayılmasının Sürelere Etkisi – HMK 150/7

HMK 150/7 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilirse, zamanaşımının kesilmesi, hak düşürücü sürenin korunması ve davalıyı temerrüde düşürme etkisi de ortadan kalkacaktır.

Y. 11. Hukuk Dairesi 2019/2591 E., 2020/571 K.

“…Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak, somut olayda davalının ticaret unvanının 04.02.2003 tarihinde Ticaret Siciline tescil ve ilan edildiği, huzurdaki davanın ise 8 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra 04.04.2011 tarihinde açıldığı, açılmamış sayılmasına karar verilen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/123 esas sayılı dosyasının ise 02.12.2009 tarihinde ikame edildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2017/524 esas, 2018/4926 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davanın açılmamış sayılmasının, emredici nitelikte usul kurallarına riayet etmemenin bir müeyyidesi olup kamu düzeni ile ilgili olduğu, medeni yargılama hukukunda davanın açılmamış sayılması kararının geriye doğru hüküm ifade ettiği, davanın açılmamış sayılması kararının verilmesi halinde davanın açılması ile meydana gelmiş olan bütün sonuçların ortadan kalkacağı ve zamanaşımı ya da hak düşürücü sürelerin korunması etkisinin dahi son bulacağı, nitekim 6100 sayılı HMK 150/7 maddesinin; “Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” hükmünü ihtiva ettiği, davanın açılmamış sayılması ile böyle bir talebin dahi vaki olmamış sayılması sonucunu doğurduğundan bu etkilerinde ortaya çıkmamış sayılmasının gerektiği, bu durumda açılmamış sayılma kararının, sessiz kalma yönünden HMK 150/7 maddesinin açık hükmü ve anılı içtihatlar karşısında davacı lehine yorumlanamayacağı, tüm bu nedenlerle davacının 8 yılı aşkın süre sessiz kalması sureti ile TMK 2. maddesi kapsamında makul süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir…”

Y. 22. Hukuk Dairesi 2015/32070 E. , 2018/11933 K.

“…Davanın açılmamış sayılması kararı temyizi kabil niteliktedir. Ancak, derdestlik yönünden kararının temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Burada davaların takipsiz bırakılmasını önlemek amacı güdülmüştür. Bu itibarla, davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin oluşan tüm yasal hüküm ve sonuçlar başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya yürürlük kazanır. Derdestlik, dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden 3 aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Ancak bu hükümler davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumu ile kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar. Zamanaşımını kesme etkisi dahi sona erer. (Hukuk Genel Kurulu’nun 18.09.1996 tarih E:1996/19-461 – K:1996/607 sayılı kararı)…”

Y. 21. Hukuk Dairesi 2016/10398 E. , 2018/4174 K.

“…Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davalardaki talep dahi vaki olmamış sayılır. (m.150/7). Bu hüküm, 150. Maddede yer alsa da, “hangi sebeple olursa olsun” ifadesi sebebiyle tüm davanın açılmamış sayılması hallerinde de geçerli olan genel bir hükümdür. Davanın açılmamış sayılması ile davanın tüm sonuçları ortadan kalkar; dava hiç açılmamış gibi sonuç doğar. Davanın açılmamış sayılması ile davanın usul hukuku ve … hukuk bakımından doğan sonuçları da ortadan kalkmaktadır. Çünkü açılmamış sayılma, böyle bir talebin dahi vaki olmamış sayılması sonucunu doğurduğundan bu etkilerin de ortaya çıkmamış sayılması gerekir. Bir talebe ve dava dilekçesine bağlanan tüm sonuçlar artık ortadan kalkmış kabul edilmelidir. Zamanaşımın kesilmesi veya hak düşürücü sürenin korunması bakımından etkiler ortadan kalkacağı gibi, karşı tarafın temerrüde düşürülmesi şeklindeki etki de ortadan kalkacaktır. Keza davanın açılma ıyla doğan usuli etkiler de bertaraf olacaktır. ( Prof. Dr. … …, Prof. Dr. … Özekes, Doç. Dr. … Akkan, Doç. Dr. … Taş Korkmaz, … Usul, … Usul Hukuku, Cilt II, sh 1483)…”

Y. 9. Hukuk Dairesi 2015/1795 E. , 2016/11213 K.

“…davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar sonrası, ilk dava ortadan kalktığından yeni bir dava olarak açılmış bulunan eldeki dosya bakımından usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Bu nedenle davalı tarafından usulüne uygun olarak ileri sürülen zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile zamanaşımı def’inin dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…”

İletişime Geç
Whatsapp'tan Yaz
Merhaba 👋
Okuduğunuz konuyla ilgili veya başka bir konuda avukat tutmanız gerektiğini düşünüyorsanız aşağıdaki butona basarak kısaca yaşadığınız durumu anlatabilirsiniz. İstanbul içinde faaliyet göstermekteyiz.
Av. Oğuzhan Yazıcı | İstanbul